Son dönemde yaşanan olaylar, Türkiye’de faşizmin ayak seslerinin duyulmasına neden oluyor. Gece yarısı CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı’nın ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla gerçekleşti. Bu tür yöntemler, faşizmin egemen olduğu ülkelerde sıkça görülen bir durumdur.
Faşizm, korku yaratarak ve güç göstererek egemenliğini kurar. Adım adım hedeflerine ulaşırken, toplumda korku ve baskı ortamı oluşturur. Bu nedenle, bu tür durumlarla başa çıkmak için sakin ve planlı olmak gereklidir. Geniş bir demokratik cephenin acilen oluşturulması, bu mücadelenin temel taşlarından biridir. Bu cephenin doğal öncülüğünü CHP’nin yapması gerektiği olmazsa olmaz şart oldu.
Eğer bu adımlar atılmazsa, yarın öbür gün Özgür Özel’in kapısına dayanabilirler ve kimsenin sesi çıkmaz. Bu durumun gerçekleşmeyeceğini düşünmek yanıltıcı olabilir. Mevcut iktidar, varlığını sürdürmek için her yolu denemekte ve denemeye devam edecektir. Geçmişteki tecrübelerimiz bize bunları göstermiştir. Bu akşam Ekrem İmamoğlu’nun kapısına dayanırlarsa hiç şaşırmamak gerekir.
Sonuç olarak, faşizmin ayak seslerine karşı demokratik mücadele önemlidir. Sakin, planlı ve geniş bir demokratik cephe oluşturarak, bu tür baskılara karşı durmak mümkündür. CHP’nin bu mücadelenin öncüsü olması, toplumun geniş kesimlerinin desteğini alarak, demokratik değerleri savunmak açısından kritik öneme sahiptir.