Advert
  1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Türkiye’nin İçinden Çıkmadığı Milliyetçi-Muhafazakâr Sarmalın da Demokratik Mücadele Nasıl Olmalıdır-2

Türkiye’nin İçinden Çıkmadığı Milliyetçi-Muhafazakâr Sarmalın da Demokratik Mücadele Nasıl Olmalıdır-2

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...
Türkiye’nin içinden çıkmadığı milliyetçi-muhafazakarlıktan kurtulmasının ana şartının; belki de uzun sürecek, sürerken de düşünceyi, sözü, bedeni özgürleştirecek olan programı-ilkeleri hazırlanmış pedagojik olarak uygulanabilir radikal demokrasi mücadelesi ile olacağını düşündüğümü ilk yazımda yazdım.
Peki ama bu nasıl olacak?
Türkiye’deki cılız demokratik hareketin sağcılaşmadan, Türkiye’nin 20.yy da yaşadığı her şeyi amasız-fakatsız okuması-konuşması ve tartışması gerekiyor. Ermeni meselesini, Kürt meselesini, kuruluş felsefesini, Türkiye’nin oluşumunu, mübadeleyi vb. tüm meseleleri kendisine bu meseleler üzerinden bir hakimiyet misyonu çizen Türk-İslam olgusunun hoşgörüsüne sığınan cümlelerle değil, tarihsel gerçekleri hamasetten, abartılı yalan-yanlışlardan, inkarlardan kurtaracak belgelerle herkesin anlayacağı şekilde konuşarak sorunları kırmızı çizgi olmaktan çıkaran meşru bir alan yaratabilmeliyiz. Türk sağının yıllardır üzerinde siyaset devşirdiği ve burdan yola çıkarak herkesin tartışmadan kabul etmesi gereken temel doğrular olarak, kimi zaman gözdağı, kimi zaman tehdit kimi zaman makam-mevki vererek sağladığı bu alanın sınırlarını bu tartışmayı olabildiğince şeffaf yapanların yanında onları anlayarak onlara katkı sunarak yapmalıyız, onları yalnız bırakarak değil. Tıpkı 75 de İspanya’da Franco ya karşı İspanyolların yılmadan yaptığı uzun süren radikal demokrasi mücadelesinden sonra sağcıların bile zamanla tartışmalara katıldığı Bask ve Katalan meselesinin meşrulaştırılması gibi.
Bunu bugün yapamıyor olmamızın en önemli sebeplerinden biri muhalefetin bu tartışmaları yapacak, yaptıracak demokratik olgunluktan, cesaretten uzak olmasıdır. Sağcı muhafazakar-milliyetçi bloğa onların dilinden cevap vermesidir. Bizde milliyetçiyiz, bizde muhafazakarız, hepimiz Türk’üz söylemi başarı getirmiyor.
Varlığını sizin düşüncelerinizi, hayata yaklaşım biçiminizi yok etmek üzerine kurmuş bu sağcı muhafazakâr-milliyetçi kesimle radikal demokratik mücadeleyi, bu yok etmek istedikleri varlıklarımızı, onlarında kabul edecekleri “makul” bir sınıra çekerek değil, daha çok savunarak, yapmalıyız. Neden mi çünkü bu saldırıların nedeni karşı tarafa saygı gösteriyor olup olmamızdan değil, doğrudan varlığımızdan kaynaklanıyor olmasıdır. Bir kadına giyiminden yada yaşam tarzından dolayı saldırılıyorsa, saldırıya uğramamak için o kadın giyimini veya yaşam tarzını değiştiriyorsa o halde o kadın artık yok edilmiştir. Yapılması gereken o kadını giyimi ve yaşam tarzıyla savunmaktır. Saldırıya uğramamak için ortadan kaybolmak, gizlenmek mi yoksa varlığını sonuna kadar savunmak mı gerekir? Alevi olduğunuz için mi saldırılıyor kendimizi ancak Alevi olarak, Kürt olduğumuz için mi saldırılıyor kendimizi Kürt olarak, ateist olduğunuz için mi saldırılıyor kendimizi ateist olarak savunmalıyız. “Yok efendim bağışlayın ama bizde muhafazakarız, bizde Türk’üz, bizde milliyetçiyiz” deyip saldırıları ortadan kaldırabileceğimize olan yaklaşımla kendinizi savunamayacağınız gibi bu sağcılaşmak, gizlenmek, görünür olmaktan kaçmaktır. Tüm meselelerden böyle nereye kadar kaçacağız. Mücadele yöntemi kendi varlığımızı savunmaktan, görünür kılmaktan, konuşmaktan geçer. Buna da mücadele alanlarını meşrulaştırmak denir. Filozofun söylediği gibi “SİZE HANGİ SIFAT YAKIŞTIRILARAK SALDIRILIYORSA, KENDİNİZİ ANCAK O SIFATLA SAVUNABİLİRSİNİZ.”
Demokratik ortam içerisinde İtilaflar taşıyan ortamdır. Bu itilafları giderecek yöntem ise radikal demokratik mücadeledir, buda demokratik ortamı sağlamakla mümkündür. İtilafı ortadan hangi yöntemlerle kaldıracaksınız, sizin gibi düşünme yenleri ortadan kaldırarak mı, sindirerek mi, baskılayarak mı nasıl? Sizin gibi düşünmeyenlerin bile size güvenini kazanarak tatbikîde. Bu pedagojik formasyon “Şimdi sırası değil” deyilin arkasına sığınılan pasif -cılız demokratik mücadele ile değil gerçekliğin ortaya çıkmasını sağlayan tartışmaları sloganların arkasın sığınarak değil, daha çok konuşarak, tebliğ ederek, görünür kılarak ve bu tartışmaları, söylemleri, eylemleri yapanları yalnız bırakmayarak yapabiliriz..

Türkiye’nin İçinden Çıkmadığı Milliyetçi-Muhafazakâr Sarmalın da Demokratik Mücadele Nasıl Olmalıdır-2
Yorum Yap
Advert

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin