SOLMEDYA – Kartal Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Neriman-Sami Türkdoğan Aşevi-Gıda Bankası ve Afet Lojistik Merkezi gerçekleştirilen törenle hizmete girdi.
Açılış törenine Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bağışçı Türkdoğan ailesi, Kartal belediyesi Başkan Yardımcıları, Birim Müdürleri, Meclis Üyeleri, CHP Kartal İlçe Başkanı Mert Polat ve yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar katıldı.
GÖKHAN YÜKSEL: “KARTAL’DA DA İSTANBUL’DA DA DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR”
Neriman-Sami Türkdoğan Aşevi-Gıda Bankası ve Afet Lojistik Merkezi’nin açılış programında konuşan Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, İBB ile koordineli bir şekilde Kartal’da birçok hizmeti gerçekleştirdiğini vurguladı.
Kartal halkı adına İBB Başkanı İmamoğlu’na teşekkür eden Başkan Yüksel konuşmasında; “Yerin altına yapılan yatırım, bittikten sonra görünmez. Tabirimi mazur görün. Bazen nankördür yerin altında kaldığı için. Ama bunları hatırlatmak gerekiyor. Kartal’ın meydanında, merkezindeki sel manzaralarını artık yaşamıyoruz. Ve İSKİ’yle, İBB’yle protokol imzaladıktan sonra, yaklaşık 7 yıllık bir yatırım süreci devam edecek. Sadece alt yapı mı? Birçok hizmetimizi, birçok meydanı, birçok yeşil alanı, birçok karanlık alanı beraber aydınlatmış olduk. Hizmetlerimiz büyüyerek devam edecek. Yine alt yapıdan üst yapıya, vermiş olduğu katkıların dışında, devam eden projeleri çok hızlı bitirmiş olduk Büyükşehir marifetiyle. Kartal’da da İstanbul’da da daha yapacak çok işimiz var diyorum. Enerjimiz, birliğimiz, gençliğimiz ve sizler her zaman yanımızda olun istiyoruz. Yolumuz açık olsun.” Dedi.
“Göreve geldikten sonra, ‘Bu seçimi kazanmadınız’ dediler. ‘Hile’ dediler. ‘Hırsız’ dediler ve ‘Çaldınız’ dediler. İnsan, kendi gibi bilirmiş” diyen İmamoğlu’nun konuşması, bir vatandaş tarafından, “Siz de bizim kalbimizi çaldınız” sözleriyle bölündü. İmamoğlu’nun vatandaşa yanıtı, “İnanın tek hırsızlığım o olacak, başka hiçbir şey olmayacak. Hayat boyu gönlünüzü çalmaya devam edeceğim” oldu.
İmamoğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;
İMAMOĞLU: “NE HAK YEDİM, NE DE HAKKIMI YEDİRİRİM KARDEŞİM”
Özenle görev yaptıkları 5 yıllık süreçte en büyük motivasyonlarının İstanbul’da yaşayan 16 milyon insan olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Tabii yol arkadaşlarınız da öyle; motivasyonunuzu yükseltiyor. Ve bu noktada ilçe belediye başkanlarımızın da özel konumları var. Gökhan Başkanımız da o yol arkadaşlarımızdan birisi. Göreve geldiğimiz an itibariyle neler yaşadık, neler. Zaten görevi vermek için 17-18 gün beklettiler. Göreve geldikten sonra, ‘Bu seçimi kazanmadınız’ dediler. ‘Hile’ dediler. ‘Hırsız’ dediler ve ‘Çaldınız’ dediler. İnsan, kendi gibi bilirmiş” dedi. Bu sırada bir vatandaş İmamoğlu’nun konuşmasını, “Siz de bizim kalbimizi çaldınız” sözleriyle böldü. “İnanın tek hırsızlığım o olacak, başka hiçbir şey olmayacak. Hayat boyu gönlünüzü çalmaya devam edeceğim” diyen İmamoğlu, “Bütün bu suçlamalarla birlikte, görevi elimizden aldılar. Ve çalmaya devam ettiler. Çünkü 3 ayımızı, oradan aldılar götürdüler. Onun için 3 ay eksik hizmet verdik bu şehre. O süreçte unuttukları bir şey var. Ne bu millet, ne on altı milyon insanımız, ne de onları temsilen ben; ne hak yedim, ne de hakkımı yediririm kardeşim. Bu kadar net. O gün, halk olarak hakkımızı savunduk ve bu zorluğu aştık” ifadelerini kullandı.
“NELER NELER YAŞADIK”
“Hizmet dönemimizin en önemli kavramı, adalet. Biz bu şehre adaleti getirdik. Bu şehrin hiçbir insanını birbirinden ayırt etmedik; etmeyeceğiz. Hep söylerim; Cumhuriyet Halk Partisi’nin en çalışkan neferi olmayı, her zaman gururla hedef olarak söylemişimdir. Cumhuriyet Halk Partililerin gurur duyacağı bir evladı olmaktan da her zaman gururla bahsetmişimdir. Ama altını çizerek şunu hep söylerim: Siyaset, siyasi partiler, hizmet için bir araçtır, amaç olamaz. Partilerimiz ayrı olabilir, yolculuklarımız ayrı olabilir. Ama bizim inandığımız çok temel bir şey var. Biz, demokrasiye inanıyoruz. Bizim saygı duyduğumuz net bir şey var: Bu şehrin ve bu ülkenin insanı, etnik kökeni, mezhebi, siyasi görüşü, inancına asla bakmaksızın… Bu önemli bir terbiyedir sevgili dostlarım. Bizi ayakta tutan terbiyedir. Bizi dimdik ayakta tutan bir vicdandır. Bunu korumazsak, Allah bizleri korusun. Şimdi bu ahlakla ve bu adalet duygusuyla yürürken, elbette neler neler yaşadık. Böyle deyince de sesim birine benziyor. Allah’ım ya Rabb’im; ne diyeyim? Şimdi; neler neler yaşadık. Ne engellemeler, ne engellemeler… Komedi filmi gibi bir kısmı.”
