Suriye’de yaşanan iç savaş ve siyasi kargaşa, birçok toplumsal grubu derinden etkiledi. Özellikle Aleviler, bu süreçte büyük baskılarla karşı karşıya kaldı. Zalim bir yönetimin gitmesiyle birlikte, yerine gelen yeni yönetim de zulmü devam ettirdi. Alevi alimlerinin türbelerine yapılan saldırılar, sokakta insanlara uygulanan dayak ve baskılar, bu zulmün en belirgin örneklerindendir.
Alevi toplumu, tarih boyunca birçok kez zulme uğramış ve baskılara maruz kalmıştır. Suriye’de de benzer bir durum yaşanmaktadır. Alevi alimlerinin türbelerine yapılan saldırılar, bu topluluğun inançlarına ve değerlerine yönelik büyük bir saygısızlık olarak görülmektedir. Bu tür saldırılar, sadece fiziksel zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal huzuru da derinden sarsar.
Sokakta insanlara uygulanan dayak ve baskılar, Suriye’deki zulmün bir diğer boyutunu oluşturur. İnsanlar, sadece inançları ve kimlikleri nedeniyle hedef alınmakta ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu durum, toplumda büyük bir korku ve güvensizlik ortamı yaratmaktadır. İnsan hakları ihlalleri, uluslararası toplumun da dikkatini çekmiş ve birçok insan hakları örgütü, Suriye’deki durumu kınamıştır.
HTS (Hayat Tahrir el-Şam), kökleri radikal dinci geçmişe dayanan bir örgüttür. Bu grup, Suriye’deki iç savaş sırasında güç kazanmış ve özellikle Alevilere yönelik baskı ve zulümleriyle tanınmıştır. HTS’nin kökden dinci geçmişi, Suriye’deki mezhepsel çatışmaları daha da derinleştirmiş ve Alevi toplumu üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. HTS’nin uyguladığı şiddet ve baskılar, Suriye’deki toplumsal barışın sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Suriye’deki zulmün sona ermesi için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir. İnsan hakları ihlallerine karşı ses yükseltmek ve zulme karşı dayanışma içinde olmak, bu tür olayların önlenmesi için önemlidir. Alevi toplumu ve diğer mazlum grupların haklarının korunması, barış ve adaletin sağlanması için atılacak adımlar arasında yer almalıdır.
Sonuç olarak, Suriye’de zalim bir yönetimin gitmesiyle birlikte, yerine gelen yeni yönetim de zulmü devam ettirmiştir. Alevi alimlerinin türbelerine yapılan saldırılar ve sokakta insanlara uygulanan dayak ve baskılar, bu zulmün en belirgin örneklerindendir. HTS’nin kökden dinci geçmişi, Suriye’deki mezhepsel çatışmaları daha da derinleştirmiştir. İnsan hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi ve zulme karşı dayanışma içinde olunması gerekmektedir.