Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Terör örgütü YPG/PKK’nın Suriye’de kontrolünde tuttuğu IŞİD kamplarını Batı’nın desteğini almak için koz olarak kullandığını ve Ankara’nın bunu kendi eline almak istediğini belirten Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Cumhuriyet’e verdiği demeçte, “Suriye ve Irak yönetimlerinin DEAŞ ile mücadelede samimiyetleri konusunda da Batı’da şüphe var. Türkiye kendi vatandaşı olan militanları alıp yargılayıp, hapiste cezalarını çekmeleri konusunda sorumluluğu üstlenmeye hazır” dedi.
Terör örgütü PKK’nın bölgedeki faaliyetlerine yönelik işbirliğini ilerleten Türkiye ve Irak, Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantısının ardından, Suriye’deki IŞİD kamplarından kaynaklanan sorunların çözülmesi için ortak komite kurma kararı aldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin’in başkanlığında ve iki ülkenin içişleri, savunma bakanlıklarıyla istihbarat yetkililerinin katıldığı toplantıya, Irak’tan Haşdi Şabi ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) temsilcileri de katıldı.
Toplantı sonrasında alınan kararlar için Suriye’deki IŞİD kamplarıyla ilgili “Suriye’deki el-Hol, Roj ve diğer kamplara bir çözüm bulunmasının aciliyeti nedeniyle, taraflar sorunu ele almak maksadıyla ortak bir komite kurmanın gerekliliğini teyit etmiştir” ifadeleri kullanıldı. Ankara, uzun zamandır söz konusu kampların kontrolünün terör örgütü YPG’den alınıp yeni Suriye yönetimine verilmesi ve ABD’nin terör örgütü YPG’ye ‘IŞİD ile mücadele’ adı altında destek vermesini önlemeye çalışıyor. Kamplardaki radikal İslamcı teröristlerin yurttaşı oldukları ülke tarafından geri alınıp yargılanmasını savunan Türkiye, böylece örgütün elindeki ‘IŞİD ile mücadele’ bahanesini almayı planlıyor.
‘EN FAZLA VARLIK SURİYE’DE’
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Bağdat’ın PKK’yı yasa dışı örgüt olarak tanıdığını ve henüz terör örgütü olarak kabul etmediğini anımsatarak, “Ancak bu tanımlama bile olumlu bir gelişme. Irak yönetimi de artık PKK’yı bir tehdit olarak algılamaya başladı. Bu zeminde artan bir işbirliği söz konusu. DEAŞ ile mücadele de iki ülke arasındaki teröre karşı işbirliğinde önemli bir başlık. Hem PKK hem de DEAŞ’ın en fazla varlık gösterdiği ülkelerden birisi Suriye, yeni yönetimin bu konularda alacağı tavır önemli” dedi.
‘YPG BU KOZU BIRAKMAK İSTEMİYOR’
IŞİD teröristlerinin tutulduğu kamplarda olası bir istikrarsızlık durumunda Türkiye’nin de komşu ülke olarak büyük bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kalacağını, bu sebeple söz konusu alanda Türkiye, Suriye ve Irak arasındaki işbirliğinin yaşamsal önem taşıdığını vurgulayan Orhan, “En önemli mesele Suriye ve Irak’ın kendi vatandaşı olan militanları nasıl yargılayacağı ve hapishanede tutması, ailelerinin rehabilite edilmesi gibi konular. Irak, vatandaşlarını alma konusunda bir süreç başlattı. Suriye yönetimi de hapishanelerin devralınması konusunda YPG’ye talepte bulunuyor. Terör örgütü YPG açısından bu mesele, Batı ile ilişkisi bakımından bir araç haline geldi, bu kozu bırakmak istemiyor. Avrupa ülkelerinin vatandaşlarını alma konusunda çekinceleri var. ABD bu konuda yavaş yavaş Avrupa’ya baskı yapmaya başladı. Ancak sorunun büyük kısmını zaten Irak ve Suriye kökenliler oluşturuyor” diye konuştu.
‘BU RİSKLE YÜZLEŞMEK GEREK’
Konunun Türkiye’nin istikrarı ve güvenliği ile yakından ilişkili olduğunu kaydeden Orhan, Batı’nın Türkiye’den ziyade Suriye ve Irak yönetiminin bu meseleyi yönetebilme kapasitesine ilişkin şüpheleri olduğuna dikkat çekti. Orhan, “Suriye ve Irak yönetimlerinin DEAŞ ile mücadelede samimiyetleri konusunda da Batı’da şüphe var. Ama esasında YPG-SDG’den ziyade kapasite ve niyet olarak bölge ülkelerinin kendi arasında işbirliği yapması, kalıcı çözüm açısından daha büyük fırsatlar sunuyor. Ancak Batı’da henüz geliştirilen mekanizmalar ve işbirliklerinin başarısı ve niyetine güven olmadığı anlaşılıyor. Batı neden vatandaşı olan militanları almakta diretiyor? Çünkü bunların yargılanması ve hapiste tutulması konusunda belli hukuksal boşluklar var. Bu kişilerin serbest kalması halinde kendi güvenliklerine tehdit oluşturabileceklerini düşünüyorlar. Benzer bir durum Türkiye’de de geçerli ama Türkiye kendi vatandaşı olan militanları alma konusunda istekli. Bunları alıp hukuksal olarak yargılayıp daha sonra hapishanede cezalarını çekmeleri konusunda sorumluluğu üstlenmeye hazır gözüküyor. Bu mesele terör örgütü YPG-PKK tarafından Batı’nın desteğini sağlamakta araç olarak kullanılıyor, Ankara bunu kendi eline almak istiyor. Bu herkes açısından bir tehdit ama bununla yüzleşmek gerekiyor. Bu sorunu çözebilecek kapasiteye sahip meşru aktörler de bölge ülkeleri… Türkiye açısından bu riskle baş etmenin yolu bunları alıp yargılayıp, cezalarının çekilmesini sağlamak” değerlendirmesinde bulundu.
YÜZDE 90’I IRAK VE SURİYELİ
Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin, kendi yurttaşlarını almaya ülkesinin sıcak baktığını bildirdi. Hüseyin, Irak’lı ailelerin çoğunun Irak’a geri getirmeye başladıklarını açıkladı. Suriye’nin kuzeyindeki IŞİD kamplarında yaklaşık 10 bin IŞİD mensubu terörist ve 50 bine yakın terörist yakını bulunuyor. Tutuklu teröristlerin yüzde 90’a yakınının Irak ve Suriye yurttaşı olduğu tahmin ediliyor.