Emeklilerin sefalet içinde sürünerek yarı aç yarı tok yaşamalarının gerçek nedeni; Hak ettikleri ve devlete gelecekte geri almak için borç verdikleri gelirlerini,
paralarını ve o paraların işletilmesi sonrası elde edilen gelirin,
devleti yönetenlerin kirli savaşlara harcanmasından dolayıdır.
Savaşlar ve yağmalama varsılların işidir.
Ölenler ise sadece yoksullardır!
Toplum ve devlet çatışmasının tarihsel temel ve sürecini doğu okumak gerekir!
Bugün ülkemizde yaşanan toplumsal çatışmanın kaynağında cumhuriyetin kuruluşundan bu yana büyük grup kimliklerinde yaşanan asilmasyon ve buna bağlı travmalar yer almaktadır.
Söz konusu travmaların bir kısmı Osmanlı’nın son döneminde yaşanırken büyük bir kısmı da sözde “Cumhuriyet” döneminde laik,
seküler,
yarı feodal toprak ağaları,
küreselci sınıfın diğer büyük mazlum etnik ve dinsel kimlikler üzerinde uyguladığı baskı ve zulümlerin yol açtığı travmalar olduğunu tarihi doğru okuyanlar görmektedir…
Söz konusu baskı ve zulümleri yaşayan halkların hiç birisinin bugün bir kin duygusu içinde olmamaları,
intikam davası gütmemeleri, demokratik toplum ve demokratik ulus adına oldukça sevindirici bir durumdur…
Ne var ki;
Bu mazlum halklar üzerinde söz konusu baskı ve zulümleri yapan seküler,
renkleri ne olursa olsun küreselci ve işbirlikçi oligarkları da işin içine katarak;
Eşit ve özgür vatandaşlık temelinde,
Demokratik bir toplum yaratmanın koşulları yerine getirilmediği sürece;
Toplumsal uzlaşma ve barışın olması ve yaşama geçirilmesi için gereken “Güven” unsurunun sağlanamayacağı açıktır…
Ülkenin ekonomik krizinin asıl nedeni;
Kürtleri yok etmek için anlamsız ve körükörüne yapılan askeri harcamalardır.
Ekonomik krizin ve yoksulluğun suçlusu yoksul ve mazlum halklar değil;
Tekci ve ırkçı varsıl sınıflar,
onların temsilcileridir.
Savaş yanlısı olanlar da,
silah satarak ülkeyi yağmalayarak daha çok varsıllaşanlar da yine onlardır.
Gerçek barış ancak gerçekler ile yüzleşmeyle olur…
Gelin gerçekler ile yüzleşelim!
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!
