Atilla YÜCEAK
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Adına DİN dediğimiz devlet

Adına DİN dediğimiz devlet

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Biliyor musunuz!

Bizim ülkemiz de adına “Devlet” dediğimiz çok özel bir din var.
Sağ ve sığ muhafazakarlar,
bildik sekülerler,
kafatasçı/ırkçı sağcılar,
oldum olası İttihatçı “Sol”cular hatta ateistler,
deistler,
satanistler bile;
Konu devlet olunca bu dine yana yakıla tapmaktadırlar.
Tam da bu nedenle burnumuz boktan emeğimiz yağmalanmaktan bir türlü kurtulmaz.
Atılan kemikten beslenenler hariç…
Bizim ülkemiz de;
Asla ahlak,
hukuk,
adalet,
insan hakları ve sosyal,
siyasal gelişmişlik yaşayamıyoruz.
Ne zaman ki;
Vatandaşlar olarak el birliği ile bu dinden vazgeçeriz işte o zaman ülkemiz gerçekten eşit vatandaşlık temelinde özgür ve demokratik bir cumhuriyet çatısı altında yaşanır hale gelecektir…
Bir kenera not edin lütfen!
Bir gün yediden yetmişe hepimiz;
Tıpkı Almanyanın eski Cumhurbaşkanı Gustav Heinemann gibi;
“Ben devleti değil, sevdiğim kadını seviyorum” diyerek tabularımızı yıktığımızda bu saçma sapan gündem ve soyut,
anlamsız tartışmalardan bir şekilde kurtulacağız.
Belki de;
Bu o zaman dünyaya biraz anlamlı sevgi ve erinç katmış olacağız.
Ahlaklı birey olmayı ve yetiştirdiğimiz çocuklarımızı ahlaklı,
adaletli olmaları için temel insanlık görevi olarak görüp öyle yetiştirmeliyiz.
Yanaşmalığı,
Özgürlüğü,
Rüşveti,
Mafyayı,
Naylon fatura vurgununu,
Devlet malına çökmeyi,
Çöken oligarşik varsılları görmeyi,
Sarı sendikacılığı…
Eşe dosta,
akrabaya,
bağlı olduğun tarikat/cemaat ve spor kulübü üyelerine torpil geçmeyi,
Ehliyeti/liyakatı,
Hırsızlığı,
Terazi de yanlış tartıyı,
Gösterişi/riyayı,
İsrafı,
en çok da kamu mallarının israfını…
Fakir fukarayı ezmeyi, onları aldatmayı,
İhaleye hile karıştırmayı,
Hayvan,
İnsan haklarını,
Sayısal loto,
Piyangoyu,
Genelevlerin varlığını…
Algıyı kitleyen,
Aileye ait tüm değerleri alt üst eden TV dizilerini,
kadın,
magazin yapımlarını.
Kamu malını kendi keyfine göre kullanmayı,
Tembelliği,
Fahiş fiyatı
Stokçuluğu,
Küçük yaşta çocukların evlilik adı altında ırzına geçmeyi,
İftirayı,
Yalanı,
En başta açlığa mahkum edilen KHK’lılara yapılan Zulümleri,
Anneleri ile birlikte rehin tutulan 1250 bebeği,
Uygulanmayan AHİM Yalçınkaya kararını,
Rehin alınan siyasal tutsakları,
Kayyum atanan belediyeleri,
Atanması yapılmayan öğretmenleri,
Zulme uğrayan Kürt’leri…
Kumarı,
Eşitsizlikleri,
Partizanlığı,
Dalkavukluğu,
Haksız kazancı,
Haksız zenginleşmeyi hiç bir zaman,
hiçbir şekilde dile getirmeyeceksin.
Bunlar için herhangi bir gündem oluşturmayacaksın. “Sana ne dünyayı dünyayı sen mi kurtaracaksın,
bu düzeni sen mi değiştireceksin” diyeceksiniz…
Aman sakın ola unutmayınız,
çok dikkatli olmalısınız:
“Yılbaşı kutlamak haramdır” diye yeri göğü inleteceksiniz.
Siz siz olun yılbaşı kutlamayın hemi.
Diğer saydıklarımızın ne önemi var ki.
Sallayın gitsin…
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!
Dinleyelim mi!

Adına DİN dediğimiz devlet
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin