Toplum olarak belleğimizi kaybettik,
bilincimizi kaybettik.
Yakın zamanlarda olan biteni anımsamıyoruz.
Çok basit şeyleri bir araya getirip sağlıklı analizler yapamıyoruz.
Ya anımsamaya,
anımsatmaya korkuyoruz ya da utanıyoruz.
Deniz Gezmişlerin idam edilmesi için el kaldıran,
devlet aklına biat edenler salya sümük anmalara katılıp timsah gözyaşları döküyor…
Bilinç tutulması yaşayan travmatik toplumlar biraz da böyledir.
24 yaşında canını feda edenlerden çok yaşadık diye utanmak gerekmiyor mu?
AKP neden var?
Kapitalist düzende;
Gerek düşünsel bağlam da,
gerekse toplumsal yaşam da örselenmiş bireylerin kişiliklerin de;
Kirlenmiş bir bilincin oluştuğunu,
toplumsal çöküş ile birlikte gözlemlemek en yakınlarımızdan yola çıkarak yazmak hiç de zor olmasa gerek.
Olduğundan farklı görünme durumu;
Toplum adına yola çıktığını savlayan,
toplumsal dokunun oluşmasından uzak travmatik bu türler köreltilmezse sonuçları daha bir zarar verecek duruma gelir…
Deniz Gezmiş,
Mahir ÇAYAN,
İbrahim Kaypakkaya’lar bu ülkenin tarihsel bir gerçeğidir.
Tabu değildirler.
Eksikleri vardır.
En çok da fazlalıkları vardır biz de olmayan…
Hangi gözle baktığınız önemlidir.
Öncelikle kendi emeğini,
sonrasında başkalarının emeğini yok sayma hastalıklı bir ruh halini ve içine düştüğü bunalımı yansıtır.
Böylesi bir durum;
Celladına aşık olma sendromundan çok daha öte bir gerçekliktir.
Sistemin ve onu yönettiğini sanan aktörlerin,
sistemden beslenen,
suya sabuna dokunmadan;
“Aydın,
Yazar,
Gazeteci,
Şair” yazın sanatının her alanında olduğunu savlayanların elle tutulur bir yanı kalmamıştır.
Daha çok yaşayayım,
daha çok önde/görünür olayım,
daha çok para,
yeme,
içme….
Ya da basit bir Proje uğruna kendini,
sevgisini ve kimliğini satanlardan ne köy olur ne kasaba…
Bir Tokat’ta yıkılır,
en küçük bir rüzgar da savrulur gidersiniz.
İyisi mi;
Bırakın dünü,
bugünü sömürmeyi,
kendinize sahip çıkın…
Unutmayınız;
Er ya da geç herkes sonuçlarına katlanacaktır!
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!