Advert
admin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yazarlar
  4. Maarif Modeli Ülkenin Geleceğine Dinamit Koymaktır…

Maarif Modeli Ülkenin Geleceğine Dinamit Koymaktır…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Türkiye’de eğitim sistemiyle ilgili olarak “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adında yeni bir müfredat taslağı geliştirilmiş. Bu model, “beceri temelli bir yaklaşımı benimseyerek, öğrencilerin derinlemesine öğrenmelerine olanak tanıyan ve içeriği sadeleştirilmiş bir eğitim programı sunmayı amaçlıyor diyerek,” topluma yutturulmaya çalışılıyor.

Bu modelin uygulanması, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli olarak başlayacak. Millî Eğitim Bakanlığı, bu yeni müfredatı kamuoyunun görüşüne sunmuş ve öğretim programlarının mevcut programlardan farklılaşan pek çok yönü olduğunu belirtmiş olsa da, ülkenin aydınlık geleceğine dinamit koymaktan başka bir şey değil.

Eğitimdeki bu değişikliklerin ülkenin geleceğine etkileri konusunda farklı görüşler bulunmakta. Karşı devrimciler, gericiler bu modelin eğitimi iyileştireceğini ve öğrencileri geleceğe daha iyi hazırlayacağını düşünürken, ülkenin geleceğinden endişe duyan aydınlar, yurtseverler ise endişelerini dile getiriyor.

Eğitim sisteminin nasıl şekillendirildiği, toplumun geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve bu yüzden bu tür konular hakkında geniş kapsamlı diyaloglar yürütülmesi konunun uzmanı tarafından bilimsel normlar temel alınarak yapılması önemlidir.

Eğitim; bireye olumlu davranışlar kazandıran, bir mesleğin bilgi, beceri ve tekniklerini öğreten bir süreçtir. Eğitim; bireyin kişiliğini kazanması yanında; akılcı, bilimsel ve özgür düşünebilme davranışı edinmesinde belirleyici rol oynamaktadır. Demokrasinin ön koşulu, eğitimdir. Bu nedenle evrensel anlamda toplumsal ahlak, her tür ve düzey eğitimin tümüyle demokratikleştirilmesini emreder. Daha açık bir deyişle herkes yetenekleri ölçüsünde en yüksek düzeyde eğitim görebilmelidir. Sosyal devletten beklenen de budur.

Türk ulusunun geleceğinde en büyük rolü eğitimin üstlenmesi; öğretim personelinin yeni kuşakların yetişmesinde özgür düşünce ve bilimselliği ön planda tutmaları, öğretmenlerin ve öğretim elemanlarının bilim ve tekniğin yol göstericiliğinde birleşmeleri kaçınılamazdır. Bir ulusun gerçek kurtuluşu, eğitim alanında kazanılan zaferlerle, o ulusun sonunun da eğitim alanında yanlış uygulamalarla gerçekleşeceği göz önünde tutularak, eğitim programlarının, hem toplumsal yaşamın, hem de çağın gereksinmelerine göre uyarlanması gerekir. Özünde Allah-kul ilişkisini içeren eğitim dizgesi yerine, devlet-ulus ilişkisinin temel alındığı laik eğitim düzeni benimsenmek durumundadır. Ayrıca bilim ve teknik, özlü çağdaş eğitim kurumlarının geliştirilmesine ivme kazandırmalıdır. Özellikle 1950’li yıllardan itibaren ilkokullara din dersi konulması, İmam-hatip okullarının yaygınlaştırılması, ders programlarında dinsel öğelere önem verilmesi, eğitim sisteminin “belli niteliklerdeki” kişilerce yönetilmesi, üniversitelere ve kamu kuruluşlarına, kadınların turban takması konusunda baskı yapılması gibi uygulamalar kabul edilmemelidir.

Eğitimin birinci amacı, kültürel-toplumsaldır ve bireyin topluma uyumunu yani toplumsallaşmasını sağlamakla ilgilidir. Eğitimin temel amaçlarından biri, gelecek kuşakları yaşayacakları çağa uygun, topluma yararlı olarak yetiştirmektir. Öyleyse genelde en iyi yönetim biçimi olarak kabul edilen demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işleyebilmesi için, eğitime çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu bağlamda, bireyin kalkınmaya uyumunu sağlamak da eğitimle sağlanmaktadır. Bu anlamda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” sorgulanmalıdır.

Maarif Modeli Ülkenin Geleceğine Dinamit Koymaktır…
Yorum Yap
Advert

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin