SOLMEDYA – CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘paramiliter kurum’ dediği ve ‘seçim güvenliğini tehdit edebileceği’ gerekçesiyle Mayıs 2022’de bir sabah kapısına dayandığı ‘savunma danışmanlık şirketi’ SADAT’ın, Libya’ya yönelik silah ambargosunu deldiğine ve 5 bin Suriyeli silahlı muhalifi Libya’da eğittiğine dair Birleşmiş Milletler (BM) raporu yeniden gündemde. Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk bugünkü yazısında rapordaki suçlamaların ayrıntılarını yazarken, SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi ithamları yine reddetti.
SADAT NEDİR?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından Adnan Tanrıverdi tarafından kurulan SADAT’ın kökenleri, 28 Şubat dönemi sonrasında “irticai faaliyet” gerekçesiyle ordudan atılan ya da emekli olmak zorunda kalan subaylar tarafından 2000’de kurulan ‘Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) dayanıyor. Bu dernek tarafından oluşturulan ‘Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’ (ASSAM) ise 2017 tarihli ‘İslam Ülkeleri Birliği Deklarasyonu’ ile biliniyor. Bu deklarasyonda, ‘ASRİKA İslam Devletler Birliği’nden söz ediliyor; “İslam ülkeleri birliği oluşmasını engelleyecek tutum ve girişimlerin olması halinde askeri güç kullanılmasından” söz ediliyordu. SADAT da, ASSAM’ın fikri temelleri üzerine ve ASSAM’la aynı logoyu kullanarak 28 Şubat 2012’de kurulmuştu.
‘Arap Baharı’ ismi verilen sürecin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da sürdüğü, Libya’da Muammer Kaddafi’nin NATO destekli isyanla devrildiği, Suriye’de de iç savaşın derinleştiği bu dönemde SADAT, özellikle Suriye’de silahlı muhalefete destek ve eğitim verdiği, aynısını Libya’da da Ankara’nın desteklediği hükümet için yaptığı iddialarıyla gündeme geldi. Kılıçdaroğlu ise Türkiye’de sandıktan iktidar aleyhine bir sonuç çıkması halinde “paralel bir yapı” olarak SADAT’ın devreye girebileceği iddiasıyla kurumun kapısına dayandı.
‘2019 VE 2021 RAPORLARINDA TÜRKİYE SUÇLANIYOR’
Saygı Öztürk ise bugünkü köşesinde, BM raporunda SADAT’ın reddettiği Libya iddialarını yazdı. BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2011 yılında aldığı 1970 sayılı karar ile Libya’ya doğrudan ya da dolaylı silah, mühimmat, askeri araç ya da yedek parça tedariki, satışı veya transferi yasaklanmışken, Öztürk şu ifadeleri kullandı:
“1970 sayılı karar ile Libya’ya yönelik yaptırımların izlenmesi için bir yaptırım izleme komitesi ve 1973 sayılı BMGK kararı ile de bu komiteye yardımcı bir uzmanlar paneli oluşturulmuştu. Söz konusu uzman panelinin 2019 ve 2021 yıllarına ait raporlarda ülkemize yönelik, silah ambargosunun ihlal edildiği iddiaları yer alıyor.
2019 yılına ait raporda; Esperanza isimli gemi ile 5 bin tabancanın, Amazon isimli gemi ile Kirpi taktik araçlarının, TB2 insansız hava araçlarının Libya’ya gönderildiği belirtiliyor.
SADAT’IN LİBYA’YA GÖTÜRDÜĞÜ SAVAŞÇILAR
2021 yılına ait 548 sayfalık raporda Mısır, Ürdün, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Türkiye’nin silah ambargosunu deldikleri ifade ediliyor. Ülkemize yönelik iddialarda çeşitli silahların ve silah sistemlerinin Libya’ya transferinin silah ambargosunun ihlali olduğu ifade ediliyor.
Ancak en dikkat çekici iddialardan birisi Türk Savunma Şirketi olarak tanımlanan SADAT’ın Milli Mutabakat Hükümeti Hava Kuvvetlerine ve Suriyeli savaşçılara eğitim desteği verdiğidir. Söz konusu raporda, verilen eğitim desteğinin BM Güvenlik Konseyinin 1970 sayılı kararının 9’uncu maddesinde öngörülen ambargoyu ihlal niteliğinde olduğu belirtiliyor. SADAT’ın Suriye Milli Mutabakat Hükümeti yanlısı yaklaşık 5 bin kişiyi Libya’ya götürdüğü ve maaşlarını ödediği tespiti yapıldığı kaydediliyor.”
