Advert
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Akpolat’ın ifadesi bize ne anlatıyor? Ortada CHP veya AKP değil, soygun düzeni var

Akpolat’ın ifadesi bize ne anlatıyor? Ortada CHP veya AKP değil, soygun düzeni var

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

SOLMEDYA –

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, savcılığın sorularını yanıtladı.

Kim hangi partinin üyesi, bir an için bir kenara bırakın. Akpolat’ın ifadesi, bu düzenin nasıl yağma, soygun ve talana zemin hazırladığını çırılçıplak ortaya koyuyor.

Önce, kısaca, ne olduğunu anlayalım. Beşiktaş Belediyesi’ne ait Beltaş şirketi var, vatandaşın da yakından bildiği, kafeler, kültür merkezleri işleten yapı. 3 Temmuz 2024’te Beltaş’ın yönetim kuruluna Ahmet Aktaş atanıyor. Aktaş yönetime giriyor, bismillah, ilk iki günde Ortaköy’de, Rumeli Hisarı’nda şirkete ait taşınmazlar ne ilan ne yönetim kurulu kararı olmadan satışa çıkarılıyor.

İlan yok, ama davet usulü ihale var. Artık nasıl haberleri olduysa, dört firma geliyor, Beltaş yöneticisi Önder Gedik’ten teknik şartnameyi elden alıyor. Sonuçta ihaleyi kazanan firma Aziz İhsan Aktaş’ınki, ama savcılık, diğer firmaların da Aktaş’la irtibatlı olduğunu ortaya koyuyor.

Bedeller tutmuyor, kurlar bile tutmuyor. Dolar cinsinden yazdıklarıyla TL cinsinden yazdıkları tutmuyor. Ödeme tarihleri tutmuyor. Hiçbir şey tutmuyor.

Ama Aktaş’ın şirketleri çok tutuyor. Akpolat 2019’da Beşiktaş Belediye Başkanı oluyor, 2020’den itibaren Aktaş’ın şirketleri belediyeden tam 18 ihale alıyor.

Savcılık soruyor, Akpolat her seferinde “bilgim yok” diyor. Altı sayfalık sorgu tutanağının neredeyse tamamı, Akpolat’ın “ben bilmem” yanıtlarını taşıyor. “Çünkü” diyor Akpolat Beltaş’ı kastederek, “Orası şirket, kendi yönetim kurulu var, kararlarını kendileri alırlar”.

Savcılık “peki” diyor, “belediyeye işe alımlardan da mı haberiniz olmaz?” Çünkü Diyarbakır Bağlar Belediyesi’nin AKP’li eski Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu da altı ay önce tutuklanmış, yine Aziz İhsan Aktaş’la iş çevirmekten… Sonra Bağlar Belediyesi’nde çalışan Ferhat Tutşi ismindeki şahıs, pat diye Beşiktaş Belediyesi’nde Fen İşleri Müdürü yapılıyor. Leyla Türkyaşar var, kocası Aktaş’ın şirketinde çalışıyor, Leyla Hanım da Beşiktaş Belediyesi’nde işe alınıyor.

Akpolat’a soruluyor, “İlgili birimler karar verir, ben önüme geleni imzalarım” diyor.

Yalnız, savcılık, bu kez bir başka noktaya işaret ediyor. Rıza Akpolat’ın kendisi inşaatçı, Emza Akaryakıt diye şirketi var. Emza’ya ait birtakım araçlar, 2024 yazında, Aziz İhsan Aktaş’a ait firmalara satılıyor. Arabaların değeri niyeyse her satışta giderek düşüyor. Akpolat’ın şirketi satış dehası, araçları her seferinde piyasa değerinin çok üstünde bedellere satmayı başarıyor.

Akpolat, “Şirkette yetkili kişi müdürümdür, ben araç satın dedim, kime sattığını bilmiyorum” diyor.

Yani Beşiktaş Belediyesi’nin iştirakine ait mallar satılıyor, Akpolat’ın haberi yok. Belediyeye müdür alınıyor, Akpolat’ın haberi yok. Kendi şirketinden belediyenin bütün ihalelerini kapan şirkete araç satılıyor, Akpolat’ın haberi yok.

Beşiktaş halkının oy verip “gel, kamu adına, kamu idaresinin başına geç” dediği adamın hiçbir şeyden haberi yok!

Türkiye’de bu durumda olan tek belediye Beşiktaş mıdır? Elbette hayır. Zaten AKP’li Bağlar’ın başkanı da tutuklandı.

Beşiktaş ve Akpolat’ın hedef alınmasında siyasi bir hesap var mıdır? Elbette vardır.

Ama durum şu: Ortada bir suç düzeni var. Şirketler, bu suç düzeninin üzerini örtmenin kılıfı.

Kamuoyunun, şu çok basit sorunun yanıtını düşünmesi lazım: Niye belediyelerin şirketleri var? Beşiktaş sahilde su satan kafeler niye bir şirkete ait?

Tam olarak bu yüzden. Piyasaya, patronlara, diğer şirketlere kaynak aktarılması için.

Sonra da belediye başkanlarının “Ben bilmem ki, oranın kendi yönetim kurulu var, ne isterlerse yaparlar” diyebilmeleri için.

Beşiktaş halkından oy isterken “yalnız, sevgili Beşiktaşlılar, siz partimize ve bana oy vereceksiniz ama, aslında bütün akçeli işleri şirket yöneticileri yürütecek, benim de haberim olmayacak” diye ilan ettiniz mi?

Bu bir soygun düzeni. İştirakler, şirketler, yöneticiler, ihaleler…

Sorun tek başına Akpolat’ta değil, tek başına CHP’de veya AKP’de veya bir başkasında da değil.

Sorun burada.

Akpolat’ın ifadesi bize ne anlatıyor? Ortada CHP veya AKP değil, soygun düzeni var
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin