Cezmi Doğaner
Suriye’de bir şeriat devleti kuruluyor. Aynı Filistin El Fetih ve Hamas gibi yapılanmalar olacak. Suriye’de şeriatçılar İsrail yandaş. Gelecek de üçe bölünecek bir ülke olacak.
Gerici, dinci, ahlaksızlarla işbirliği ve dayanışma yapılmaz. Örneğin İran da bu deneyim yaşandı.
Emperyalizm Irak, Libya ve Suriye’yi bölüp parçaladı.
Emperyalizme başkaldırıp savaşanlar bir bir yok ediliyor.
Türkiye’de yaşayan Suriyeliler kesin dönmeyecekler ama gidiş geliş yapacaklar.
Bu yazı Rahmetli Ali Nejat Ölçen’nin kitap ve yazılarından alıntıdır.
21’nci Yüzyılın emperyalizmi, İslam Dünyası’nın iç çatışmasını kullanarak, İslam Dünyasına egemen olmayı başarmaktadır. Bunun nedeni Prof. Nurullah Aydın’ın belirttiği gibi İslam dünyasında:
Bilim yoktur, teknoloji yoktur, üretim yoktur, ahlak yoktur, kin vardır, nefret vardır, yalan vardır, talan vardır,
Kanımız odur ki İslam Dünyası (Sri Lanka hariç) Orta Doğu’da sefalet ile sefahat arasındaki uçurumu yaşamaktadır. İktidarı ele geçiren hanedan, sefahatın en ilkel ve adî (süflî) zevkleri içindeyken, yüksek duvarların arkasındaki halk yarı aç yarı tok ilkel koşullarda ve pislik içinde yaşamaya çalışmakta.
Birbirine düşman olmayan iki İslam ülkesi göremez ve birbirini kan gölünde boğazlamayan bir Islam ülkesine rastlayamazsınız. Bu kin, bu nefret, bu gerilik ve gericilik, İslam Dünyasını emperyalizme teslim etmekte emperyalizmin kucağına oturtmaktadır. Emperyalizmden aldıkları silahlar, bombalar, dinamitlerle, toplar tüfeklerle birbirlerini öldürmeyi sürdürmektedir İslam Dünyası. kin ile, nefretle emperyalizmden satın aldıkları silahlarla birbirlerini boğazlamaktadırlar.
Müslüman Kardeşler de ne kardeşlik vardır ne de İslam. El Kaide öyledir. HAMAS öyledir. Alın birini vurun ötekine.
Türkiye’mizde kim İslam ülkelerindeki boğazlaşmada taraflardan yanaysa o ölçüde yanılmış ve İslam’daki kini, nefreti, boğazlaşmayı desteklemiş olur. İslam Dünyası’nın barışa, bilime, üretime, demokrasiye, laiklik ilkesine gereksinimi var. Çağın gerisinde kaldıkça, iç boğazlaşmadan kendisini kurtaramayacaktır. İslam Dünyası’nın coğrafyasını 200 yıldan bu yana emperyalizm saptamakta ve kendisine hizmet edecek uşaklara teslim etmektedir. Çağın gerisinde kaldıkça emperyalizmin kucağından çıkıp bağımsızlığını kazanabilmiş bir İslam Dünyası’na Orta Doğu’da rastlamak olanak dışıdır. Son 200 yıldır İslam Dünyası’nın nasıl yaşayacağına emperyalizm karar vermektedir. 1800’lü yıllarda Osmanlı’nın Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın reformlarını ilk kez yok etmeye çalışan İngiltere, bugün ABD’yi de yanına alarak, Büyük Ortadoğu Büyük Projesi’nin uygulanmasını Türkiye’mizde AKP iktidarına görev olarak vermiştir. Bir gerçek apaçık ortada: Emperyalizm, yeni silahların denenmesini de gözüne kestirdiği İslam ülkesinde uygulamakta. Orta Doğu’daki İslam Dünyası, iç boğazlaşma yoluyla emperyalizmin silahlarını deneme platformuna dönüşmüştür.
Bugün İslam Dünyasına egemen olan kin, nefret, vahşet, cehalet, ve iktidar hırsı giderilmedikçe bunun böyle sürüp gideceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
İslam’ın kutsal kitabının insancıllığı, iyiliği, güzel iş yapmayı (Nahl-30); adaletle hükmetmeyi (Maide-42); mal düşkünlüğünden arınmayı Adiyat-5); yüreklerden kin ’in dışlanmasını (Araf-43); emek ’siz gelir edinmemeyi (Necm-39); kimseyi suçlamamayı (Nisa-112); Zan’dan kaçınmayı (Hücurat-12); koşul gören Ayetlerin bir birisinin İslam dünyasında geçerliliği yoktur. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün dev-letini ele geçiren AKP iktidarının kindar karolarında da böyledir bu. Kutsal kitabın yukarıda belirttiğimiz çağdaş Ayetleri ilke kabul edilerek İslam’ı hoş görüye yeniden ulaştırmak gerekir. Hoş görünün kaynağının kamusal sektörde laiklik ilkesiyle sağlanabileceği kabul edilmeli. Mezhepler arası, cemaatler arası, inançlar arası, müminler ve münkirler arası kin ve nefreti hoş görüye dönüştürmenin başka çaresi yoktur. Bugün İslam hoş görü dini olmaktan uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmıştır. (Not: İslam’ı öğrenmek isteyenler Sri Lanka’ya gitmelidir).
İslam dünyası bilimle, teknolojiyle, felsefe ile ve en önemlisi Teoloji ile tanışmalıdır. Bu disiplinlere kapalı kaldığı sürece kendisini iç boğazlaşmanın kanlı girdabından kurtaramaz
Ve hiç bir zaman emperyalizm, kendisine hizmet edecek uşakları bulmakta güçlük çekmez. İslam’ı İslamcıların elinden kurtarmak bu dine hizmet etmenin gereğine dönüşmüştür.
Böyle biline. Bizden söylemesi.
.