Mustafa Necati, Horasan’dan Darende’ye göç etmiş kandaş toplum gelenekli Darendeliler soyundan Halit Bey’in oğludur. Bir Cumhuriyet, yurt, özgürlük ve halk savaşçısıdır.
Kurtuluş Savaşı yılları ve sonrasında Gâzi Mustafa Kemal Atatürk ve yanındaki dava arkadaşlarının tarihsel ve sınıfsal kökenini merak edenler için Mustafa Necati’nin kimliği özel bir ipucu gibi durur. Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Tarih Tezi’nde aydınlattığı, “insan üretici gücü”, Anadolu’da dirlik düzeni kurucusu Gazi Ertuğrul’dan Kurtuluş Savaşı gazilerine uzanan bir kandaş toplum geleneği, dünya malına değer vermeyen bir konar-göçer toplum dayanışmacı ruhu, onlarda yaşam bulmuş gibidir.
Mustafa Necati, Yunan ordusu İzmir’e çıktıktan sonra adı ilk arananlardandı, çünkü işgale karşı bir direniş örgütçüsüydü. Maşatlık’taki direniş örgütlemesinden ötürü aranınca önce İstanbul’a kaçmış, sonra Balıkesir Müdafaa-Hukuk çalışmalarına katılmış ve müfreze komutanı olarak yurt savunmasında silah elde etkin görev almıştı. Mustafa Kemal’in çok sevdiği, çok inandığı ateş yürekli bir gazi olarak 1923’te İskân Bakanı, 1924’te Adalet Bakanı, 1925’te Milli Eğitim Bakanı oldu.
Mustafa Necati, İstiklal Mahkemesi savcısı ve başkanlığı da yapmış, “Muallimler Birliği” başkanı olmuş, okul programlarını Cumhuriyet’in temel ilkelerine göre düzenlenmesini sağlamış, iktidardan özerk bir kültür ve eğitim programının, laik, karma ve bilimsel eğitimin, köy öğretmen okullarının temellerini atmış bir devrimcidir. Onun iktidardan bağımsız ve özerk bir kuruluş olarak oluşturduğu ilk “Talim Terbiye Kurulu” başlangıçta karma eğitime direnmeyi kendisine hak bilmişti. “Erken Cumhuriyet Dönemi Kültür Eğitim Politikalarına” karşı emperyalizmin cemaat ve tarikatlarıyla kucak kucağa oturup dönemi “darbeci”, “tepeden inmeci” diye eleştirmeye kalkan “liberal” zevzekler, bugün iktidara gelmelerinde aracı oldukları iktidar sahipleri ile o günkü devrimcileri bir karşılaştırsınlar bakalım…
Mustafa Necati’nin el attığı çok önemli alanlardan birisi de halk bilim çalışmalarıdır. Türkiye folklorunun, halkbiliminin ulu çınarı İlhan Başgöz yazmış: “Türkiye’de tümden folklor araştırmalarına adanan ilk kuruluş Halk Bilgisi Derneği’dir. Bu dernek 1927 yılında Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin onursal başkanlığında kurulmuştur; ama bir devlet kuruluşu değil, özerk bir dernektir. (…) Derneğin ilk yayını Van Gennep’ten bir çeviriyi de içine alan bir rehberdi. Halk Bilgisi Rehberi No:1. Rehberde Van Gennep’in yazısından başka Mahmut Ragıp, Hasan Fehmi, İsmail Hüsrev’in de yazıları vardı. Böyle bir el kitabı, 1920lere kadar folklorun ne olduğunu bilmeyen Türkiye için pek gerekli idi.” (İlhan Başgöz, Berfin Bahar, Sayı 276, Şubat 2021)
1932 yılında Halkevleri’nim kurulması ve kısa zamanda tüm ülke çapında yaygınlaşması ile bu derneğin çalışmaları sona ermiştir.
Mustafa Necati, 1 Ocak 1929 günü perfore apandisit sancısı ve ateşleri içinde kıvranırken bile görevim kalacak diye o dava insanlığı koşturmasından ayrı kalamamış, genç yaşta o hastalık nedeniyle adını ölümsüzler arasına yazdırmış arkasından Atatürk’ü ağlatmış bir kahramandır.
Onun oturduğu ev, 2006”da Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar ve Pastacılar Federasyonuna Osmanlı-Türk mutfağını yaşatmak çalışmaları için devredilmişti. Bir kurtuluş savaşı kahramanının evinin Kuru Fasulye Evi yapılmasına karşı yükselen tepkiler üzerine bundan vazgeçildikten sonra da Atatürk’e firavun diyen Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi tabelası asılmıştı.
Bugün kendisini “Yerli ve Milli” diye satmaya çıkmış politikanın Kurtuluş Savaşı ve onun gâzilerine bakış açısı budur…
Mustafa Necati’nin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Gününüz aydın olsun değerli dostlar…
02 Ocak 2024, Alper Akçam