CHP, 31 Mart 2024 Yerel seçimlerinden aldığı yüzde 37,7’lik oy oranıyla birinci parti olarak çıktı. Birçok belediyenin yönetimi AKP’den CHP’ye geçti.
31 Mart yerel seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçen belediyelerden biriside çok uzun zamandır kazanılamayan Tuzla Belediyesidir. Eren Ali Bingöl aldığı yüzde 50,92 oy oranıyla Tuzla’nın yeni belediye başkanı oldu.
Umutlu Gelecek sloganı ile Eren Ali Bingöl AKP’li Şadi Yazıcı’yı saf dışına koyarken, hala AKP kadroları ile hizmete devam ediyor. Bu davranışının takdire şayan olduğunu çalışan personelin aşıyla, ekmeğiyle oynamadığını takdirle karşılıyorum.
Eren Ali başkanın takdire şayan bu iyi niyetini AKP kadroları tarafından suiistimale uğratıldığını da her alanda gözlemliyorum. Bir ok yerden aldığım duyumlar, söylemler, tanık olduğum konuşmalarda bu gözlemlerimi doğrulamaktadır.
Örnek olması yazmak gerekirse, Tuzla’da 17 mahalle var, bu mahallelerde giderek büyüyen, mahalle sakinlerini rahatsız eden, toplanmadığı ya da geç toplandığı için yarattığı kirlilik-koku nedeniyle giderek artan şikayetlere sebep olan çöp sorunu oldukça yaygın… Birçok vatandaşın çöp görüntülerini çekerek ilgili yerlere bildirdikleri gibi, meclis üyeleri ile de paylaşılmıştır. Hatta bazı vatandaşların çöp personelini uyardığı ve tartıştığı da kulaktan kulağa duyulmaktadır.
Farklı bir konuda da yaşadığım birkaç örneği verebilirim. Benim bakıma muhtaç % 96 engelli raporu olan bir kardeşim var. Birisinden destek almadan yemeğini yiyemediği gibi yatalak olduğundan sağdan sola bile yardım almadan dönemez, oturamaz vaziyette ağır bir engelli… Gecen hafta kardeşim için hastaneden randevu aldım, belediyeden hasta nakil aracı talebinde bulundum, sorumlu kişi gelmemek için birçok bahaneler sıraladı, belediyeden tanıdık birisi yardımcı olmasa, nakil aracı gelmeyecekti. Düşünsenize görevi yatalak hastaların nakli olan bir belediye çalışanına görevini yaptırmak için belediyeden tanıdık, sözü geçen birini aramak zorunda kalıyorum. Yine aynı kardeşimle ilgili sonda takılması gerekiyordu. Evde Bakım birimini aradım bilgilendirdim, kendilerine “Tuzla Belediyesinin sağlık birimine bildirin onları arayacağım, gelir sonda takarlar” dedim. Belediyeyi ardım, sağlık birimini bağlatın dedim, ısrarla konu ne dedi bende konuyu anlatıp, onlarla görüşmem lazım dediğimde ilgili kişi sağlık birimini bağladı, konuyu-sorunumu açık açık anlatığım halde sağlık birimi çalışanı bana Devletin Hasta Bakım biriminin telefonunu verip, burayı arayın dedi. İlgili çalışana “Arkadaşım sen beni dinlemiyor musun? Ben devletin Hasta Bakım birimini aradım, Belediye Sağlık birimini arayıp, belediyeden sonda takacak bir hemşire göndermesini isteyeceğim dememe kalmadan telefonu yüzüme kapattı.
Yine örnek teşkil etmesi açısından başka bir konuyu da aktarayım. Bilindiği üzere okullar yeni açıldı, yayın evleri her dönem belediyelere yardımcı ders kitapları önerisinde bulunur. Belediyelerde öğrencilere destek olmak için yardımcı ders kitapları alır ve ihtiyaç sahibi öğrencilere destek amacıyla verir. İsmini buradan reklam olmasın diye yazmayacağım, bir öğretmen dayanışması grubu arkadaşım birlikte hazırladıkları bütün dersleri kapsayan yardımcı ders kitabı seti getirdi. Bu konuda belediyede bir sunum yapmak istediklerini randevu noktasında yardımcı olmamı istedi. Belediyelerde bu işlere genelde kültür müdürlükleri bakar, kültür müdürü toplantıda olduğundan kendisiyle görüşemedik, birimde çalışan bir kadın arkadaşa teslim ettik, ilgili arkadaş istediğiniz bir gün sunum yapmaya gelecek, kültür müdürünü de bilgilendireceğiz dedik ve ayrıldık. Bir gün sonra müdür beyi aradık ve bilgilendirme yaptık. Birçok yayın evinden de teklifler geliyor inceleme yapıp uygun bulunursa yayın evi ile irtibat kurulur dedik. Birkaç gün sonra kültür müdürlüğündeki ilgili çalışan personel beni aradı biz bu işe bakmıyoruz, bu işlere Yayla mahallesinde gençlik merkezi bakıyor, gelin kitapları alın dedi. Bu yayın evi torpil istemedi, kitap setini bırakarak, başka yayınlarda mutlaka gelecek, incelersiniz uygun görülürse gelir sunum yaparız dedi. Kültür müdürünün haberi yok demesi de oldukça manidar bir durum, özellikle görüşme yapmamıza rağmen bu davranışların AKP kadrolarının hâkim olduğu ve hizmetleri yavaşlattığı açıkça görülmektedir.
Özellikle yeni seçilen CHP belediyelerinin kadroları gözden geçirmesinin hatta kendi kadrolarını kurarak herkese eşit ve doğru hizmetlerin sunulması için gereğini yapmalarını öneriyoruz.
Saygılarımla…
Burhanettin Bey güzel tesbitleriniz ve örnekler doğru. 30 yıldır kazanılamayan Belediye kazanıldı. Bu kazanmanın temelinde bugüne kadar halka çektirilen dayanılmaz sıkıntıların rolü büyük oldu. CHP tarafından kazanılan belediyeler bir nefer gibi çalışmalılar. Kendi kadroları ile bir değişim yaratmalılar. Ama görüyoruz ki ; gelecek seçimleri göz önüne alarak; nasıl olsa CHP nin oyu çantada keklik, önemli olan önceki belediyenin kadrolarını tutayım onlardan oy alayım mantığı var. Şu anda Tuzla Belediyesinde Görev alanları 40 yıllık bir Tuzlalı olarak tanımıyorum. Aylar geçmiş kabuller resim paylaşmalar… Ama diğer taraftan İHD üyeleri Sayın Başkan tarafından kabul edilirken; Tuzla da aday adayı, Mv aday adayı ve Mv adayı olmuş her şeyden 40 yıllık bir eğitimci Kadir Demirgöz’ü 3 aydır ziyaret başvurusunu kabul etmiyor. Bir İdris Güllüce’nin makamına çat kapı giderdik. Ama bugün kendisinin bir parti büyüğü olarak kabul edilmiyoruz. Sanırım bir bildiği vardır. Tuzla Belediye Başkan Aday Adayı olduğum zaman, parti bizden ne yapacaklarımız ile ilgili bir bir döküman istemişti. Bir maddesinde: “Hiç kimseye randevu verilmeyecek; aksine herkes randevusuz kabul edilecek “ yazılıydı. Bu benim en çok gerçekleştirmek isteğim bir vaaddi. Burhanettin Bey o senin verdiğin olumsuz örnekler ve şikayetleri bizde yaşıyoruz ve duyuyoruz. Demek arkadaş kendisi duymuyor. Bana bir eğitimci olarak sorsa ya da bilgi alma gereği duysa; şu okulların halini, çocukların neler yaşadığını anlatırım. Aslında kendisine 3 ay önce Tuzla da eğitim öğretimin durumu. Aç okula giden çocuklarla ilgili, tarikatların okullardaki çalışmaları, ve yapılan protokollerle ilgili bir rapor hazırladım ve ziyaretim sırasında Sayın Başkana sunarım dedim ama; çok şükür kabul edilme gereği bile duyulmadık..? Canları sağ olsun. Elbet gençler daha iyi biliyorlardır. Biz yaşına başına almış parti büyüklerine gerek yok.. Onlar daha tecrübeliler bizden nasıl olsa..?