31 Mart Yerel seçim sonrası bazı CHP Belediye Başkanlarının akraba atamalarının doğru olmadığını, Bursa, Balıkesir, Kırşehir ve Yüreğir’de tespit edilen akraba atamalarını geri aldıran Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz’a yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu konuda hiç tavizimiz yok dedi.
Genel Başkan Özel yaptığı açıklamada, “milletvekilleri ya da belediye başkanlarının yakınları istediği kadar liyakatli olsunlar, AKP’nin bu kadar nepotizm (kayırmacılık) yaptığı bir yerde bu tip atamaları kimseye anlatamayız. Bu kadar işsizlik ve yoksulluğun olduğu yerde bu tip işler CHP’ye duyulan güveni kökten sarsar. Hiç tavizimiz yok. Asla kabul etmiyoruz. En sert tepkiyi ben gösteriyorum. Bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Atamaların geri alınması gerekiyor. Aksi takdirde parti hukuku içinde ne yapmamız gerekirse onu yaparız. Bana yapılan her kusuru, partideki her hatayı affedebilirim. Ama belediyede akraba, eş, dost işi ve paralı pullu işlere bulaşanların gözünün yaşına bakamayız” diyerek önemli uyarı yaptı.
Bu anlamlı uyarıdan nasibini almayan bazı belediye başkanları eş, dost, akraba, hemşeri ve parti içindeki ekip arkadaşlarını bazı kadrolara atamaya devam ediyor.
Bunlardan biride İstanbul’un Esenyurt ilçesinde yaşandı.
Esenyurt Belediye Meclisi AKP Grup Başkanvekili Togay Çoban, “Başkan Ahmet Özer’e belediyeye oğlunu, kız kardeşini, amcaoğlunu, kayınbiraderini işe alıp almadığını” sordu.
Eseryurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ise kayınbiraderinin belediyede çalıştığını açıkladı.
“O ALANDA BAŞKA BİRİNİ BULAMADIĞIM İÇİN ORADA ÇALIŞIYOR”
Özer, skandal atamayı, “Ama kayınbiraderim olduğu için çalışmıyor. Üniversite genel sekreterliği yaptığı, hastane başmüdürlüğü yaptığı için, o alanda başka birini bulamadığım için çalışıyor. Çalışacak da.” sözleriyle savunarak, siyasi ahlaksızlık yaptı.
Ne demek Ahmet hoca…
Cumhuriyeti kuran bir partinin üyelerinin içinden kayın biraderinden başka liyakatli kimse bulamadın mı? Birde utanmadan, sıkılmadan CHP Genel Başkan Özgür Özel’in uyarısına rağmen ”çalışıyor, çalışacak da” diyorsun.
Ayıp… Ayıp, senin yaptığın ve savunman bir profesöre yakışmadı.
