Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* Değerli dava arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, basınımızın kıymetli temsilcileri, toplantımızın başında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bizleri takip eden bütün vatandaşlarımızı hasretle selamlıyor, hepsini birden hürmet ve muhabbetle bağrıma basıyorum.
* Türkiye ve dünya olarak işlekliğin, böylesine aktif bir işleyişin tam ortasındayız. Bazen hisli bir bakış, bazen hevesli bir dokunuş, bazen de sessiz ve hesapsız bir kucaklayış sayfalar dolusu anlatımın yerine geçebilecektir.
* Tarihi ve milli mirasımıza sarılarak, bin yıllık kardeşliğimiz üzerinde titreyerek, geçmiş ile geleceği yeniden inşa sorumluluğu tarihin mühim sahnesinde omuzlarımıza binmiştir. Türk milliyetçiliği, varlığını güçlü şekilde ibraz etmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bugünden sonra tarih farklı akacaktır. Belki bugünden sonra Türkiye’nin prangaları tamamen kırılacaktır. Türk ve Türkiye yüzyılına hız verme zamanıdır.
“MİLLETİMİZİN AYAK BAĞLARINI KALICI ÇÖZMENİN BELKİ DE İLK ADIMINI ATMIŞ OLACAĞIM”
* Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım. Mevcut gerçeklere dayanarak muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin belki de ilk adımını atmış olacağım. Türkiye’nin çözemeyeceği, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim, yeter ki diyelim.
* Dünyada sular durulmazken Türkiye’nin azimli, akılcı politikalarla öne çıkması, pozitif ayrışması siyasi istikrarı perçinleyecek ekonomik istikrarın müjdecisi olmuştur. Enflasyon her insanımızı haklı olarak rahatsız etmektedir. Gelir dağılımı adaletsizliği canımızı sıkan bir başka olumsuzluktur. Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmektedir ve desteğimiz tamdır. Enflasyonun tek haneye gerileyeceğine inancım tartışmasızdır. Parti olarak elimizden gelen her katkıyı vermeye varız.
“KABİNEMİZİN YANINDAYIZ”
* Cumhurbaşkanlığı Kabinemizin yanındayız, ekonomi yönetimine güveniyoruz. Türk ve Türkiye Yüzyılı sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasi reformlarla pekişecektir. Her vatandaşımızdan 750 TL almak yerine, zenginlikten pay veren bir Türkiye’ye ulaşmak hayal değildir. Cumhur İttifakı olarak hayat pahalılığını bitireceğiz.
* Türk ve Türkiye yüzyılı aynı zamanda ekonomik sosyal reformlarla gelişecektir. Her vatandaştan 750 lira almak yerine tüm vatandaşlara artan zenginliklerden pay vermek hayal değil ulaşılacak seviyedir. Her insanımız emeğinin karşılığını alacak, evini geçindirecek, zorunlu harcamalarını endişesiz gerçekleştirecektir. Bunu sağlamak sadece boynumuzun borcu değil aynı zamanda şeref konumuzdur. Kayıt dışılığa neşter vurup enflasyon canavarının boğazına urganı geçireceğiz. Muhalefetin çizdiği olumsuz tabloyu başlarına külah diye geçireceğiz. Çılgın Türklerin neler yapacağını dünyaya göstereceğiz.
ÇOCUK VE KADIN CİNAYETLERİ
* Diyarbakır’da Narin, Tekirdağ’da Sıla, İstanbul’da İkbal ve Ayşenur evlatlarımız en ağır saldırılara maruz kalmış ve hepimizin yüreklerini kavurarak hayata veda etmişlerdir. Milletimizden barbarların çıkması çelişki gibi algılansa da böylesi sapıklar, defolar her toplumun ortak sancısı, şikayetidir. Siyasal ve toplumsal tarih, insan doğasını esas alan iki düşüncenin cepheleşmesini deşifre etmiştir. Bunlardan biri insanın doğuştan kötü olduğunu iddia etmekle birlikte, diğeri içinde bulunduğu şartlara bağlayan düşüncedir. İnsan varlıkların en şereflisidir bizim düşüncemize göre. Bebeklere, çocuklara, kadınlara kast edenler esfeli safilindir.
YENİDOĞAN ÇETESİ
* Bebekleri kalp kaldırmayacak yöntemlerle cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karasıdır. Yenidoğan çetesi denilerek dünyaya gelen her bebeğe aslında haksızlık yapılıyor. Bunlar olsa olsa tıbbi artık, kana susamız katiller güruhudur. Konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra şöyle düşündüm. Bir insan daha fazla nasıl alçalabilir. Para için bebekleri ölüme mahkum eden, bunu güle oynaya yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir. Hangi ceza yüreklere su serpebilir. 27 Mart 2023’te CİMER’e şikayetle başlayan soruşturma sürecinin bugünlerde patlak vermesi, birbiri ile bağlantılı diğer vahim olayların gün yüzüne çıkması geçiştirilecek bir konu değildir. Adeta düğmeye basılmışçasına cinayetler, saldırı furyasının seriye bağlanması, infialin kışkırtılması başka bir tertibin ikmalini akla getirmektedir. Sağlık Bakanımızın da temas ettiği üzere suç ve cinayetler aylar öncesinde tespit edilmiş fakat bugünkü gibi gündeme gelmemiştir.
“SAĞLIK BAKANIMIZIN İSTİFASINI İSTEMEK HANGİ AKLA HİZMETTIR?”
* 26 Nisan 2024’te bebek ticareti yapan soysuz çeteye operasyon yapılmıştır. Özel hastane faaliyeti durdurulmuş, ruhsatları iptal edilmiştir. Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur. Adli süreç zamanında işletilmiştir. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir. Yargıya taşınmış vahim olayı anında istismar etmek, siyasete malzeme yapmak, çamur sıçratmak art niyetlilik değil midir? Sağlık Bakanımızın istifasını isteyenlerin, bebeklerin hakkını savunmak ya da insan hayatına sahip çıkmak gibi bir dertleri yoktur. Bunların işleri güçleri yalandır, nifaktır.
“SAVCIMIZI KUTLUYORUM”
* Bebek katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyor, MHP’yi karalayan şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin’i kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır. Son söz her zaman bozkurtun olacaktır. Yaşadığımız hiçbir şey tesadüfi değildir. Hükümetin meşruiyeti saldırı altındadır. Kaleyi içten düşürme hesabı vardır. Türk-İslam medeniyetinin madde-ruh dengesini yeniden ele alması, kendine dönmesi, milli ve manevi güvenlik duvarlarını güçlendirmesi acil ve elzem bir ihtiyaçtır.
* Bugün doğru sayılan yarın yanlış ilan ediliyor. Bugün güzel diye övülen yarın çirkin diye sövülüyor. Beşeriyet sonsuz dalgalanmalarla sallanıyor. Bizim yapmamız gereken bağımsız bir zihniyete sahip olarak aklımızı ve inancımızı devamlı alarmda tutmak. Kesintisiz ve kontrolsüz esen değişim rüzgarlarını, değişmez değerlerimize sarılarak engellemektir.