Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek cumhurbaşkanının hangi özelliklere sahip olması gerektiği konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Ancak genel olarak kabul edilen bazı temel ilkeler ve değerler, ideal bir cumhurbaşkanının taşıması gereken özellikleri tanımlamaktadır. İşte bu ilkeler doğrultusunda nasıl bir cumhurbaşkanına ihtiyaç duyduğumuzu ele alalım.
Cumhurbaşkanının devlet yönetimi konusunda geniş bir deneyime sahip olması gerekmektedir. Örneğin, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, eğitimci ve diplomat olarak uzun yıllar boyunca çeşitli devlet kademelerinde görev yapmış ve kriz yönetimi konusundaki başarısıyla tanınmıştır. Benzer şekilde, Türkiye’de de devlet mekanizmasını iyi tanıyan, bürokrasiyi etkin bir şekilde yönlendirebilen bir lider, ülkenin sorunlarına daha hızlı ve etkili çözümler üretebilir.
Bir cumhurbaşkanının entelektüel birikime sahip olması, ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlayacak vizyoner politikalar üretmesini sağlar. Örneğin, eski ABD Başkanı Barack Obama, hukuk profesörü olarak edindiği akademik birikim ve entelektüel kapasitesi ile dikkat çekmiş ve bu sayede kapsamlı reformlar gerçekleştirmiştir. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, bilim, sanat, edebiyat ve teknoloji gibi alanlarda bilgi sahibi olan bir lider, ülkenin uluslararası arenada da saygın bir konuma gelmesine katkıda bulunur.
Cumhurbaşkanının, seçildikten sonra tüm ülkenin cumhurbaşkanı olabilmesi için adalet ve eşitlik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalması gerekmektedir. Nelson Mandela, Güney Afrika’nın cumhurbaşkanı olarak apartheid rejimiyle mücadelesinde adalet ve eşitlik ilkelerini savunmuş ve tüm vatandaşların haklarını korumuştur. Benzer şekilde, Türkiye’de de tüm vatandaşlara eşit mesafede duran, herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkesin haklarını koruyan bir lider, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasında önemli bir rol oynar.
Devlet kaynaklarını hoyratça harcamayan, tasarruf ve verimlilik ilkelerine önem veren bir cumhurbaşkanı, ülkenin ekonomik istikrarını sağlamada önemli bir rol oynar. Bu konuda önceki dönem Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer örnek alınmalıdır. O dönemde kamu kaynaklarının verimli kullanımı ve mali disiplin konularında önemli adımlar atmıştır. Sezer, 7 yıllık görev süresinde 1034 yasa üzerinde veto kullanarak hükümetin bazı kararlarını durdurmuştur. Ayrıca, yurtdışı gezilerde sadece gerekli olan ziyaretleri yapmayı tercih etmiş ve 7 yılda sadece 49 ülkeyi ziyaret ederek kamu kaynaklarının tasarrufuna önem vermiştir. Bu tür liderlik özellikleri, ülkenin ekonomik istikrarını ve kamu kaynaklarının verimli kullanımını sağlamada büyük önem taşır.
Cumhurbaşkanının, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirebilen, uzlaşı ve diyalog kültürünü teşvik eden bir lider olması gerekmektedir. Eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson, toplumsal uzlaşı ve diyalog konusundaki çalışmalarıyla dikkat çekmiş ve farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesini sağlamıştır. Benzer şekilde, Türkiye’de de toplumsal birlik ve beraberliği güçlendiren bir cumhurbaşkanı, ülkenin geleceği için önemlidir.
Sonuç olarak, devlet deneyimi ve entelektüel birikimi olan, seçildikten sonra tüm ülkenin cumhurbaşkanı olabilecek, adaletli ve kaynakları verimli kullanan bir lider, Türkiye’nin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Bu ilkeler doğrultusunda hareket eden bir cumhurbaşkanı, ülkenin demokratik değerlerini güçlendirerek, toplumsal barış ve huzuru sağlayacak politikalar üretebilir. Gelecek, böyle bir liderin önderliğinde daha parlak ve umut dolu olacaktır. O nedenle , ortak akılla bu özellikleri taşıyacak bir cumhurbaşkanı adayını arayıp bulmak aydınlık geleceğimiz için, ülkemizin birliği için şart olmuştur.
Saygılarımla…
