Getting your Trinity Audio player ready... |
Haber: Erdem UYGUR
İstanbul’un geleceğini şekillendiren 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı, Kadir Topbaş döneminde kentin anayasası olarak kabul edilmişti. Ancak yıllar içinde bu plan defalarca ihlal edildi, yok sayıldı ve bilimsel denetim olmadan değiştirildi. Bugün, İstanbul’un su havzaları, ormanları ve ekolojik dengesi büyük bir tehdit altında.
Bilimsel ve Hukuki Süreçler Göz Ardı Edildi
Dünyanın hiçbir yerinde, bu ölçekli bir planın değiştirilmesi veya dışına çıkılması, bilimsel ve toplumsal denetim olmadan mümkün değildir. Ancak İstanbul’da planın temel ilkeleri hiçe sayılarak birçok proje hayata geçirildi.
Özellikle Kanal İstanbul projesi, bu plana rağmen değil, bu planı tamamen yok sayarak dayatıldı. Su havzalarının korunması gerektiği bilimsel raporlarla ortaya konulmasına rağmen, betonlaşma hız kesmeden devam etti. Orman alanlarının korunması gerektiği vurgulanırken, ihaleler açıldı ve yapılaşma teşvik edildi.
Kanal İstanbul ve Su Havzaları: Geri Dönüşü Olmayan Riskler
Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un içme suyu kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle Sazlıdere Barajı, bu proje nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya. TEMA Vakfı, projelerin hukuki süreçler tamamlanmadan hayata geçirildiğini belirterek, su varlıklarının korunması çağrısında bulundu.
Bilirkişi raporlarına göre, Kanal İstanbul’un yaratacağı ekolojik yıkım, sadece su kaynaklarını değil, ormanları ve tarım alanlarını da geri dönüşü olmayan bir noktaya sürükleyebilir. Şamlar Ormanı ve Terkos Gölü gibi kritik ekosistemler, yapılaşma baskısı altında.
Mahkemeler Ne Diyor?
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul’a ilişkin rezerv alan ilanı ve çevre düzeni planı değişikliği kararlarını iptal etti. Mahkeme, bu kararların bilimsel ve teknik analizler yapılmadan alındığını ve İstanbul’un doğal alanlarını tehdit ettiğini belirtti.
Bu karar, Kanal İstanbul’un hukuki ve çevresel dayanaklarının zayıfladığını gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mahkeme kararının projenin geleceği üzerinde kritik bir etki yaratabileceğini ifade etti.
İstanbul’un Geleceği İçin Acil Önlem Alınmalı
İstanbul’un su kaynakları, ormanları ve ekolojik dengesi, bilimsel ve hukuki süreçler göz ardı edilerek büyük bir risk altına sokuluyor. Halkın bilinçlenmesi ve bu plansız yapılaşmaya karşı çıkması, kentin geleceği için kritik bir öneme sahip.
İstanbul’un kuralsızlığa teslim olmaması için, bilimsel veriler ışığında hareket edilmesi ve çevre düzeni planına sadık kalınması gerekiyor. Hukuki süreçlerin tamamlanmadan projelerin hayata geçirilmesi, milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyebilir.