Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda Metan Gazı Kazasında Sanıklara Ceza
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında 7 Ocak 2013’te meydana gelen metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçi hayatını kaybetmiş, 8 kişi de yaralanmıştı. Olayla ilgili yargılamada 3 sanığın mahkumiyet ve beraat kararları bozulmuş, 6 sanığın ise Anayasa Mahkemesi kararıyla yargılanmasına başlanmıştı. Bu davaların birleştirildiği duruşmada karar çıktı.
Sanıklar proje sorumlusu E.K, alt işveren şirketin genel müdürü Ş.S.D. ve dönemin TTK yöneticisi A.A, “bilinçli taksirle öldürme” suçundan 11 yıl 1 ay 10’ar gün hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 6 sanık ise beraat etti.
Ölen işçilerin yakınları, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep etmişti. Sanıklar ise beraatlarını talep etmişti.
Karardan memnun olmayan müştekilerin avukatı, temyiz yoluna başvuracaklarını açıkladı.
Olayın Arka Planı
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında, özel bir firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kotunda metan püskürmesi sonucu 8 işçi yaşamını yitirmiş, 8 kişi de gazdan etkilenmişti.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde, 10 sanık hakkında “taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019’daki duruşmada, 3 sanığı asli kusurlu bularak 8 yıl 4’er ay hapis cezasına mahkum etmiş, 2 sanığa ise denetim görevlerini yerine getirmedikleri için 3 yıl 4 ay hapis cezası vermişti. 5 sanık ise beraat etmişti.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin TTK Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı ile kurum yöneticisi 5 kişi hakkında soruşturma izninin reddedilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz etmiş, itirazın kabul edilmemesi üzerine de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.
Anayasa Mahkemesi, dosyanın gönderildiği Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararını kaldırmış, 6 sanığın da “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan yargılanmasına karar verilmişti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 3 sanığın “iş güvenliği mevzuatına aykırı eylemleriyle kazaya sebebiyet verebileceğini öngördüğü halde neticenin meydana gelmeyeceğine inanmak suretiyle hareket ettiği” gerekçesiyle kararlarını bozmuştu. Davalar birleştirilerek yeniden yargılamaya alınmıştı.