“OYUNUZU TEHDİT EDENE VERMEYİN”
“Ondan sonra Ordu’da, -huylu huyundan vazgeçmez- gerçek duygularını ifade ediyor. Bakın ne diyor? Önce, ‘Siyasetin namusu var’ diyor. Ardından da namus anlayışını şöyle anlatıyor: ‘Ben’ dedi, ‘Cumhurbaşkanıyım.’ O; ben değil bu arada. ‘Hükümet bende. Benim adayımı seçerseniz, Ordu’nun kılına zarar gelmez. Doğalgaz gelsin istiyorsan benim adayıma oy vereceksin’ dedi. Şimdi kıymetli milletimize ben bir uyarıda bulunmakla kendimi borçlu hissediyorum. 31 Mart’ta seçim var. Seçime gidiyoruz. Bakın seçime giderken bile, milletini tehdit ederek oy isteyenden, bu milleti Allah korusun, 31 Mart’tan sonra neler yapar neler. Onun için milletimize buradan sesleniyorum. Sandığa giderken, bu sözleri aklınızdan sakın çıkartmayın. Bugün sizi tehdit eden, oyu alınca neler yapar neler. Hakkı, hukuku, marifetli insanlarımızın iradesini bile kendinde gören bir akıl, seçimden sonra neler yapar, neler. Peki milletimize sadece bunu mu tavsiye ediyorum? Milletimize bir şey daha tavsiye ediyorum. Tabii ki onun tam tersini yapmayı tavsiye ediyorum. Onun dediği kim varsa, ona oy vermemelerini. Niye biliyor musunuz? Ona ve o bu akla, sandıkta öyle bir ders verin ki, seçimden sonra kalan 4 yılında size deli gibi hizmet etmek zorunda kalsınlar. İktidar süreleri var. Sizi dikkate alması için, oyunuzu tehdit edene vermeyin.”
“BİZİM MİLLETİMİZ CESURDUR”
“Bizim milletimiz cesurdur. Bizim milletimiz akıllıdır, zekidir. Bizim milletimizi tehdit edene, bu millet pabucu bırakmaz. Bakın bu millet öyle bir had bildirir ki, süt dökmüş kediye dönersiniz. Aynen 23 Haziran’da olduğu gibi. 13 bin, 800 bin oldu. Bu tehditten sonra, 800 bini kaç yaparsınız, Allah bilir. Bu bakımdan 31 Mart’ta, bize oy vereceksiniz. Biz diliyor ve istiyoruz ki, bizi seçeceksiniz. Umut ediyoruz ki, biz bize oy verene de vermeyene de büyük büyük hizmetler yapacağız. Onlar da giderayak daha çok çalışmak zorunda kalacaklar. Bunlar hizmet yarışı olacak. Sizler, halkımız, bizim tek yüzümüzü döneceğimiz milletimiz; bizim sonuna kadar dinleyeceğimiz, gözümüz gözünüzün içine bakacak, kulaklarımız sizde olacak. Milletimizin dediği olacak. Milletimizin dışında bize hükmedecek, bize tabiri caizse, tabiri ona ait şekliyle ‘buyuracak’ bir Allah’ın kulu yok. Bize buyuracak, millettir. Bu millet, 100 yılı aşkın süredir demokrasi mücadelesi veriyor, özgürlük mücadelesi veriyor. Bizim terbiyemiz nettir. O terbiye, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir terbiyesidir. O terbiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir.”
“PAROLAMIZ NET: TAM YOL İLERİ”
“İşte tam da bu bakış açısıyla, Kartal’da da İstanbul’un 39 ilçesinde de bütün Türkiye’de de parolamız net: Tam yol ileri sevgili kardeşlerim. Göreceksiniz; seçime kadar işlerimizi layıkıyla milletimize anlatacağız. Seçime kadar inşallah çok çalışacağız. Gece-gündüz çalışacağız. O, bu, şu demeden çalışacağız. 16 milyon insanımız için çalışacağız. Sandıklarımıza sahip çıkacağız. Herkese birbirimizi anlatacağız. Ben Kartal Belediye Başkanı’nın anlatacağım. O beni anlatacak. Ya da Pendik Belediye Başkan adayımızı anlatacak. Hep birlikte birbirimizi anlatıp, iyi insanlar, terbiyeli, ahlaklı, adaletli insanlar görevlerine devam edecek. Ve her şey çok güzel olacak.”
İmamoğlu daha sonra esnaf ziyareti gerçekleştirerek vatandaşların sorunlarını dinledi.