Advert
Atilla YÜCEAK
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Örgütsüzlük! Bu suça ortak olmuyoruz..

Örgütsüzlük! Bu suça ortak olmuyoruz..

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örgütsüzlük!
Bu suça ortak olmuyoruz…
Bireyi doğru yolda destekleyen,
var eden önce kendisi sonrada sürekliliği sağlayan içinde yer aldığı siyasal yapılar (STK,
Köy dernekleri,
Partiler vs ) yakın ilişki içinde olduğu çevresidir.
Temiz toplum olmanın temeli,
olmazsa olmazı,
ahlaksızlığa ve adaletsizliğe,
emek hırsızlarına karşı çıkarak mücadele etmektir.
Yakamıza yapışan
çürümüşlüğü ancak,
suça ortak olmadan mücadele ederek yenebiliriz
İyilik,
siyasal ahlak insanın sözün de değil davranışlarına yansıyan özündedir.
Özünü her birey küçükburjuva hainliği ile değil de,
bilgiyle temizlerse çürümeden birey ve toplum çıkış yolu bulabilir.
Bunu toplumsal yaşam ve gelecek adına;
Kasaba politikacısı edasıyla,
burnunu bilip bilmediği her konuda ahkam kesen egosu şişik geçmişin ezik ve eksikliğiyle günü kurtarmaya çalışanlar ile karıştırmadan organize etmek gerekir ki başarıya ulaşma olanağı yüksek olsun.
Özellikle 12 Eylül darbesi sonrası çöken,
mücadele alanlarını terk eden kendi konforizmini yükselten siyasal aktörler bu güne kadar çürümeyi önleyecek iradeyi ve organizasyonu/örgütlülüğü yapamadılar ya da yapmak istemediler.
Üstelik geçmiş mücadele ve geleneğin sermayesini,
bıraktığı değerleri (maddi ve manevi) hoyratça sömürerek,
bile isteye üzerine çökerek talan ettiler.
Altını kalın hatlar ile çizmemiz gereken;
Bu durum sosyolojik bir olgudur,
bu gerçeğimizi kabul etmez usek başarılı olamayız.
İnsan;
Örgütlü bir yaşamın siyasal yapıların ve de toplumun temelidir.
Siyasal ve sınıfsal, ahlaksal değerler bilgisi ile yaşamak insanı ve toplumu güçlü kılar.
Ne var ki;
Günümüz de toplumun sosyal/siyasal ilişkileri  bırakın devrimci ahlakı,
hiç bir ahlaksal temele oturmayan,
tümüyle çıkar ilişkileri ve eril bir ego üzerine kurulduğu İçin çıkış yolu bulamıyor,
zorlanıyor.
Bu batağın farkına varanlar bile bu çürümüşlüğün içine o kadar gömülmüş durumdalar ki çıkmak istediklerin de;
Sudan çıkmış balığa dönme korkusuyla kopamıyorlar.
Aidiyet duygusu sendromu bu olsa gerek!
Oysa ki;
Emek eksenli devrimci ahlakın temel alındığı yeni bir anlayış/yapı,
geçmişine ve geleneğine samimi olarak sahip çıkan bir duruş ile;
Biz bu çürümüşlüğü yenebiliriz.
Sinıf ve demokratik bilincin öncülüğünde;
Örgütsel ve insanca ilişkileri,
gönül varsıllığı ile harmanlayıp,
ülkemizin kültürel/kimliksel çoğulluğunu varsıl topraklarına yaydığımızda,
kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden kazanarak ayağa kalkışımız daha hızlı ve sağlıklı olacaktır.
Üretim ilişkilerinin ve siyasal yaşamın yeniden oluşturulmasıyla çürüyen bu düzeni değiştirmek olasıdır.
Kaybettiğimiz,
erezyona uğrayan toplumsal değerlerimiz hemen yerine konulmayabilir.
Bu uğurda onurlu bir duruş ve örgütlü mücadele için geç kalmış sayılmayız.
Karar vermemiz gerek varmıyız yokmuyuz!
Hepsi bu!
Net karar…
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!

Örgütsüzlük! Bu suça ortak olmuyoruz..
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin