Getting your Trinity Audio player ready... |
Haber: Atilla YÜCEAK
Kocaeli Emek Ve Demokrasi Platformu 29 Aralık’ta “Geçinemiyoruz” adlı görkemli bir miting sonrası 03 Ocak akşam saat 18.00 de yapılacağı basın açıklamasına kadar İzmit insan Hakları Parkın önünde Emekliler için nöbet çadırı kurarak etkinlik düzenledi.
Çadır nöbetinde yoksulluğun gerçek nedeninin ne olduğu gerek yapılan duyurular ile gerek dağıtılan onbinlerce bildiriler ile gerek yüzyüze anlatımlar ile topluma ifade edilmeye çalışıldı.
Kocaeli de bir ilk yaşanarak:
Başta CHP il başkanı Bülent SARI ve CHP İzmit ilçe başkanı Gökhan ERCAN’ın önemli katkıları olmak üzere,
Siyasal partilerin kamu ve işçi sendikalarının,
Kocaeli KHK’lılar Platformu ve
Dersimliler Derneği gibi STK’ların değerli katkıları ile sürdürülen çadır nöbeti 03. Ocak günü akşam saat: 18.00 de yapılan halkın önemli katkı sunduğu etkili basın açıklaması ile sonlandırdı.
Basın açıklamasını geçmeden önce Kocaeli üniversitesi öğretim görevlisi ve Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube eğitim sekreteri Ömer Furkan Özdemir kısa bir açılış konuşması yaptı.
Ardından basın açıklamasını KESK dönem sözcüsü ve Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube başkanı Ayda Işık SEVİM okudu.
Başkan Ayda Işık SEVİM konuşmasında şunları söyledi:
“TÜİK Rakamları Sahte Yoksulluk Gerçek!
Yaşadığımız Gerçek Hayat Pahalılığına Göre
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret İstiyoruz!
Takvimler bugün 3 Ocak 2025’i gösteriyor. Gözümüzü iğneden ipliğe her şeye yapılan zam
yağmuru ile açtığımız, bu yağmurun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü zorlu bir yılı
geride bıraktık. 2024 yoksulluğun, sefaletin her geçen gün dört bir yanımızı daha fazla sardığı
bir yıl olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı.
Her geçen gün daha fazla itildiğimiz yoksulluk ve sefalet girdabına teslim
olmayacağımızı haykırmak, hakkımız olanı istemek için TÜİK binalarının önündeyiz.
Burdayız . Çünkü yıllardır her geçen gün daha fazla yoksullaştırılmamızda TÜİK
vasıtası ile açıklanan enflasyon rakamları başrolü oynuyor.
Burdayız. Çünkü iktidar çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonu
yıllardır TÜİK’in Ali Cengiz oyunlarıyla belirlediği rakamlar ile gizlemeye çalışıyor.
Burdayız. Çünkü yıllardır iktidar hangi enflasyon rakamını istiyorsa TÜİK bin türlü
hile ile bulup hepimizin önüne o rakamı oyuyor.
Burdayız. İliklerimize kadar yaşadığımız zam yağmuru ortada. Çarşıda, pazarda,
mutfakta TÜİK rakamlarının en az iki katı enflasyon yaşıyoruz.
Ama İşçisinden, asgari ücretlisine kamu emekçisinden asgari ücretlisine emeklisine hepimizin
ücret- maaş artışlarında her seferinde TÜİK’in sahte enflasyon verileri temel alınıyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, iktidar sözcüleri hiç sıkılmadan “İşçiyi, memuru, emekliyi,
asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam ediyor. Aynı yalanlara
sığınıyor, aynı oyunu oynuyorlar.
Milyonların hakkını gasp etmeye dönük enflasyon verilerini açıklama oyununun son
perdesi bugün oynandı. TÜİK 2024’ün son enflasyon verilerini açıkladı.
TÜİK’e göre Aralık ayı enflasyonu yüzde 1,03 Yıllık enflasyon yüzde 44,38 bu ayki kira
artışlarında uygulanacak oran yani 12 aylık ortalama enflasyon ise yüzde 58,51’dir.
Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık
enflasyon ise TÜİK’e göre yüzde 15,75’tir.
