Getting your Trinity Audio player ready... |
Haber: Atilla YÜCEAK
Kocaeli’de Maraş katliamını anma platformu tarafından basın açıklaması yapıldı.
Alevi Kültür Derneği, Siayasal partiler, TMMOB, KESK bileşeni sendikalar, DİSK Emekli sendikaları, Dersimliler ve Vartolular derneği basın açıklamasına katılan kurumlardı.
Açılış konuşmasını Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu şube başkanı Ayda Işık SEVİM yaptıktan sonra kısa bir sunum yapan Alevi Kültür Dernekleri genel başkan yardımcısı ve Kocaeli şube başkanı Birol Sağlam basın açıklamasını yapmak için Av. Eray Akbal‘ı mikrofona davet etti.
Kocaeli Alevi Kültür Derneği yönetim kurulu üyesi Av. Eray Akbal konuşmasında şunları söyledi:
“BASINA ve KAMUOYUNA
Maraş Katliamı, 19 Aralık ile 26 Aralık 1978’de Maraş’ta meydana gelen Alevilere, yönelik yapılan bir katliamdır. Yedi gün süren saldırılar sırasında resmi verilere göre 111 kişi öldürüldü.[ Aleviler’e ait 559 ev yakıldı, 290’a yakın iş yeri tahrip edildi. 23 yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapis cezası aldı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise ulaşılamadı. 12 Eylül faşist darbesine sebep olan katliamlardan biri olarak kabul edilen Maraş’ta ki bu Alevi katliamını devlet günlerce sadece seyretti. Tıpkı, Çorum’da, Gazi’de ve Madımak ’ta seyrettiği gibi.
Devlet, 46 yıl önce Alevilere karşı işlenen suçları günlerce seyretti.
Üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen, gerçek suçlular asla cezalandırılmadığı gibi Aleviler hala kurbanlarının mezarlarını bulamadı.
Aradan 46 yıl geçmesine rağmen Maraş’ta tam olarak gerçekte kaç kişinin yaşamını yitirdiğini hala bilmiyoruz. Binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı böyle bir katliamda ceza alan saldırgan sayısı hala açıklanmıyor. O günden bugüne İktidarlar değişiyor, yeni yasalar yeni kanundan çıkarılıyor ama kandan, gözyaşından ve inkar politikalarından beslenen zihniyet asla değişmiyor.
Dün bu topraklarda yaşanan bu katliamların aynısı bugün de yaşatılmak istenmektedir. Suriye’de başta Aleviler olmak üzere halklar ve inançlar, selefi-cihatçı terör gurupları tarafından katliama uğramakda ve soykırım tehdidi ile biat etmeye zorlanmaktadır.
Biz buradan ilan ediyoruz ki Suriye’de yaşanan ve yaşanacak olan katliamlardan, onlara destek veren devletler ve Türkiye hükümeti sorumludur. AKP Hükümetinin Emevî Camiinde namaz kılma sevdası İçeride ve dışarıda Alevilere yönelik en açık katliam tehdididir. Çünkü; Emevî Camii İmam Hüseyin’i Kerbela’da kesilen başını getirdikleri Camiidir.
AKP hükümetinin katliamlar öncesi ibadethaneleri sembolize etmesi yeni bir şey değildir. Bu akıl 12 Eylül aklıdır. Çünkü biz bunu 46 yıl önce burada, Maraş’ta da gördük. Hatırlayalım, Maraş’ta Camilerden anonslar yapılarak, “Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz; hükûmete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır! Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP’li Sünni imansızları temizleyeceğiz!” denmiştir. Ayrıca Alevilerin Camilere bomba attığı iftiraları da atılmıştır. Daha sonra bunun bir 12 eylül ağabeylerinin aklı olduğu ortaya çıksa da devlet destekli katiller tarafından Aleviler katledilmiştir.
Maraş katliamını tertipleyen karanlık zihniyet, eğitim sistemimizde de yıllardır ideolojik dayatmacı ve yok sayan politikaların da adresidir.
Türkiye’de geçmişten bugüne eğitim sistemimizin siyasal iktidarların kendi ideolojik amaçları doğrultusunda şekillendirildiği ortadadır. Özellikle Anayasal laiklik ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde zorunlu din dersleri ile öğrencilerimiz devletin belirlediği bir dini müfredata zorla tabii tutulmaktadırlar. Yıllardır tek bir din ve mezhebin tüm toplumun ortak inancı gibi dayatıldığı bu dersler ile başta alevi yurttaşlarımız olmak üzere farklı inanç ve kimliklerden yurttaşlarımız yok sayılmış ve adeta bir asimilasyon politikasına maruz kalmışlardır.
Manevi danışman adı altında ÇEDES projesiyle okullara imam gönderenlerin asıl hedefinde çocuklarımızın geleceği vardır. Dindar ve Kindar nesiller yetiştirmek isteyenler yeni Maraş Katliamlarının da önünü açmaktadır.
Yoksulluk derinleşirken, Adaletsizlik ve eşitsizlik artarken, Vergi ve gelir adaletsizliği sürerken, Asgari ücret görüşmeleri devam ederken, Toplumun yarısı sefalet koşullarına sürüklenirken “ Adeta halinize şükredin ve susun..” denilerek açlığın kader, itirazın suç olduğuna inanmamız istenmektedir.
DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikasının Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi ve Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy’un, somut delillere dayanmayan, uydurma gizli tanık ifadeleriyle tutuklanmaları siyasi bir operasyon olup, emeğe ve demokrasiye dönük büyük bir saldırı olarak görmekteyiz.
2025’e sayılı günler kala AKP döneminde yasaklanan grevlere yenileri eklendi. Kocaeli’nde bulunan 3 fabrikada dahil toplam 5 işletmede Birleşik Metal İş üyesi işçiler bu ekonomik koşullar altında patronların yüzde 40 zam dayatmasına karşı yine anayasal bir hak olan grev hakkını kullandılar ve grevleri cumhurbaşkanı tarafından 60 gün erteleme adı altında yasaklandı. Gebze’de Betek Boya’da, Mersen’de işçilerin toplu sözleşme ve sendikalaşma hakları engellenmeye devam ediyor.
Bu kentte ve Türkiye’nin dört bir yanında her gün hukuksuzca işten atmalar yaşanıyor; alınmayan önlemler, yapılmayan denetimler nedeniyle yılda binlerce insan çalışırken hayatını kaybediyor ya da sakat kalıyor. Çocuk emeği ‘MESEM’ adı altında sermayenin tezgahına sunuluyor.
Direnen tüm işçilerin mücadelesini buradan bir kez daha selamlıyoruz.
İktidarın Asıl Hedefi Büyüyen Emek Mücadelesidir!
Maraş’ta günlerce göçük altında kalanları, bir gecede tüm hayatları yerle bir olanları, 2 sene geçmesine rağmen hala yaşamları normale dönmemiş canları ve elbette bir mezar yeri bile olmayan canları asla unutmadık ve unutmayacağız. Cümlesinin acısı acımız, yoksulluğu yoksulluğumuzdur. 6 şubatta uzattığımız kardeşlik elini daima uzatmaya devam edeceğiz.
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
KOCAELİ MARAŞ KATLİAMINI ANMA PLATFORMU” dedikten sonra konuşmasını sonlandırdı.
Tıklayıp videonun tamamını izleyelim mi