Getting your Trinity Audio player ready...
|
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı,
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (Mülkiye) http://www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com facebook.com/profsaltik twitter : @profsaltik
TÜİK, 6 Şubat 2025’te, 2024 sonu ADNKS (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi) verilerini yayınladı. Bu verilerin önemli iletileri var, özenle çözümlenmeli.
Nüfus, 31 Aralık 2024’te önceki yıla göre 292.567 kişi artarak 85.664.944 kişi oldu. Kadın sayısı erkeklerden 41 bin daha az! (1 erkeğe 4 kadın, tarihte oransal olarak hiçbir yerde denk düşmedi!? Tanrı bunu hiç olanaklı kılmadı nedense!?).
Nüfus artış hızı (NAH) binde 3,4. Bu hız 2023’te binde 1,1 idi. 2007-2024 NAH verileri aşağıdaki çizimde görülüyor. Kovit-19 salgını ile kırılma 2020’de başlıyor. Eylül 2021’de Erdoğan’ın “Nas” dayatmasına ikincil yaygın-derin, ağır ekonomik bunalımla dibe vuruyor. 2023’te binde 1,1 ile 2019’un nerdeyse 1/13’ü! 2024 dünya ortalama NAH binde 9,1 ile Türkiye’nin 2,7 katı; OECD ortalaması binde 5,2 ile 1,5 katımız.
30 büyükşehirde köyler mahalle sayıldığından, kentsel nüfus %93,4 ile dünyada en tepelerde.
40 ilin nüfusu azaldı, 41 ilin arttı. İstanbul nüfusu 46 bin arttı ve 15,7 milyon oldu, toplam nüfusun 1/6’sına karşılık. Ülke genelinde km2’ye 111 kişi düşerken (dünya ortalaması 63), bu sayı İstanbul’da 2934 (nüfus yoğunluğu).
Türkiye dünya ortalamasından çok daha kalabalık bir ülke ve şehir efsanesine dayalı 100-200 milyon nüfusu besleyecek güçte değil. İklim faciası, on milyonu aşkın yabancıya evsahipliği ve su-enerji yoksuluyuz! Dünya nüfusunun %1,1’ine sahibiz ama sularımız dünyanın %0,6’sı, enerji kaynaklarımız %0,2’si!
Gıda enflasyonu ve dışalımı (ithali) çok yüksek. 20 ilimiz milyonluk, bunların 10’u 2+ milyon nüfuslu. En kalabalık 5 kent Ankara ve batısında. Ortanca (median) yaş 34,4’e, 65+ yaş nüfus oranı %10,6’ ya yükselirken; 0-14 yaş çocuklar %20.9’a geriledi. Toplam yaş bağımlılık oranı azadı, 15-65 yaş arası çalışabilir nüfus oranı %68,4’e çıktı (toplam işgücü arzı).
2024’te Toplam Doğurganlık Hızı 1,51 oldu. Bu hız dünyada 2,31 çocuk ve AB ortalaması 1,54 çocuk. (Doğurganlık döneminde 1 kadının sahip olması kestirilen çocuk sayısı)
- Güncel verilerle Türkiye hala “Demografik Fırsat Penceresi” içinde.
“Yaşlanıyoruz” diye ürküye (paniğe) gerek yok. Bu “Pencere dönemi“nin bilimsel akılcı gereklerini yapalım mutlaka. Bu dönem, nüfusta dinamik bir denge dönemidir. Güncel verilerle Türkiye yüksek bir doğurganlık baskısı altında değildir. Buna karşılık yaşlı nüfus da çok yüksek değildir. 65+ yaş %10,6; kaldı ki Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı 75+ yılda başlatıyor. İşgücü arzı ise, şimdiye dek en yüksek orana, % 68’4’e çıkmıştır; 86,7 milyon nüfus X % 68,4 = 58,6 milyon insan çalışabilecek durumdadır. Oysa geniş tanımlı işsizlik (atıl işgücü) ürkütücü düzeydedir; TÜİK’e göre %28,2! Öte yandan yapay zeka donatılı insan eşdeğeri akıllı robotlar insanın yerini alıyor! 2030’a dek 800 milyon insanın işsiz kalacağı öngörülüyor.
Nüfus artışı aklı ve bilim dışıdır!
AKP=RTE, yine 3-5 çocuk diye topluma baskı kurmakta. Kimi sınırlı parasal teşviklerle halkı daha çok çocuk yapmak için, deyim yerindeyse “kışkırtmakta”. Ancak, dibi delik ve devasa açık veren bütçeye karşın (2024’te GSYH’nın %4,8’i!) sağlanan akçalı destek, gerçekçi olmaktan çok uzak, soyut rakamlar. Halkta yatay ve dikey yoksullaşTIRma 3,5 yıldır bile-isteye sürdürülmekte.
CHP’li belediyelerin açtığı yuva-kreşlerin kapatılmasına kalkıyor AKP!
Okullarda tek bir öğün sıcak yemek bile çocuklara ver(e)miyor AKP!
2024 bütçesinde vergi gelirlerinin artmasına karşın, gereksinim büyümekle birlikte sosyal yardım ve yoksullukla mücadele ödeneği azal(tıl)dı. Sosyal koruma harcamaları toplam bütçe giderinin salt %4,2’si. Seçim sonrası yoksullukla savaş ve sosyal yardıma ayrılan bütçe,
gerçek (reel) olarak küçül(tül)dü. 2024’te yoksullukla savaşa ayrılan doğrudan kaynaklar,
toplam bütçenin yalnızca %2,5’i. Hane halkına yapılan aktarımlar da düştü/düşürüldü.
Yoksul yurttaşlar, kendilerine uzatılan medya mikrofonlarına, artık temel gereksinimlerini bile karşılamanın olanaksızlığını haykırıyor.
AKP=RTE’den ekonomi masalları dinlemeye artık ne güç ne zaman var.
Bunlar bile-isteye yaşama geçirilen politikalar.
YoksullaşTIRma, Sarayın halkı teslim alma siyasetinin temel aracı.
İnsanları borç batağına sürükleme, sadaka ekonomisinin bir parçası, mutlak biata zorlama!
***
2002 sonunda AKP=RTE iktidar (3 Kasım seçimi) olduğunda, Türkiye’de cezaevlerinde toplam 55.325 tutuklu-hükümlü vardı. 2024 sonunda 337.760 tutuklu-hükümlü var; 6.1 kat!
2002 sonu Türkiye nüfusu 66.4 milyon, 2024 sonu 85.7 milyon.
Nüfus %29 artmış, hapse atılanlar %600!
-
AKP=RTE, yoksul halkı zindanlara tıkmış!
İşte AKP=RTE adaleti (!) Din, siyasete pervasızca alet edildi..
Tek adam sistemi çöktü ve AKP=RTE çözümsüz!
***
Yineleyelim: Türkiye hala “Demografik Fırsat Penceresi” içinde. “Yaşlanıyoruz” ürküsüne (paniğine) ve pro-natalist (nüfus artıran) sanrıya (hezeyana) asla gerek yok.
Yapılması gereken; Türkiye’yi bir SS ülkesine dönüştürmek değil,
nüfusun niceliği (sayısı) ile değil niteliği (kalitesi) ile ilgilenmek..
Daha nitelikli bir nüfus.. 21. yy’da Türkiye’yi ayakta tutabilecek nitelikli kuşaklar.
Sağlık-eğitim-barınma-
AKP=RTE ise tersini dayatıyor; o halde mutlaka gidecek!