Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad yönetiminin müttefiki Rusya, son günlerde cihatçı grupların etkinliğindeki bölgelere saldırıları yoğunlaştırıyor. Rus savaş uçakları, Suriye’nin kuzeybatısında, Türkiye’nin Hatay sınırındaki El Kaide’ye bağlantılı terör örgütü Heyet Tahrir eş Şam’ın (HTŞ) kontrolündeki İdlib’e hedeflere hava saldırıları düzenliyor.
Esad muhalifi Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, önceki gün İdlib kırsalındaki Rusya ateşinde biri çocuk en az 10 kişinin öldürüldüğünü ve 32 kişinin yaralandığını kaydetti. İngiltere merkezli gözlemevi, jetlerin “bir kereste fabrikası, bir mobilya atölyesi ve bir zeytin pres makinesini” vurduğunu bildirdi.
Türkiye, Rusya ve İran, 2017’deki Astana toplantısında Suriye yönetiminin kontrolünde İdlib’de gerginliği azaltma kararı almış ancak bunun ihlal edilmesiyle en son Ankara-Moskova hattındaki temaslar sonucu Mart 2020’de bölgede yeniden ateşkes ilan edilmişti.
‘OLASI SALDIRIYA ÖNLEM’
Rus savaş uçaklarının son dört günde 27’den fazla noktayı vurduğu belirtiliyor. Ayrıca İsrail’in Lübnan ve Suriye’ye yönelik artan saldırılarıyla birlikte taraflar bölgede gerginlik tırmanırken HTŞ’nin de Esad yönetimine karşı operasyon hazırlığında olduğu iddia ediliyor.
Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan Ortadoğu uzmanı Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu, Suriye’deki farklı grupların hakimiyetindeki alanlardan, Esad’ın kontrol ettiği bölgelere yönelik bir saldırı riskinin sürekli mevcut olduğuna dikkat çekti. Atlıoğlu, “İdlib’de HTŞ, Fırat’ın doğusunda terör örgütü PKK/PYD, bunların hepsinin Esad’ın kontrol ettiği topraklara yönelik bir girişimi olabilir” dedi. Atlıoğlu, geçen günlerde Suriye’nin çöl bölgesindeki askeri birliklerinin ve personelinin “İdlib’e kaydırıldığını” söyleyerek bu konuda iki olasılık bulunduğunu ifade etti. Atlıoğlu, “Birincisi, Esad’ın, Ruslarla birlikte İdlib’deki radikal yapıyı ortadan kaldırmak için çatışma ortamını bir fırsat olarak görmesi. İkincisi ise HTŞ’nin İdlib çevresine doğru taaruz girişiminde bulunabileceği yönünde. Ya bir operasyon hazırlığı var ya da önlem olarak HTŞ’nin potansiyel saldırı hareketine karşın çevre kuşatılıyor, hareket alanı daraltılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
‘SESSİZLİĞİ TERCİH ETTİ’
Suriye’nin, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırıları ile bölge oluşan gerilimdeki mevcut pozisyonuna ilişkin de konuşan Atlıoğlu, “Esad; İran, Hizbullah ve Hamas’ın önemli destekçilerinden biriydi ancak 2011’deki iç savaş sonrası ciddi bir egemenlik kaybına uğradı. Eskiden olduğu gibi çatışmaya doğrudan dahil olmadı, sessiz kalmayı tercih etti. Esad, sorunlar yaşadığı Arap ülkeleri ve Türkiye ile ilişkilerini son bir iki yıldır normalleştirmeye çalışıyor. Bunları yaparken yeni bir çatışmaya doğrudan dahil olmak, normalleşme girişimlerinin önünde bir engel oluşturabilir. Ayrıca Esad’ın sessiz kalması kimi Arap ülkelerinde takdirle karşılandı” dedi.
İRAN’IN VARLIĞI
Atlıoğlu, “İsrail için Suriye’deki asıl tehdit, İran’ın varlığı. ABD de böyle düşünüyor. Çatışmanın genişleme potansiyelinin bulunduğu bir yer de Güney Suriye bölgesi. Çatışma yayılırsa Güney Suriye, Golan üzerinden, Tenef Üssü ile Fırat’ın doğusundan Irak-Ürdün sınırına olan bölgeleri, ABD-İsrail-PYD’nin denetlemeye çalışması yönünde iddialar var. Böyle olursa Esad, kendisini çatışmanın tam ortasında bulabilir” diye konuştu.
GÖÇ DALGASI RİSKİ
Suriye’nin 14 eyaletinden birisi olan İdlib, Türkiye sınırında yer alıyor. Bölgenin ateş hattında olduğu 2017-2020 arasında saldırılardan kaçan yaklaşık 2 milyon Suriyeli, Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etti. İdlib’deki son gelişmeler, Türkiye’ye yeni bir göç baskısı riskini beraberinde getiriyor. Atlıoğlu, çatışma büyürse sınıra yönelik göç hareketinin başlayabileceğini belirterek bu durumun ancak Türkiye, Rusya ve Suriye arasındaki işbirliğiyle engellenebileceğini vurguladı.