Advert Advert
Burhanettin YILMAZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. İnsan olalım İnsan

İnsan olalım İnsan

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’nin geçmişini bilmeyenler, şu anda kendilerini ifade edebilme özgürlüğü elde eden etnik ve dini yapı mensuplarını “ayrımcı”, “kutuplaştırıcı” buluyor.

Oysa çok uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin yakın tarihinde bile farklı etnik ve dini kimliklere mensup insanlara yönelik pek çok olumsuz hadise yaşandı.

Tunceli ve çevresinde 1938 yılında yaşanan olaylar hala hafızalardaki yerini koruyor.

6-7 Eylül tarihinde İstanbul’daki Rumlara yönelik hadiseler, Varlık Vergisi nedeniyle zengin Yahudilerin sürülmesi, Kürt olduklarını dile getirdikleri için köyleri boşaltılan on binlerce insan başka ülkede yaşamadı.

Kimliklerini gizleyerek çocuklarını büyüttüler

Tarihi bilen herkes Türkiye’de geçmişte çok daha büyük bir tahammülsüzlük anlayışının hâkim olduğunun farkında.

Aleviler yaşadıkları apartmanlarda kimliklerini gizleyerek çocuklarını büyüttü.

Bu ülkedeki Ermeniler, Müslüman olduklarını ifade ederek yaşamlarını sürdürdü.

Türkiye’de geçmişte mi, bugün mü etnik ve dini kimliklere daha çok saygı duyuluyor?

Türkiye’de geçmişte mi, bugün mü etnik ve dini kimliklere daha çok saygı duyuluyor?

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki kentlerde batıya göç eden Kürtler, Türk olduklarını belirterek varlıklarına devam etti.

Baskıya, kimlikleri ret ve inkara rağmen her etnik ve dini kimlik mensubu kendi ölçeğinde mücadele yürüttü. Belli bir aşama kat edince de kimliklerini dışa vurmaya başladı. Bu da beraberinde bir kabulü getirdi.

Yapılan eleştiriler neticesinde de bazı hatalar telefi edildi. Örneğin daha önce el konulan azınlık mülkleri geri verildi.

Kürt, Alevi ve Ermeni kimlikleriyle bilinen isimler “geçmişte mi yoksa şimdi mi kimliklere daha saygı duyulduğunu” Türkiye’nin dününü ve bugününü göz önünde bulundurarak değerlendirme yaptı.

Bu isimlere göre bugün dünle kıyaslanmaz. Çünkü, farklı dini ve etnik kimliğe mensup insanlar artık kendilerini ifade edebiliyor.

İşte bu gerçekleri yaşayarak öğrendik… Her şeye rağmen geçmişteki yaşanan olumsuzluklara takılarak yaşayamayız, aydınlık bir geleceği tasarlayamayız. Artık bilişim çağında yaşıyoruz, dünya her birimizin avucumuzun içinde… Dilediğimiz konuda bilgi sahibi oluyoruz. TV ekranlarında kafatasçı akademisyenlerin, yazarların, çizerlerin yönlendirmelerine kafa takmayalım. Kürt, Türk, Ermeni, Müslüman, Hiristiyan, Alevi, Sunni olmamız bize bir ayrıcalık katmıyor. Hepimizin ortak paydası İnsan olmaktır. Hak, hukuk ve adaleti bilen, emeğe saygı duyan, barışı hedefleyen insan olalım… İnsan!

İnsan olalım İnsan
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin