Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA – Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ankara’da öldürülen Sinan Ateş cinayeti duruşmasını takip eden gazetecileri sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tehdit etti.
‘Kurşun’ göndermeli tweet atan Kılıç, paylaşımında gazeteciler İsmail Saymaz, Erk Acarer, Barış Terkoğlu, Alican Uludağ ve Timur Soykan’ı hedef aldı.
Kılıç paylaşımında “Bizler AB ve ABD fonlarının doldurduğu dolma kalemler değiliz, bizler kurşun kalemleriz. Kurşun kalemlerin de bir gün galip geleceğini mutlaka göreceksiniz!” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADAN TEHDİT ETTİ
Öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş davasında mahkeme dün ara kararı açıkladı. Soruşturma süresince de MHP’nin yayın organlarından ve MHP’li isimlerce sosyal medyadan Sinan Ateş cinayetini yazan birçok gazeteci hedef gösterildi.
“KURŞUN KALEMLERİN DE BİR GÜN GALİP GELECEĞİNİ…”
Dün, Burak Kılıç; gazeteciler Barış Terkoğlu, Alican Uludağ, Erk Acarer, İsmail Saymaz ve Timur Soykan’ı sosyal medyadan yaptığı, üzerinde gazetecilerin fotoğrafları ve isimleri bulunan görseli paylaşarak hedef gösterdi.
Kılıç, “Bizler AB ve ABD fonlarının doldurduğu dolma kalemler değiliz, bizler kurşun kalemleriz. Kurşun kalemlerin de bir gün galip geleceğini mutlaka göreceksiniz!” diye yazarken Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Pehlivan da Kılıç’ın paylaşımını alıntılayarak şunları yazdı:
PEHLİVAN: “8 NİSAN 2022’DE ATEŞ’İN EVİNİN ÖNÜNDE KEŞİF YAPMAYA GİTTİ”
“‘Kurşun’ göndermeli bu mesajı atan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, 8 Nisan 2022’de Sinan Ateş’in Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki evinin önünde keşif yapmaya gitti, buranın fotoğraf ve videolarını çekerek Tolgahan Demirbaş’a gönderdi. Kılıç, Sinan Ateş’in öldürüldüğü gün saat 15.16’da Tolgahan Demirbaş’a “Gel abi benim odaya” şeklinde mesaj attı. Demirbaş, saat 17.55 ve 17.57’de iki kez Demirbaş ile telefonda görüştü.”
SOYKAN: NEYİ KASTETTİĞİ ATEŞ’E KURULAN PUSUDAN BİLİYORUZ
Gazeteci Timur Soykan ise X’ten yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Aşağıdaki tweeti atan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Sinan Ateş’in öldürülmesinden önce eşi Ayşe Ateş’in evinin fotoğraflarını çekti ve Tolgahan Demirbaş’a gönderdi. Onun ‘kurşun’ kalemle neyi kastettiğini Sinan Ateş’e kurulan pusudan da biliyoruz. Bizim kalemlerimiz sadece halkın haber alma hakkı için yazar. Onların dolma kalemleri kanla dolu. Mafya düzeninde gazetecileri böyle tehdit edebilme cüretini de Sinan Ateş cinayeti sanığı olmamasından alıyor.”
TERKOĞLU: SUÇ, DEVLETİN VARLIĞINI ÇETELERİNİZİN AYAĞININ ALTINA PASPAS EDENDE!
Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç’ın tehdit paylaşımına bir yanıt da Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Terkoğlu’ndan geldi.
Terkoğlu, “Biliyorum ne senin ne de teşkilatındaki abilerinin buna cesareti var. Ama suç sizde değil, suç koca devletin varlığını sizin çetelerinizin ayağının altına paspas edende!” dedi.
Barış Terkoğlu’nun paylaşımı şu şekilde:
“’Tam bağımsız Türkiye’ diyenlere satırla saldırmışsın. ‘Kahrolsun emperyalizm’ diyenleri kurşunlamışsın. Kendi ülkenin iki kuruş zam isteyen işçisini, özgürlük isteyen vatandaşını, insanca yaşam isteyen gencini sokakta kovalarken; kendi milletini zehirleyen uluslararası baronların torbacılarıyla iş tutmuşsun.
Şimdi aklınca hayatında her dönem devlete çöreklenmiş çetelerle mücadele eden adamları tehdit ediyorsun. Sorsalar onun da arkasında duramayacak, bilmemkimden alıntı yaptım diyeceksin.
Senden kurşun kalem olmaz, ancak kurşun asker olur! Sorsan milliyetçisin, ama ne milletinin dilini bilirsin, ne kültürünü savunursun, ne onunla ekmeğini bölüşürsün. Ülküden yalnız on kişi toplanıp suç işlemeyi anlarsın.
Eğer ülkene de ülküne de son bir hizmet etmek istiyorsan savcılığa, karakola git. Ellerini kaldırıp ‘teslim olmaya geldim’ de. Seni 8 Nisan 2022’de Sinan Ateş’in evinin önüne keşif yapmaya kim gönderdi anlat. Cinayetten sonra abilerinle o odada neler konuştuğunuzu açıkla.
Biliyorum, o vakit, seni de, varsa cesareti anlattığını tutanağa döken polisi de savcıyı da bir dış ülkeye bağlar, bir terör örgütüyle ilişkilendirir, oradan oraya sürgün ederler. Ama en azından hayatının geri kalanını namuslu ve şerefli bir insan olarak geçirirsin. Ayrıca, savunduğun ülküyü, torbacılara milliyetçileri öldürten kirden temizlemeye katkın olur.
Biliyorum ne senin ne de teşkilatındaki abilerinin buna cesareti var. Ama suç sizde değil, suç koca devletin varlığını sizin çetelerinizin ayağının altına paspas edende!”