Advert
Atilla YÜCEAK
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. 1Mayıs’da; Gençlerin çığlıkları!

1Mayıs’da; Gençlerin çığlıkları!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Umarsız kuru kalabalıklar…

Korku dağları aştı;

Korkuyorlar…

Emevi/Muaviye kafalılar 31 Mart ‘da çökmekte olduklarını iyi gördükleri için çok korkuyorlar.

Korktukça daha çok saldırıyorlar

Onlar;

1 Mayıs’lardan,

alanlardan,

bilinçlenen toplumlardan,

bizlerin biraraya gelmesinden,

yıkılacaklarından korkuyorlardı ama görülen o ki;

Gençlerin yiğitçe Taksim alanına girme mücadelesi,

attıkları çığlaklardan,

sloganlardan daha bir korkar olmuşlar…

Günler sürecektir 1 Mayıs’ta olanları konuşmak…

Sürsün de isterim..

1 Mayıs;

İçi boşaltılmış çapsızlara bırakılamayacak kadar ciddi bir halkların ortak direniş ve mücadele günüdür.

1 Mayıs’a;

Sistemi ele geçiren Emevi Muaviye kültürünü bizlere “İslam” diye yutturmaya çalışan;

Siyasal İslamcılara karşı mücadele yakışır.

1 Mayıs’a faşizmin aslını ifşası yakışır.

1 Mayıs’a beraberlik,

ortaklık,

yoldaşlık yakışır.

1 Mayıs’a ihanetçileri,

yatak odalarına saklananları bir kez daha tanımak,

deşifre etmek yakışır

1 Mayıs;

Ne kadar ilginçtir ki ülkemiz şartların da ortak eylem,

güven duygusunun sağlandığı neredeyse yegane gün ve eylem olmaya başlamıştır….

Meydanlarda,

sokaklarda düğün/bayram hazırlıkları,

kitlesel sevinç ve güç alma/vermeler,

her eylem sırasında polisin gazı,

tomanın suyu her ne kadara can güvenliğini tehdit etse de,

kaçışır ve toplaşırken insanların birbirlerine güvenmelerini de sağlamaktadır.

Bir günlüğüne de olsa eylem alanları dostane bir birlikteliğin umudunu parlatıyor diyecek oluyoruz ki,

Bir de bakıyoruz o bile yaralanıyor Taksim ve diğerleri diye ayrıştırılırak…

 

Onun dışında ülkemiz,

bilindiği üzere,

Avrupa çapında yapılan anketlerde insanların birbirine en az güvendiği ülke olarak göze çarpıyor.

Adını bile bilmediğimiz sayısız içi boş dernek/STK örgütlenmeler,

“Partiler” pıtırak gibi çoğalmış.

Neredeyse sözde ‘devrimci’ örgütler arasında bile görülmektedir güvensizlik.

Bu güvensizlik,

gündelik hayatımızın en temel niteliklerinden biri haline gelmiş durumda.

Ha! birde;

Şıp sevdiler gibi çok çabuk aşık oluyoruz,

çok çabuk tüketiyor,

çok çabuk da boşuyoruz…

Herşey çok çabuk oluyor,

çok çabuk düşmanlaşılıyor,

çok çabuk nefret üretiliyor.

Çok çabuk yargılanıyor her şey,

çok çabuk cezalandırılıyor…

 

Karşılıklı kuşku sebebiyle herkes gardını almış durumda,

kimse birbirini beğenmiyor.

Üstelik,

herkes yarası açık gezdiğinden çokça kavga,

çokça gocunma yaşanıyor.

Bir hafta geçmiyor ki kolektif hayal kırıklıkları,

kolektif yadırgamalar,

karalamalar,

aklamalar,

ifşalar,

inkarlar ve imhalar gerçekleşmesin.

 

Böylesine hem acısı yakasında,

hem karşısındakine güvensiz,

hem kendi korunmasında bir toplumda iş de,

sevgi de,

aşk da,

siyaset de zor.

Çok iyi biliyoruz ki;

toplumsal güven üretmenin farklı yolları olabilir.

Güven ya ortak değerler,

ya ortak hukuk,

ya ortak deneyimle oluşur.

Ortak ahlaki değerleri paylaşmak ve ortak deneyim üretmek genellikle daha küçük toplumlarda gerçekleşir.

Bireyselleşmiş,

karmaşıklaşmış kapitalist topluluklar herkesi bağlayan bir hukuk düzenini var sayabildikleri ölçüde güvenli yaşayabilir,

gündelik hayatını idame ettirebilir.

Neoliberal devlet;

dünyanın bir çok yerinde hukuk düzenini var sayılamaz kıldı.

Türkiye’de ise;

zaten hukuk nüfusun çoğunluğu için sürekli geçersiz kılınıyordu gerçi

ama son bir kaç yıldır bir referans noktası bile olamaz hale getirildi,

tam bir karanlık düzen;

Tarikat ve cemaat hukuk tanımaz yapı İslamcı IŞİD kafasıyla hızla örüldü…

 

Herkesin tarihten gelen,

yüzleşilmemiş,

af dilenmemiş bir yarası olduğu,

bu yaranın kendisinin kimlik haline geldiği ve bu çoğul ve çoklu yaraları düzenleyecek hukukun olmadığı,

olamadığı,

ortak bir değerler hiyerarşisini üretecek kurumların tamamının (belki de sevindirci bir biçimde) iflas ettiği ülkemizde güven hissinin böylesi yok olması ve bu yoklukta herkesin birbirinin peşine vermesi anlaşılır bir şey elbette.

Gerçekten akıllı olmak zorunda isek,

ancak üstesinden gelinmeden de ortak mücadele örmek olanaksızdır.

Herkesin birbirinden farklı yasalara,

değerlere,

deneyimlere ve yaralara referansla ürettiği bireysellik ve kollektiflikleri toplumsal olarak nasıl düzenleyeceğiz sorunsalına verilen bir yanıt demokratik ,

eşit vatandaşlık temelinde ortak,

aşkla sarıldığı güvenilir bir yaşam olmalıdır…

 

1 Mayıs’tan ders çıkartmak gerekirse;

siyasetin de kendi güvenli,

güvenilir ortamını yaratması gerekiyor.

Olağanca şeffaf,

olağanca katılımcı olmak ancak katılımcılığın sağlandığı farklı boyuttaki toplulukların da dayatmasız bir eşgüdümünü sağlamak,

kesinlikle bir ÇATI örgütü kurmaktır.

Karar verme mekanizmalarının tamamını baştan sona demokratikleştirmek,

ancak bunların birbirine uyumunun,

ortak değerler üretimini gözetmek.

Bunların hızlı süreçler olmadığını düşünüyorum.

Özgürlükler,

başta olmayan Laikliğin yeniden inşası,

insan hakları ve demokratikleşme hukuksal düzlemde hızla mücadele edilmesi gereken konular,

ancak demokratik,

eşit,

özgürlükçü gerçek ortaklaşa toplum yaratmanın her anının demokratik ve barışçıl olması gerekir.

O da çok hızlı olmuyor.

Sabır da,

güvenin üretilmesini sağlayan bir unsur.

Ülkemizde yoğun yeni teknoloji kullanımı zamanı sıfırladı.

Herşey hemen şimdi hallolsun,

anlaşılsın,

öğrenilsin,

yanıtlansın zamanlaması insan ruhunu çürütüyor.

Tarlanın,

çölün,

ormanın zamanına uyan tarihi şimdi bu yeni zamanla test ediliyoruz…

 

Hadi gelin,

Tarladaki hasat farelerine karşı;

Çocuklarınızın geleceğini çalanlara karşı hep berber bir şeyler yapmaya ne dersiniz?.

Unutmayın;

Bütün büyük zulümler,

biz arkamızı dönüp susmayı tercih ettiğimiz için yaşanıyor!..

Yaşasın 1Mayıs – Biji Yek Gulan

Şiir Sevdanın Militanıdır!

Aşk Örgütlenmektir!

 

1Mayıs’da; Gençlerin çığlıkları!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin