CHP Üyeleri olarak bizle büyük bir aileyiz.
Bu ailenin her bir ferdi farklı renkleri sevebilir, farklı düşüncede olabilir ama benim dediğim olmazsa olmaz diyemez.
Bu büyük aile kararlarını demokratik şekilde ortak alır ve harekete geçer…
Bazen kararları bizim seçtiğimiz yöneticiler örgütün sesini dinlemeden de istemediğimiz kararları verir ve uygulamaya sokar. Bu durumlarda küsmek, farklı davranışlarda bulunmak doğru değildir. Hiç kimse partimiz Cumhuriyet Halk Partisinden büyük değildir.
Yöneticilerimizin yanlış tercihleri ve kararları nedeniyle partimizi cezalandıramayız.
Elbette cezalandırma hakkımız var ama bunun da yeri ve zamanı var. İşte o zaman kongreler ve büyük kurultaylardır.
Seçim sürecine girmiş durumdayız, artık lafı, cimi yok, aday olarak önümüze kim gelmişse daha çok çalışacağız ve kazanacağız.
Unutmayalım bu seçim yalnız bir seçim değil, aynı zamanda referandumdur. Yirmi yıl önce bir CHP İlçe kongresinde yaptığım konuşmada, “Siyasi gelişmelere bakınca, ülkenin geleceğinde laik, anti laik” mücadelesi yaşanacak, yöneticiler bu konuda politikalarını gözden geçirsin demiştim. Geldiğimiz nokta ortada.
Yargı çökertildi, ordu dağıtıldı, ülkenin bütün kaynakları satıldı. Bu gerçeklere bakınca, bize düşen barikatlarımızı sıklaştırmalıyız. Mücadelemizi yükseltmeliyiz.
Artık kimin aday olmasının çok bir önemi yoktur. Yapmamız gereken aydınlık geleceğimiz için yerel seçimlerde her yerde kazanarak AKP gericilerinin karşısında dik durmak, karşı devrimi püskürtmektir.
