Yerel yönetimler, halka en yakın kamu hizmeti veren birimlerdir.
Merkezi yönetimlerin dışında kalan kamusal örgütlenmelerdir diyebiliriz. Daha basit anlatım şekliyle yerel topluluklarının ortak ihtiyaçlarının yerinden tespiti ve karşılanmasından sorumludurlar.
Bu anlamda Tuzla Belediyesinin “komşusunun kapısına giden belediyecilik” girişimi anlamlıdır ve diğer belediyelere de örnek teşkil etmektedir.
Yerel yönetimler vatandaşa en yakından hizmet veren birimleridir; görev alanları vatandaşların gündelik hayatta karşılaştıkları en temel sorunları çözmeye çalışır. Başka bir ifadeyle, yerel yönetimler hizmet verdikleri yurttaşlarla iletişim kurmakta en avantajlı durumda olan ve kendilerine verilen görevler gereği bu iletişimi kurmaları zorunlu olan birimlerdir.
Bugün artık yerel yönetimler ile demokrasi, yerinden yönetim ve katılımın birbirlerinin içine geçmiş kavramlar olarak algılandıkları söylenebilir. Yerel düzeyde işleyen bir demokrasi alınan kararların en etkin ölçekte alınmasının sağlanması, yerel halkın karar alma mekanizmalarına aktif katılımı ve alınan kararların yine yerel halkın katılımı ile uygulanması olarak anlaşılmaktadır. Yerel yönetimler hem demokrasi kültürünün yerleşmesi hem de halkın denetim işlevini yerine getirebilmesi için ölçek olarak en uygun kamu idaresi birimleri olarak görülmektedir.
Karar alma mekanizmalarına katılım konusunu ele alan literatürde yerel yönetimler özellikle üzerinde durulan örgütlenmelerdir. Bunun en önemli nedeni, yerel yönetimler ile yurttaşlar arasında bahsi geçen bu yakınlıktır. Diğer taraftan, özellikle demokratik yönetişim ilkelerinin, yani şeffafık, hesap verebilirlik ve etkinliğin sağlanabilmesi için tüm kamu örgütlenmelerinde, özellikle de yerel yönetimlerde katılımın bir zorunluluk olmasıdır. Yerelde alınan kararlara aktif yurttaş katılımı sağlanmadığı sürece ihtiyaçlar ve sorunlar doğru tespit edilemeyecek, bu ihtiyaç ve sorunlara cevap verecek politikalar geliştirilemeyecektir. Yine, yerel yönetimlerde katılım eksik kaldığı sürece yerel politikaların halk tarafından sahiplenmesi, sürekliliklerinin ve sürdürülebilirliklerinin garanti altına alınması oldukça güç hale gelecektir.
Bu nedenle bu konudaki tartışma yerel yönetimlerde katılımın ne faydalar getireceğine dair aşağıdaki hatırlatma ile sınırlı tutulmuştur:
- Yerel yönetimlerde katılım alınan kararların kalitesini arttırır. Bunun nedeni katılımın çok farklı perspektiferden gelen bilgilerin paylaşılmasına, bu bilgiler üzerinden ortaklaşa çözümler üretilebilmesine ve yenilikçi yaklaşımların desteklenmesine imkan vermesidir.
- Katılım toplumsal çatışmaların çözümüne yönelik mekanizmalar sağlar ve uzlaşma kültürünü besler. Katılım yoluyla alınacak kararlar bir ortak iradeyi temsil edeceğinden daha fazla kamuoyu desteği alma ve daha kolay uygulanma potansiyeline sahiptirler.
- Katılım toplum içindeki etkileşim mekanizmalarını çeşitlendirir ve derinleştiri, bir arada yaşama ve dayanışma ruhunun güçlenmesine imkan verir. Katılım yerelde yaşayanların birbirlerinin sorunlarından haberdar olmasına imkan verir, farklı grupların empati kapasitesini geliştirir.
- Katılım şeffaf, hesap verilebilir ve meşru karar alma süreçlerini destekler. Kararların “yurttaş adına alındığı” anlayıştan “kararların ortaklaşa alındığı” bir anlayışa geçişi mümkün kılar.
- Katılım toplumsal sermayenin gelişmesine imkân sağlar. Kamu yöneticileri ile yurttaşların karşılıklı güvenlerinin artması yoluyla demokratikleşmeye katkı sağlar.