Bilişim çağını yaşadığımız bir yüzyılın eşiğindeyiz. Partimizde ve ülkemizde yaşadıklarımız geleceğe umutla bakmamızı engelliyor. Yarınların ve geleceğin sahibi olan çocuklarımıza bırakmayı arzuladığımız, aydınlık ve barış içinde bir Türkiye hayali durmadan uzaklaşıyor.
Birileri, anti-demokratik uygulamalarla yalnız partinin değil, bütün ülkenin önünü tıkıyor. Parti yönetimi ile siyaset tacirlerinin kurmuş oldukları delege çarkı, toplumun gerisinde kalıyor, topluma ayak uyduramıyor.
Bulunduğu veya ele geçirdiği mevkii bırakmamak, statükoyu korumak için ilkesiz davranarak, gençlerin önünü kimse açmak istemiyor.
Partiye egemen olanlar, daha eğitimli, bilgili, deneyimli yurttaşlarınızın partiye girmesinin, üye olmasının önünde set oluşturmuş durumdalar. Daha çok ekonomik bağımsızlığını elde edemeyenleri üye yaparak, kendilerinden başkasının adaylaşmalarının önünü kapatmaya çalışmaktadırlar.
- SİYASET ÜLKEYE ULUSA HİZMET KAPISIDIR, ÇIKAR KAPISI DEĞİLDİR VE HELE ATATÜRKÜN PARTİSİ CHP İÇİN HİÇ DEĞİLDİR.
- PARTİMİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCU PARTİSİ OLARAK, TARİHSEL MİSYONUNUN GEREĞİ OLARAK ULUSAL DUYARLILIKLAR KONUSUNDA ÖTEKİ SİYASİ OLUŞUMLARDAN FARKLILIĞINI GÖSTERMEK ZORUNDADIR.
- BUGÜN ÜLKEMİZİN YAŞADIĞI SORUNLARIN TEMEL NEDENİ SİYASETÇİLERİN BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞUNUN SİYASETİ ULUSA, ÜLKEYE HİZMET İDEALİYLE DEĞİL, SİYASETİN RANTINI YEMEK, İTİBAR, MAKAM SAHİBİ OLMAK İÇİN YAPIYOR OLMALARIDIR.
- ÜLKE SORUNLARINI BEYİNLERİNDE YÜREKLERİNDE YAŞAYAN ONURLU BİRİKİMLİ, ERDEMLİ İNSANIMIZ BU NEDENLE SİYASETTEN ÖZELLİKLE UZAK DURMAYI SEÇİYORLAR
- BU KATASTTROFİYİ (facia doğuran doğal sebepler) AŞMANIN YÖNTEMİ, ÖRGÜTÜN BEYİNSEL YAPILANMASINDA SEÇİCİ OLMAK, İNSAN KALİTESİNE, BİRİKİME, BİLİMSEL, AKLİ VE ETİK DEĞERLERE ÖNCELİK VEREREK UYGULANABİLİR.
- BÜTÜNSEL YAPIDA İSE HİZMETE YÜREKTEN GELEN İSTEKLE TALİP OLAN HİÇ KİMSEYİ DIŞLAMADAN, DEĞERSİZLEŞTİRMEDEN İYİ NİYETİNİ İSTİSMAR ETMEDEN, KİMSEYE AYRIMCILIK YAPMADAN, KENDİLERİNE GÜVEN AŞILAYARAK KUCAKLAMAK BİLİNCİYLE HAREKET EDİLMELDİR.
- BU AYNI ZAMANDA PARTİ İÇİ HUKUKUN, ADALETİN DE SAĞLANMASININ GEREĞİDİR…
İnsanları kul görüyorlar, hor görüyorlar…
Hangimiz parti içi hukuktan, adaletten memnunuz? Hangimiz parti içi mücadele yönteminden memnunuz?
Belli ki herkes bir memnuniyetsizlik içinde.
Bu memnuniyetsizliği aşmanın yolu, ülke gerçeklerini göz önünde bulundurarak partide tıkanan demokratik yolları açmaktır.
Yeniden yapılanma; “bir gurubun gidip, diğer gurubun gelmesi” değil, halkın partiye katılmasını özendirmektir.
