Dr. Alper AKÇAM
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Zübükler ve Devrimciler…

Zübükler ve Devrimciler…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

“Zübük,” devrimci sanatçı, gülmece yapıtları ustası Aziz Nesin’in bir romanının ve romanda kazanmak için kendisine her yolu mubah gören, yalancı, dalavereci politika kahramanının adı… Filme çevrilmiş ve kültür bilimci Mihail Bahtin’in “karnaval dobralığı” diye tanımladığı, hak gülmece kültürüne ait o davranış biçimini sanatıyla bütünleştirmiş Kemal Sunal’ın oynadığı başrol ile toplumda büyük yankılar uyandırmış, ölümsüz film yapıtları arasına katılmıştı.

Devrimci sanatçılar, halk kültürünün derin dip akıntıları içinden o kültürün devrimci, değişimci yanını, gülmeceye dayalı yıkıcılığını ustaca alıp kurgularına katarlar.

Tam yerine denk geldi “Zübük”ün günlük politikada kullanılması… Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle yapılan konuşmalarda başkalarını “Zübük” olmakla suçlayan öyle politikacılar var ki, tam da Zübük’ün kendisi olarak çıkıyor kürsülere, ekranlara… Bir daha okuyun Zübük romanını, bir daha izleyin Zübük filmini; günümüz politikacılarının birçoğunun, en ünlülerinin kişiliğini orada görün.

Devrimci sanatçılar, yazarlar, şairler çok çektiler bu ülkede. Çile çekmeye, ezilmeye de devam ediyorlar. Kışkırtılmış kalabalıklar saldırtılıyor üzerlerine. “Zübük”ün yazarı Aziz Nesin, Sivas’ta Zübük politikacıların başarıyla kullandığı cemaatçi-tarikatçı din bezirgânlığının kışkırttığı kalabalıkların elinden son anda, zor kurtulabilmişti. Otuz iki aydını, sanatçıyı yaktılar, dumana boğdular orada.

Aziz Nesin, kırklı yılların sonlarında yıllarca hapis yatmış, çıkardığı Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa (biri kapatılınca diğerini çıkarırdı) vb dergileri kapatılmış, soruşturmalara uğratılmış bir yazardı.

Sabahattin Âli, Zübüklerin kışkırttığı bir tetikçi tarafından öldürüldü. “Aldırma Gönül Aldırma” diyen şarkılar, “Kürk Mantolu Madonna”lar, “İçimizdeki Şeytan”lar anı ve armağan olarak kaldı bize.

“Hababam Sınıfı Yazarı” Rıfat Ilgaz da çok çekti o Zübüklerin elinden. Zindanlarda yattı, sürüldü, aç ve işsiz kaldı.

Nazım Hikmet, cezaevinde en çok yatanlardandı; yurduna hasret öldü gurbet ellerde. Onun yüreğinde taşıdığı, uğruna savaştığı ideolojiye ağzı köpürerek küfredenler hiç utanmadan onun ölümsüz şiirlerini okudular kürsülerden.

Ümit Kaftancıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Bedreddin Cömert, Ümit Doğanay, Uğur Mumcu, Turan Dursun; daha niceleri kurşunlandı, bombalandı, yaşamdan koparıldı. Arama motorlarına baktım öldürülenlerin listesi için; hiçbirisi tam değil, öldürülen birçok bilim insanının, sanatçının, yazarın, gazetecinin adı unutulmuş…

Dünya hiç durmadan dönüyor ve sınıflı toplumun çıkar ve iktidar çarkları durmaksızın yalancı, talancı Zübükler üretiyor…

Devrimciler ise kendileri için değil, davaları için, mazlum halkları için, hep güzel gelecekler için, iyilikler, güzellikler, adalet için savaşıyor.

Devrimcilerin adlarına savaştığı, kendilerini adadığı halk yığınları ise, çoğu kez devrimcilere değil inançlarını istismar eden, onları sadakaya mahrum bırakıp küçük çıkarlarla yemleyen Zübüklerin ardına takılıyor.

Zübükler kazanıyor görünüyor ama kazanan devrimcilerdir; adları, anıları kalan, şiirlerine uyarlanmış şarkıları söylenen, kitapları okunan onlardır…

Ne demiştik; devrimciler ölür, devrimler sürer…

Selam olsun devrimcilere; selam olsun doğan güne…

ZÜBÜK2.jpg

Zübükler ve Devrimciler…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin