Bugün annemi babamı mezarı başında ziyarete gittim. Işıklar içinde uyusunlar, mekânları cennet olsun. Bizlere ne emekler verdiler sözcüklerle anlatılmaz…
Annemi ve babamı hiç unutamadım, ahirete göç etmiş olsalar da her zaman onların anıları ile yaşıyorum. Dün gece uyurken annem sırtıma sarıldı, irkilerek kalktım bir rüya, bir hayal olduğunu anladım. Evladı olarak yapmam gereken, Aydıntepe mezarlığında annemi ve babamı mezarı başında ziyaret ettim, dilim döndükçe dualar okudum, yasin-i şerif okuttum, ışıklar içinde uyusunlar, mekânları cennet olsun.
Gerçekten çok duygulanmıştım, mezarın başına gezdiğimde onlarla ilgili bütün hatırlar canlandı yeniden gözümde. Hepsi o kadar gerçekti ki, tek fark vardı eskiden olduğu gibi; onlara dokunamıyor, sarılamıyor, öpemiyordum ama sesleri, sohbetleri, gülüşleri kulaklarımda yankılandı bir kez daha o mezarların başında. Rahmetli babamın bana nasihatleri aklımdan geçti o kadar duygulandım, gözyaşlarım, yanaklarımdan süzülmeye başladı.
Mezarlık ziyareti bir kültür olmalı. Aslında bayramı, seyranı beklemeden gitmek sıkça ziyaret etmek lazım ama vakit sorunu ya da uzak olmasından doları bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Fakat bayramlarda kesinlikle atlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Bayram günü olur, bayramdan önce olur ya da bayramdan sonra olur önemli değil ama mutlaka hatırlanmalı ve garip bırakılmamalı o mezarlar. Bizden sonraki kuşaklara da bunun önemi yansıtılmalı. Bayramda tatile gidelim hepimiz, buna hiçbir itirazım yok ama bu ziyaretlere kısaca bir vakit ayırmak tatilden alıkoymaz bizi. Çünkü bir gün hepimiz toprak olup gideceğiz. Mezarlarımızın garip kalmaması için gençlerimizin, çocuklarımızın bu ziyaretlerin önemini bilmesi lazım.
Bu bir vefadır aynı zamanda. Bir zamanlar bize kıymet veren, emek veren, bizim için hayatından çok fazla fedakârlık eden, dua eden insanlar yatıyor orada. Onlara duyulan saygının bir yansıması olur bu ziyaretler.
Bazen olur, ya dara düşer ya da sıkılır, üzülürüz. Dertleşmek için bir can ararız. Bir sırrımız olur belki de kimseye açamadığımız. Anne baba da yoksa işte o zaman kendi yüreğimizi kahreder dururuz. Sevdiklerimiz mezarlarında yatarken bizi görüyor mu duyuyor mu bilinmez ama içimizdeki dertleri atmak için de en iyi sırdaş oldukları kesin onlardır.
Ölüm bir gerçeklik dostlarım bu konuda hayıflanmanın anlamı yok. Onlar Mevlana’nın dediği gibi vuslatına, sevgilisine kavuştu belki de. Biz geride kalanlar onları bencilce özlüyoruz bu yüzden üzülüyoruz, kendimizi kahrediyoruz. Ama bu döngü hepimize gelecek. Bedenlerimiz bir gün kara toprak olacak.
Önemli olan kalbimizde onlara yer vermek, onları öldürmemek. Çünkü eğer onları kalbimizde yaşatmaz, hatırlarımızda anmaz, kısacık bir ziyareti esirgersek onlar gerçekten ölürler.
Kalın sağlıcakla…
Ruhları şad olsun!