Parti içinde yıllardır egemenlik mücadelesi veren, hep kavganın içinde olanlar, partiyi sokakta tartışmaya çekenler asla tabanı temsil etmiyorlar.
Mevcut yönetim halkçı politikalardan uzak, siyasi rant peşinde…
Bu böyle gitmez, gidemez, gitmemeli!
Ülkenin ve CHP’nin önündeki bu tıkanıklığın önü açılmalı!
CHP’de ki bu kötü gidişe son vermek isteyen bizler, taban hareketine katacağımız halk kitleleriyle ülkenin ve partimizin önündeki bu tıkanıklığı aşacağımıza inanıyoruz.
Yalnız değiliz, cesaretimizi ve gücümüzü taban olarak dayanışma içinde olan dürüst, devrimci, demokrat, ilerici ve yurtsever insanlarımızdan alıyoruz.
Kuşkumuz yok; toplum dürüstlük ile beceriyi bir arada görmek istiyor.
Parti içi hukukun, adaletin hâkim olduğu, herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine özgürce sahip çıkabileceği bir yönetim anlayışı ve tarzını özlüyor. Ne var ki, bu hedeflere ulaşmak üzere denenmiş ve birbirinin aynısı olan politikacılarla olunmayacağı inancını taşıyoruz. Bunların ülkeye ve partiye yapacakları en iyi hizmet partinin mutfağına geçmeleri…
“Çıkar yol parti içi hukuktur..
Adalettir…
Demokrasidir’; Çıkar yol bütün Demokratik Kitle örgütlerinin, sendikaların, meslek odalarının, devrimci, demokrat ve aydınların eşit ve özgürce katılacağı siyasal bir birlikteliktir” diyoruz. Bu anlamda tek yol partinin kapılarını sonuna dek halka ve demokrasiye açmaktır.
CHP örgütü; son yıllarda parti içi kavgaların tırmandığı, etnik kimliklerin ve bireyselliğin öne çıktığı bir oluşum haline getirildi.
İdeolojik kimliğinden uzaklaştı.
Parti içinde yeni bir atılımla, gerginlik konusu yaratılmadan, başarılı olabilmenin önünün açılması elimizde… Yapı ve kültür zenginliğimizin gereği olan, farklı eğilimlerin serbestçe örgütlenerek yönetime katılabileceği, bu çoğulculuk ortamını kurmak, barış içinde yarışmayı öğrenmek zorundayız. Bu günkü yapısıyla partimizde, parti içi demokrasinin sadece adı var. Yurttaşın siyaset yapmasının önü kesiliyor, düşünen insanın yönetimlere katılması engelleniyor. Parti ve kadroları bu anlayışla, belli kişilere haksız çıkar sağlayan örgütlere dönüştürülüyor.
Oysa insanlar nerede kendileriyle ilgili kararlara katılabiliyor ve alınan kararların uygulanmasını izleyebiliyorsa, nerede bu uygulamaları değerlendirip değiştirebiliyorsa, ancak orada demokrasinin olduğuna inanır ve orada bulunur. Ancak o zaman insanlar partiye sahip çıkabilir ve benim partim diyebilir. Bütün seçim sonuçlarında birinci olan partinin aldığı oydan fazla kullanılmayan oyların çıkması, parti içi hukuksuzluktan kaynaklanmaktadır. Parti için demokrasi, ülke için iktidar anlayışını savunanlar olarak, bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için örgütlü bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz.
Parti içi demokrasi diye yola çıkan bizler, işte bu inançla, partinin tıkanan yapısını açmayı hedefleyen sosyal adalet ile etkinlik, barış ve uzlaşıcı bir anlayışı aynı anda gözeten bir dizi çözüm önerisi geliştirdik. Bu program uygulanması halinde partimizin iktidar alternatifi olacağına inanıyoruz.
Gelin bu program ve anlayışı hayata geçirelim. Taban ile tavanı birbiriyle kucaklaştıralım. Partiyi halkla bütünleştirelim. Çağdaş, sol bir parti olarak, partimizi sağ partiler gibi lider partisi görümünden kurtaralım.
Burhanettin YILMAZ