Öte yandan bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu da bugün enflasyon
verilerini açıkladı. ENAG’a göre enflasyon Aralık’ta aylık yüzde 2,34 yıllık yüzde 83,40 artmıştır.
Buna rağmen birileri TÜİK rakamlarını kullanarak hiç utanmadan, “memura, emekliye
müjde” diye haberleri yapmakta, iktidar sözcüleri hiç sıkılmadan “enflasyonu
düşürdük” açıklamaları yapmaktadır.
Oysa güneş balçıkla sıvanmaz.
- Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara %44 zam yapılmıştır.
- 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre %81,
ÖTV’de ise %51 artış yapılmıştır.
- Her 3 TL’sinden 2 TL’Sİ bordrolular olarak bizlerin ücretlerinden, maaşlarından
adaletsiz dilimlere kesilen Gelir Vergisi bir önceki yıla göre %79 arttırılmıştır.
- TÜİK’in bugün açıkladığı rakamlara göre Ocak ayında kiralarda yapılacak arış oranı
yüzde 58,51’dir. Buna göre Aralık ayında 20 bin TL olan kira ödeyen bir yurttaşın Ocak
ayından itibaren kirası 31 bin 702 TL’ye çıkacaktır.
1
Peki, TÜİK’in bugün açıkladığı sahte enflasyon verilerine göre ücretlerimiz,
maaşlarımız ne kadar artacak?
- SGK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıkları 6 aylık enflasyon oranında, yani sadece yüzde
%15,75 artacaktır.
- Son Toplu Sözleşmeye göre maaşları geçtiğimiz aylık dönemde %10 arttırılan kamu
emekçileri ve emeklileri için bu dönemde yüzde 5.23 enflasyon farkı doğmuştur. .
- Hakem Kurulu dayatması ile biten son toplu sözleşme gereği 2025 Ocak-Haziran
döneminde kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarında %6 artış yapılacak. Buna
enflasyon farkını da eklediğimizde Ocak ayı maaşlarında yaşanacak toplam artış sadece
yüzde 11,54 olacaktır.
Tüm bunların soncunda eğer yeni bir düzenleme yapılmazsa, ek artış yapılmazsa:
- Bugün 12.500 TL olan en düşük emekli maaşı sadece 1.969 TL artışla14 bin 469 TL olacaktır.
- Bugün ortalama 18 Bin TL olan kamu emekçisi emeklisi maaşı 2.077 TL artışla 20.077 TL
olacaktır.
- Bugün ortalama 43 Bin TL olan kamu emekçisi maaşı ise 4.962 TL artışla 47 bin 962 TL
olacaktır.
- Eğer asgari ücret bugün açıklanan sahte oranlarda arttırılsaydı, yani 44,38 olarak açıklanan
yıllık TÜİK enflasyonu oranında arttırılsaydı asgari ücret bugün 24 bin 547 TL olacaktı.
- Ama bilindiği üzere asgari ücret 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Böylece TÜİK’in sahte
rakamlarına göre bile her asgari ücretlinin cebinden aylık 2 bin 443 TL çalınmıştır.
Öte yandan enflasyon farkı adı üzerinde geçtiğimiz altı ayda yaşanan kaybın telafisidir.
Dolayısıyla ocak ayından itibaren Vergi ve harçlardan, KDV’ye, ÖTV’den Gelir Vergisine,
kiralara ortalama %60 zam yapılacaktır.
Ama kamu emekçisi ve emeklisi ile toplamda 7 milyona yakın bir kitlenin Ocak maaş
zammı bu artışın onda birinde %6’da kalmaktadır.
Dolayısıyla “müjde haberleri” yapanlara buradan soruyoruz. Bu nasıl bir müjde? Müjde
bunun neresinde? Müjdelerinizi alın başınıza çalın.
Yıllardır TÜİK’in sahte enflasyonu ile emeği ile geçinen kesimler olarak hepimizi
yoksulluğa, sefalete ittiler. Şimdi de hepimizin gözünün içine baka baka dünyanın en
büyük yalanlarından birine sarılıyorlar.
Ne diyorlar? “Sizin maaşlarınız, ücretleriniz enflasyonu arttırıyor. Tüketimi, talebi
kısmak için maaş, ücret artışlarınızı daha da sınırlamamız gerekiyor” Diyorlar.
