Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin köklü siyasi partilerinden biri olarak, aday belirleme ve seçim sürecinde belirli kurallar ve süreçlere sadık kalmaktadır. Bu süreçlerin en önemli unsurlarından biri, Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) kararları ve yönlendirmeleridir. Belediye başkanlarının bu süreçteki rolü ise tamamen danışmanlık ve tecrübe paylaşımı kapsamında olmalıdır.
CHP’nin aday belirleme süreci, Parti Meclisi ve MYK’nın aldığı kararlar doğrultusunda yürütülmektedir. Bu kurullar, partinin en üst düzeydeki yönetim organları olup, seçim stratejilerini belirler ve adayların onaylanmasını sağlar. PM ve MYK, parti içi demokrasiye ve katılımcılığa büyük önem vererek, tüm üyelerin görüş ve önerilerini dikkate alır. Bu süreçte, parti kurullarının aldığı kararlar, partinin genel politikaları ve hedefleri doğrultusunda şekillenir.
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi önemli belediye başkanları, partinin değerli ve tecrübeli üyeleridir. Ancak, belediye başkanlarının partinin kurultayda seçilmiş kurullarının üzerinde görülmesi doğru değildir. Aday belirleme sürecinde doğrudan rol almaları yerine, tecrübe ve birikimlerini parti kurullarıyla paylaşmaları daha uygun olacaktır. Belediye başkanlarının, yerel yönetimlerde edindikleri deneyimleri, partinin genel stratejilerine katkıda bulunacak şekilde kullanmaları önemlidir. Bu bağlamda, belediye başkanlarının PM ve MYK kararlarına etkisi, danışmanlık ve öneri düzeyinde kalmalıdır.
CHP’nin aday belirleme sürecinde, parti kurullarının aldığı kararlar ve belirlediği takvim doğrultusunda hareket edilir. Parti içi demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi adına, tüm üyelerin katılımı ve görüşlerinin dikkate alınması büyük önem taşır. Belediye başkanlarının bu süreçteki rolü ise, partinin genel stratejilerini desteklemek ve yerel yönetimlerdeki başarılı uygulamaları partiye entegre etmek şeklinde olmalıdır.
