Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Hayvana şiddet ve katliam haberlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Meclis’te tüm tepkilere karşın geçen ve kamuoyunda “Kanlı Yasa” olarak adlandırılan yasa değişikliğinin ardından ise katliam haberleri hız kazandı. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Sözcüsü Avukat Bahtiyar Güner, söz konusu yasanın hayvan katliamlarına meşruiyet kazandırdığını dile getirdi.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen şiddet haberlerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. İlk olarak Niğde Belediyesi’ne ait bölgede köpeklerin toplu olarak hayvan mezarlığına gömülmesiyle başlayan olaylar Ankara’nın Altındağ ilçeside sokak köpeklerinin topluca öldürülmesiyle devam etti. Geçen günlerde ise bir katliam haberi de Silivri’den geldi. Yanlarında poşet içinde et bulunan sokak köpekleri deniz kenarında zehirlenmiş halde bulundu. Son olarak ise geçen gün Edirne’de çuvallar içinde köpek cesetleri bulundu. Sokak hayvanları savunucuları daha önce var olan hayvana şiddet vakalarının, Meclis’te geçen kanun değişikliğinin ardından arttığına vurgu yaptı.
Yaşanan hayvana şiddet ve katliam olaylarını İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Sözcüsü Avukat Bahtiyar Güner ile konuştuk.
‘ZAFER OLARAK KUTLADILAR’
Niğde ve Altındağ’da yaşanan olayların gün yüzüne çıkarılabilen binlerce vahşet vakasından yalnızca birkaçı olduğunu ifade eden Güner, “Bizler yasanın uygulanmasından önce de bu katliamların yaşandığını bilmekte ve bu sebeplerle ‘barınaklara’ hapsedilmesini önlemeye çalışıyorduk. Ne yazık ki kafalarındaki katliam yasasının geçirmek ve parti iradesi adı altında yukarıdan aldıkları talimata uygun iradesiz oy haklarını kullanmak için Meclis’e günlerce sabaha kadar mesai yaptırdılar. Kendilerinin zafer olarak kutladığı ancak bugüne de kapalı kapılar arkasında gerçekleştirilen hayvan katliamlarına meşruiyet kazandıran kanlı yasayı Meclis Genel Kurulu’ndan geçirmeyi başardılar” dedi.
Yasa çalışmalarına başlanıldığı duyurulduktan sonra vatandaşlar tarafından cinayet ve hayvan yaralamaların gerçekleştiğine vurgu yapan Güner, “Bu hayvan düşmanlığı zamanla hayvanların korunmasını amaç edinen, sokaklardaki aç ve susuz hayvanları besleyen, bakımlarını üstlenen gönüllü hayvansever vatandaşlara da sirayet etmiş, saldırı ve tehditlerin mağduru haline getirmiştir” dedi.
SİVİL DİRENİŞ SÜRMELİ
Tüm bu süreçte yapılması gerekenlere değinen Güner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılması gereken yaşatmayı seçen veteriner hekimlerin, belediyelerin, vatandaşların ve diğer toplum kuruluşlarının örgütlenmelerle birbirine destek olması; Anayasa Mahkemesi’nin ana muhalefet partisi tarafından yapılacak başvuruya yönelik vereceği karara dek bu sivil direnişi sürdürmesidir.”