“SINIF’ın ozanıyım mimli, / HABABAM SINIFI’nın yazarıyım ünlü”- Rıfat Ilgaz
Hepimizin sınıfıdır o… Öğretmeniyle ve öğrencisiyle…Hababam sınıfı Rıfat Ilgaz’ın kendi öğrencilik zamanlarını anlattığı ve Kastamonu öğretmen lisesindeki en haylaz sınıfın roman haline getirdiği eserdir.75 öyküden meydana gelir. Sadece 6 tanesi yapımda yer alır. Dışarının güvensizliğine karşılık güvenli, ha bire duvarlardan kaçılarak geri dönülen bir adadır.
Öğrencilerin yaşamlarını güzelleştirmeye çalışan bir eğitimcinin mücadelesi yansıtılır. Hem eğitim sistemini, hem paralı eğitimi hem de velileri yer yer eleştirir. Hababam sınıfındaki her karakter toplumun farklı kesiminden meydana gelir. Maddi durumu en iyi olanın bile üst tabaka olarak sınıflandırılması da yer almaz. Para kavramı çok fazla işlenmez. Hata paranın neredeyse olmadığı bir dünyadır. Para kendini en kötü zamanlarda hissettirmektedir; tıpkı otorite gibi.
Hababam sınıfı mevcut otoriteye karşıdır. Hababam sınıfı tek vücut olmuş yapısı bu otoriteyle mücadelesini de zorunlu kılmaktadır. Bu mücadelenin yapısı barışçıldır. Burada bir okulun asıl sahibinin öğrenciler ve öğretmenler olması gerektiği anlatılır. Tüm sınıf derslikte, bahçe de , yatakhane de bir araya geldiğinde; önce biri bir problem ortaya koyar, sonra biri de umutsuzluk aşılayacak şekilde konuşur; bir diğeri de problemi de çözümler ve sonunda başka bir öğrenci yapılması gerekeni dile getirir. Hababam Sınıfı’nda işleyiş genellikle bu şekilde sürdürülür. Kararlar da hep birlikte olgunlaştırılarak verilir; ortaklaşma sağlanır ve sınıftakiler o çerçeve de hareket ederler.
Bu nedenle otorite sahipleriyle (okul müdürü, müdür yardımcısı), diğer öğretmenlerle başları derde girdiğinde tavrından geri adım atılmaz. İspiyonculuk, davadan vazgeçme, birbirini satma, ihanet ha babam Sınıfı’ndan yer almaz. Örgütlü bir yapı sergilenir. Bu nedenle topluluğun bu örgütlü yapısının otoriteyi değiştirmesi beklenir. Fakat bu gerçekleşmez. Hababam Sınıfı otorite kurallarına karşı arkadan dolanacak yollar bulsa da onu değiştirmeyi; dönüştürmeyi düşünmez.
Eğlenebildikleri, yemek yiyebildikleri, sigara içebildikleri, dayanışabildikleri sürece okuldan çok da rahatsız değillerdir. Ha babamın ders çalışarak sınıf geçmek gibi bir umudu da yoktur. Kopya çekmek tek çıkar yoldur.
İstanbul u merkez alıp, Anadolu da öylesine gerçekçi gözlemlenmiştir. Toplum katmanları ustaca harmanlanmıştır. Fırlaması şapşalı, şehirlisi, köylüsü, doğulusu, batılısı, eğitimlisi, cahili, zengini, fakiriyle içeresinde hepimizin bulunduğu Türkiye özeti karşımıza çıkar. Sınıfta bütün öğrenciler ilginç özellikleriyle ön plana çıktığından herkesin bir lakabı da vardır.
Hababam sınıfı çok tembelse de aralarındaki ilişki de çok sağlamdır. Birbirlerinin ağır şakalarına bile kızmazlar. Dersi de verir güldürür ve eğlendirir. Hababam sınıfı bir ruhu da temsil eder. Arkadaşlığı ,birliği, beraberliği fedakarlığı hazır cevaplılığı ve mutluluğu da anlatır. Hababam Sınıfı’nda hepimizin dirsek çürüttüğü sınıfların en sıcak, en tatlı havası da dalgalanır.
Hababam Sınıfı’nın kahramanları arasında adı konmamış bir insan sevgisinin yoğunluğu vardır. İnce naif bir espiri anlayışına sahiptir. Çöken eğitim sisteminin anlatımı vardır. Hababam sınıfı gerçek mizah duygusuyla yoğrulmuştur. Tüm sınıf, komple fenerbahçe’lidir, ve fırsat buldukça da fenerbahçe maçları için okuldan kaçarlar.
Sınıf başkanı da bilek güreşiyle seçilir. Yıllar geçse de güncelliğini koruyan sınıftır. Keskin zekaları sayesinde tüm öğretmenleri avuçlarında oynatıp okul düzenini de ve eğitim sistemini de alaşa ederler. Bir araya gelen o insanlar, ilerici bilime saygı gösteren kendilerine gerçekten bir öğretebileni gerçek öğretmen olarak kabul eden bir topluluktur.
İçimizdeki ölmeyen çocuğu da gösterir. Büyük kahramanlıklar yapalım, savaş çıkaralım, böyle hırsları da yoktur. Kollektif,dayanışmacı bir yapı vardır. Hababam Sınıfı’nda üç özelliğin yergisi yapılmıştır: Kopyanın, ezberin, uydurma saygının. Eğitim sorunlarına da değişik açılardan da değinilir. Otoriterleşen eğitimciler de kıyasıya eleştirilir. Eleştiri okları da bozuk eğitim sistemine yönelir.. Kötü öğrenci yoktur, kötü eğitim sistemi vardır söylemi yer alır. Eğitimin sabır ve yoğun çabayla anlamlı hale geldiği anlatılır.
Özgür Karakaya
ozgur694@hotmail.com