TANRIVERDİ REDDETTİ: CİDDİ KANAATE VARSALARDI YAPTIRIM UYGULARLARDI
Suçlamaların sorulduğu Melih Tanrıverdi ise şu ifadeleri kullandı:
“Rapora 30 gün içinde cevap verilmesi istenmişti. ‘Libya’da böyle bir faaliyetimiz yoktur’ diye cevap verdik. Kaynak olarak bir profesör ve bir internet sitesi gösterilmiş, bizim cevabımız üzerine BM den ‘Her ne kadar SADAT iddiaları reddetse de SADAT’ın Libya’da faaliyette bulunduğu düşünülmektedir’ deniliyor. İstenilirse mal varlıklarını dondurma, seyahati engelleme getirebilirler. Ciddi kanaate varsalardı bize yaptırım uygularlardı.
Örneğin WAGNER Grubu (Rus hükümeti, paralı asker grubu) ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşmışlardı. Şirketimiz Afrika’ da Ortadoğu’ da önemli iş geliştirmeleri yapıyor. BM’ i kullanıyorlar. Ayağına basıyoruz o nedenle bizi karalamaya gidiyorlar. Bizim Libya’da bir faaliyetimiz olmadı. Olsaydı bunu WAGNER de olduğu gibi belgelerler ve yayınlarlardı.”
‘TÜRKİYE’NİN VERDİĞİ DESTEK SİLAHSIZLANDIRMA AMACINI TAŞIMADI’
BM’nin 2023 tarihli 289 sayfalık raporunda ise “Türkiye’nin hangi tarihte hangi nakil vasıtası ile silah ambargosunu ihlal ettiği” ayrıntılandırıldı. Raporda, BMGK’nin 2095 sayılı kararında Libya hükümetine verilebilecek teknik destek ve eğitim desteğinin ancak güvenlik ve silahsızlandırma amacıyla yapılabileceği, Türkiye’nin sağladığı eğitim desteğinin ise “Güvenlik ve silahsızlandırma” amacını taşımadığı belirtiliyor.
SAYGI ÖZTÜRK: HUKUKİ SORUNA YOL AÇMA RİSKİ VAR
Öztürk, söz konusu BM raporlarının doğrudan yaptırım gücü olmadığına ama başta Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer uluslararası mercilerce kanıt olarak kullanıldıkları takdirde Türkiye’nin olumsuz hukuksal sonuçlarla karşılaşabileceğini yazdı.
BM’NİN MADDE MADDE SIRALADIĞI İHLALLER
Buna göre, BM uzmanlar paneli raporunda Türkiye’ye yönelik isnatlar şöyle:
1. Avrasya Denizcilik Şirketi tarafından işletilen ve Türk askerleri eskortluğundaki Tanzanya bandıralı “Çirkin” isimli geminin BMGK’nın 1970 sayılı kararının 9’uncu maddesinde öngörülen ambargoyu ihlal ederek yasaklı askeri materyali Libya’ya götürdüğü (paragraf 69),
2. Türkiye’nin 23 Ekim 2019 tarihinde ASELSAN Koral Elektronik Muharebe Sistemini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76)
3. Türkiye’nin 17 Ocak 2020 tarihinde 6 MİM-23 ve Korkut Hava Savunma Sistemlerini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
4. Türkiye’nin 27 Ocak 2020 tarihinde Roketsan UMTAS Anti-tank Savunma Sistemlerini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
5. Türkiye’nin 21 Mart 2020 tarihinde FNSS ACV-15 muharebe aracını ve Fırtına toplarını Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
6. Türkiye’nin 19 Nisan 2020 tarihinde TAI Anka SİHA’ları Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
7. Türkiye’nin 27 Mayıs 2020 tarihinde STM Kargu-2 Mühimmatı ile silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
8. Türkiye’nin 18 Temmuz 2020 tarihinde Roketsan T-122 Sakarya ÇNRA’yı Libya’ya götürerek silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
9. Türkiye’nin 9 Ekim 2020 tarihinde 120 mm Havanları Libya’ya götürerek silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76). (Kaynak)