Getting your Trinity Audio player ready...
|
SOLMEDYA – 19 Mart, önceden geleceği bilinen ancak “Bu kadarına cesaret edemezler” ve “Bunu yapamazlar” gibi söylemlerle sürekli ertelenen bir sürecin sonunda gerçekleşmiş bir darbedir. Bu süreç, aslında çok önceden tasarlanmış, hesaplanmış ve kurgulanmış bir planın parçasıdır. İmamoğlu’nun adaylık sürecinin öne çekilmesi ve genel kabul görmesiyle bu plan hızlandırılmıştır.
Devlet, seçimler sonucu ortaya çıkan siyasi aktörlerin elinde tutmaya çalıştığı, ancak çoğu zaman tutamadığı bir kurumsal aygıt olarak tanımlanabilir. Ancak 2015 itibariyle siyasal iktidar, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) üzerinden ittifak kurarak siyaseti ele geçiren bir aygıt-aktör haline gelmiştir. Parti devleti, artık devleti yeniden şekillendiren bir yapıya dönüşmüş ve cumhurun nasıl yönetileceğine karar vermeye başlamıştır.
Yerlilik ve Millilik Üzerinden Yeni Bir Model
Yerlilik ve millilik esasına dayanan bu süreç, 70-100 yıllık bir planın teorik altyapısını oluşturmuş ve Mekodon İttihatçılığı rol modeli alınarak pratiğe geçirilmiştir. Bu model, 2025 yılı sonuna kadar engel teşkil eden her unsuru devre dışı bırakmayı hedeflemiştir. İmamoğlu da bu süreçte bir engel olarak görüldüğü için siyaseten devre dışı bırakılmıştır. Ancak rejimin hesaplayamadığı şey, toplumsal muhalefetin kısa sürede CHP etrafında böylesine sert bir karşı koyuş sergilemesidir.
Özgür Özel’in süreci iyi yöneten liderliği ve CHP etrafında kenetlenen muhalefet, özellikle gençlerin desteği, rejimin daha ileri gitmesine engel olmuşsa da devlet-rejim son durumda istediğini almıştır.
Uluslararası Konjonktür ve Türkiye
Dünyada giderek sağcılaşan popülist yönetimlerin, özellikle Amerika’nın Türkiye’deki anti-demokratik uygulamaları görmezden geldiği bir gerçekliktir. İçinde bulunduğumuz coğrafya, ABD ve İsrail aracılığıyla Şii direniş eksenli hilalin Sünni tüccar ve teslimiyetçi iktidarlara teslim edilmesi üzerinden bir şiddet sarmalına doğru ilerlemektedir.
Devlet, siyaseti ele geçirerek kendini yeniden yapılandırmakta ve bu süreçte her kesimle konuşmaktadır. Özgür Özel de bunu anlamış ve son demeçlerinde devletle konuşmaya başlamıştır. Bu, CHP kitlesinin alışık olmadığı bir tarzdır. CHP için esas olan sandık demokrasisidir. Ancak bu yeni rejim, sandığa gidip çok oy alarak devrilebilecek bir yapı değildir. Bu rejim, içinden çıkamayacağı sandıkları kurdurmaz.
Türkiye Yüzyılı ve Yeni Vatandaşlık Tanımı
Rejim, Erdoğan’ı aşan yeni bir proje ortaya koymuş ve buna “Türkiye Yüzyılı” adını vermiştir. Yerlilik ve millilik üzerinden yeni bir vatandaşlık tanımı yapılmış ve buna “makul vatandaşlık” denmiştir. Siyaset yapan partilere ise “Türkiye Partisi” olma şartı getirilmiştir.
CHP’nin Karar Noktası
CHP’nin bu noktada bir karar vermesi gerekmektedir. Ya bu şekilde tanımlanan devleti kabul edip, bu devlet içinde kendine bir yer edinerek ilerleyecek ya da bu modeli reddedip, devleti yeniden tanımlayarak yeni bir vatandaşlık tanımı yapacak ve bu süreci gerçekleştirmek için müdahalede bulunacaktır. İkinci yolun doğru olduğunu düşünenlerdenim.
Bugün, milletin bir arada tuttuğu CHP’yi, milletin bir arada tutan CHP’ye dönüştürmedikçe bu iş hiç de kolay olmayacaktır.