Demokrasi, halkın yönetime doğrudan veya dolaylı olarak katıldığı, özgür ve adil seçimlerin yapıldığı bir yönetim biçimidir. Ancak demokrasi kavramı, yalnızca seçimlerin düzenlenmesi ile sınırlı kalmamakta, seçmenlerin iradesinin tam olarak temsil edilmesini de içermektedir. Bu noktada nisbi temsil sistemi, demokrasinin olmazsa olmazlarından biri olarak karşımıza çıkar. Nisbi temsilin olmadığı bir demokrasi, büyük bir eksiklik taşır ve bu eksiklik çoğunlukla otoriter bir yönetime, hatta diktatörlüğe doğru evrilir.
Nisbi temsil, her bir partinin veya aday grubunun aldığı oy oranına göre temsilci sayısının belirlendiği bir seçim sistemidir. Bu sistemde, seçmenlerin iradesi en adil şekilde meclise yansıtılır. Her kesimin sesi duyulur ve çoğulcu bir yapı ortaya çıkar.
Demokrasinin kalitesini belirleyen temel unsurlardan biri, temsil edilenlerin geniş bir yelpazeye sahip olmasıdır. Nisbi temsil sisteminde, sadece en fazla oyu alan parti değil, daha az oy alan partiler de mecliste yer bulabilir. Bu durum, siyasetin sadece belli bir grubun tekelinde olmasını engeller ve toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunur. Demokrasinin gerçek anlamda işlemesi için yapılması gereken, yönetimin tamamını birinci partiye teslim etmek olmamalı; alınan oy oranına göre seçime katılan partilerin parlamentoda ve bakanlıklarda görev alması gerekir. Bu durum, parti içi seçimlerde de aynı oranda uygulanmalı ve demokrasinin kazanımı olmalıdır.
Nisbi temsilin olmadığı bir seçim sistemi, genellikle daha büyük partilerin lehine sonuçlanır. Bu durum, muhalefetin mecliste yeterince temsil edilmemesi anlamına gelir. Muhalefetin güçlü olmadığı bir ortamda, iktidarın denetlenmesi de zorlaşır. Sonuç olarak, iktidar partisinin veya liderinin kontrolsüz bir güce sahip olması durumu ortaya çıkar ki bu, demokrasinin temel ilkelerine aykırıdır ve otoriter rejimlerin oluşumuna zemin hazırlar.