Asgari ücret artışında hep beraber gördük. Artık TÜİK’in sahte enflasyon oranlarındaki
artışı bile milyonlara çok görüyorlar.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarının bile 15 puan altında kalan, açlık sınırının altındaki
asgari ücreti savunuyorlar.
- “%30 Merkez Bankasının 2025 enflasyon hedefinden yüksek” diyorlar.
- Bu rakam en düşük tutardır. İşveren daha fazla verirse elini tutan yok “ diyorlar.
“Çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak atarız” diyorlar.
- En temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelen milyonlarla dalga geçercesine “Fahiş fiyatlı
ürünleri boykot edin” diyorlar.
Böylece aslında enflasyonu asıl arttıran şeyin bizim maaşlarımız, ücretlerimiz değil fahiş
fiyatlar olduğunu itiraf ediyorlar.
2
Çalışanlarına asgari ücreti reva gören koca koca holdinglerin, tekellerin, ürettikleri ürünlerin,
sundukları hizmetlerin fiyatlarını enflasyonun çok üzerinde piyasaya sürdüğünü, fahiş karlar
elde ettiğini kabul ediyorlar.
Biz de buradan iktidara sesleniyoruz. Madem fahiş fiyatlı ürünler, bunları piyasaya
sürenler, satanlar var. Neden müdahale etmiyorsunuz? Elinizi tutan mı var?
Gücünüz bize mi, yoksullaştırdığınız halka mı yetiyor? Fahiş fiyatlı olmayan ne bıraktınız.
Peynir mi? Zeytin mi? Et mi? Sebze mi, meyve mi? Her şeyin fiyatını fahiş hale getirdiniz.
Buradan sadece kamu emekçilerine, emeklilerine değil, emeği ile yaşam savaşı veren
tüm kesimlere, onların hakkını hukukunu korumakla görevli tüm sendikalara,
konfederasyonlara sesleniyoruz.
Enflasyonu arttıran ne asgari ücretliler, ne işçiler ne kamu emekçileri ne de emeklilerdir.
Bu ülkede enflasyonu arttıran, körükleyen bizler değiliz.
Enflasyonu arttıranlar ülkeyi iğneden ipliğe her üründe dışarıya, ithalata bağımlı hale
getirenlerdir.
Ülkenin parasını döviz karşında pula çevirenlerdir.
Hem kendisi fahiş zamlar yapan hem de fahiş zamlar yapanları izlemekle yetinenlerdir.
Bu ülkenin üretenleri, değerlerini yaratanları, üretenleri olarak sefalette değil, refahta
eşitlenmeyi hepimiz fazlası ile hak ediyoruz.
Ülkenin bunu sağlayacak kaynakları mevcut. Ancak o kaynaklar, bizlerden alınan vergiler
yıllardır sermayeye, patrona, yandaşa, müttehitte, beşli çeteye faiz olarak, hazine garantisi,
teşvik olarak, vergi istinası, muafiyeti olarak aktarılıyor.
Faizden, ranttan, sömürüden, beslenen bu bir avuç asalak takımı kazandıkça biz
kaybediyoruz.
Çok kritik bir aşamadayız.
Mevcut siyasi iktidar “çatlasanız da patlasanız da..” diyecek kadar emekçilerden,
halktan kopmuştur.
Adında sendika, konfederasyon ibaresi bulunsa da gerçekte varlığını mevcut iktidara
borçlu olanların bize verebileceği hiçbir şey yoktur.
Bunu bugüne kadar TÜİK’in sahte enflasyonunu temel alan her toplu sözleşmenin, her hak
kaybının altına imza koyarak defalarca ispatladılar.
Bizim yanımızda değil, onları emeğin saflarına Truva atı olarak yerleştirenlerin yanında
olduklarını defalarca kanıtladılar.
Önümüzdeki süreçte ya hep beraber kaybetmeye devam edeceğiz. Ya da Birleşe Birleşe
Kazanacağız!
“Hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesini temel alan ortak bir mücadele yürütmeden
bu karanlıktan hiç birimizin çıkma şansı yoktur.
Gelin yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak
ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim…” dedikten sonra atılan sloganlar arasında konuşmasını sonlandırdı.
Tıklayıp videonun tümünü izleyelim mi!