Ankara’da bir Asliye Hukuk Mahkemesi TTB Merkez Konseyi’ni “görevden alma” kararı verdi. Yaşananlar demokrasi ve hukuk tarihi açısından utanç kaynağıdır; tarihi bir ibret dersidir!
Anayasa ve yasalar gereği, TTB Merkez Konseyi, eylem ve etkinliklerinin hesabını TTB Genel Kurulu’nda verir; bir yanlış yapmışsa eleştirilir, gereğinde değiştirilir. Sayıları iki yüz bine yaklaşan ve ülke çapında büyük zorluklarla hizmet veren hekimlerin tek yasal temsilcisi, Adana’dan Zonguldak’a, taşra tabip odalarından başlayan birçok seçim aşamasından sonra göreve gelen TTB Merkez Konseyi’ni siyasi amaçlarla çevrilen hukuk oyunlarıyla karalamaya ve görevden almaya kalkışmak, bütün dünyanın gözü önünde ülkemiz demokrasisine ve hukuk sistemine kocaman bir gölge düşürmektir; kara bir leke sürmektir.
Bu ülkede Anayasa’nın işlememesi, yasaların kötüye kullanımı ile ilgili açık bir örnektir ayna zamanda…
Siz, emperyalizmin yedi düveline karşı milletiyle birlikte göğsünü siper ederek dişle tırnakla bir Kurtuluş Savaşı kazanmış, “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” diyerek yaşama gözlerini yummuş bir büyük önderin kurduğu Cumhuriyet’in çeşitli kurumlarını emperyalizmin akıl hocalığı yaptığı, din istismarcılığını temel alan politikalarla, ele geçireceksiniz, bu ülkenin yoksul halk çocuklarını emperyalist gizli servislerle açıkça ilişkileri bulunan cemaat ve tarikat evlerinde, yurtlarında besleyerek, beyinlerini yıkayarak yetiştirecek, işbirlikçi, gerici, Cumhuriyet karşıtı, laiklik karşıtı, kadın hakları karşıtı, çağ dışı, karşı devrimci güçlerin oyuncağı durumuna getireceksiniz… Üniversite giriş sınav sorularını el altından onlara dağıtacaksınız. Sorgulama yetisi olmayan, mankurtlaşmış, belli bir ideoloji ve iktidar yandaşı politikalara biat eden memurlar durumuna getirdiğiniz bu kişiler ceplerindeki 1 ABD doları ile kendi meclislerini bombalamaya, kendi halkını kurşunlamaya varan bir gözü dönmüşlük içinde olacaklar…
Cumhuriyet’in ve demokrasinin sağladığı olanakları kullanarak, kendi cemaat ve tarikat önderlerinden başka hiçbir yasaya ve akla hesap vermeyecek bir duruma gelmiş bu kişiler arasından savcılar ve yargıçlar da atayacaksınız… Bunların arasından da düğmesi bulunmayan yargıç ve savcı cüppesinin önünü ilikleyecek ölçüde iktidar destekçisi olabilecekleri en kilit noktalarda görevlendireceksiniz
Bir işaretinizle, her türlü garabeti hukuk adına işleyen bu oyuncular, bağlı oldukları Anayasa’yı dinlemeyecek, hatta Anayasa’nın en üst yargı kuruluşu Anayasa Mahkemesi’ne de kafa tutacaklar, yasaları keyfince uygulamayı kendilerine hak görecekler ve siz bunun adına “hukuk” diyeceksiniz. Kargalar bile güler bu tabloya…
Bu çarpık hukuk sisteminde, ülkedeki en çalışkan öğrencilerin, en çileli ve uzun süreçlerde sahibi olabildikleri hekimlik diplomasını elinden alma yetkisini kendinde bulacak hukuk kuklaları da çıkarsa hiç şaşmayacağız.
Olağanüstü zor koşullarda, kışkırtıcı beyanatlarınız nedeniyle her gün saldırılar altında çalışan hekimleri suçlayacaksınız, “giderlerse gitsinler” diyeceksiniz, yurtdışına gidenleri “para hırsı” olmakla suçlayacaksınız ama sağlığın başına özel hastane patronlarını, eğitimin başına özel okul sahiplerini getireceksiniz…
Yetsin artık bu kadersiz coğrafyanın çektikleri… Yetsin artık emperyalizme karşı ilk büyük savaşı vererek bütün dünyaya örnek olmuş, özgür ve onurlu bir Cumhuriyet kurmuş bu ülkenin yalan ve talan üzerine kurulu politikalarla yitirdikleri…
Hekimlik, onurlu ve çileli bir meslektir… Siyaset cambazları ve hukuk kuklaları, asla ulaşamayacakları okulları bileğinin hakkıyla kazanmış, Cumhuriyet kuruldu kurulalı kamusal halk sağlığından yana olmuş, her türlü güçlüğe göğüs germiş Türk hekimlerine leke süremez, onların şerefli örgütlerine gölge düşüremez.
Yaşasın Türk Tabipleri Birliği, yaşasın onurlu hekimlik mesleği…
01 Aralık 2023, Alper Akçam