İzmit’te İliç maden faciasına halk tepki gösterdi!

IMG_20240214_185334
Haber: Atilla Yüceak
Erzincan İliç’te meydana gelen  madencilik faciası ile ilgili İzmit belediye iş hanı önünde yapılan basın açıklamasını Kocaeli Çevre Platformu, Kocaeli ISIG meclisiyle birlikte yaptı.
Kocaeli Çevre Platformu adına dönem koordinatörü  Muammer Hakkı ERSÖZ, Kocaeli İSİG meclisi adına üye Selçuk Karstarlı bir konuşma yaptı.
13 Şubat Salı günü Erzincan ili İliç ilçesinde büyük bir madencilik faciası yaşandığını dile getirerek konuşmasına başlayan KÇP dönem koordinatörü Muammer Hakkı ERSÖZ şunları söyledi.
“Bölgeden gelen haberlere göre 9 maden işçisi kardeşimiz toprak altında kalmış
ve işçilerle ilgili arama kurtarma faaliyetleri devam etmektedir.
Öncelikle tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunmaktayız!
İliç’te Anagold Madencilik firması tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde
yaklaşık 10 milyon ton mertebesinde hesap edilen,
siyanür ile kirlenmiş toprak
Fırat nehri yatağına doğru
kaymıştır.”
ÇEVRE FELAKETİ BÜYÜK OLACAK!
“Yine ilk belirlemelere göre kayan toprak kütlesi nehir yatağına 700/800 mt.
mesafededir.
Bu siyanürle kirlenmiş toprağın nehir yatağına ulaşması veya siyanür ile
kirlenmiş topraktan
yeraltı sularına olacak sızıntının büyük bir çevre felaketine yol açacağı, ulaştığı
yerlerde yaşamı sonlandıracağı konusunda konunun uzmanları fikir
birliğindedir…”
Sorumluları kimlerdir?
İliç’teki çöpler altın madeni ocağı 2008 yılından bu yana işletildiğini dile getiren ERSÖZ;
“Bu madenle ilgili defalarca suç duyurusunda bulunulmuş, defalarca davalar
açılmıştır.
Faaliyete girdiği günden bu yana; gerek TMMOB ,gerekse Siyasi Partiler ve diğer
STK lar tarafından sürekli dava ve tartışma konusu yapılmış ve madenin “Sadece
doğa ve kaynakları değil, aynı zamanda yaşamı katlettiği” vurgulanmıştır.”
Bu felekat bir günde olmadı!
“Bu maden ile ilgili Dava süreçleri, ÇED kararları ve diğer hukuk süreçleri burada
anlatılamayacak kadar uzundur ve yargıdaki dosyalarda mevcuttur.
Her defasında altın madeninde kullanılan siyanürlü bileşiklerin bölgenin flora ve faunasında
tahribata yer açacağı, bilimsel ve akademik raporlarla ortaya konmuş, çevre
felaketine yol açabilecek olası riskler vurgulanmıştır.
Bütün bunlara rağmen madenin faaliyeti durdurulamamış ve ortaya bugün
yaşadığımız tablo çıkmıştır.”
Bu yaşananların sorumlusu ,faaliyeti yürütenler kadar, faaliyetin yürütülmesine
izin veren ,olanak sağlayanlardır.
Ülkemiz kaynaklarının ,doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna
yağmalanmasına göz yumulmamalıdır.
Madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermayenin yağma alanı olmaktan
çıkarılmalıdır.”
Maden ruhsatları ve ÇED raporları yeniden gözden geçirilmelidir!
Kocaeli Çevre Platformu dönem koordinatörü Muammer Hakkı ERSÖZ konuşmasını şu sözleri ile sonlandırdı;
“Ülkemizde tüm alanlarda ki madencilik faaliyetler;
Ekosisteme zarar vermeyecek teknoloji
ve yöntemlerle yapılmalı, ekosisteme zarar vermesi olası madenlerde daha
önce verilmiş ÇED
olumlu kararları gözden geçirilmelidir.
İliç’te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermelidir.”
“Madenle ilgili tüm ÇED kararları iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmalıdır.” diyerek KÇP adına tepkilerini dile getirdi.
Daha sonra Kocaeli İSİG adına söz alan Selçuk Karstarlı şunları söyledi;
“Türkiye önce ki gün öğlen saatlerinde bir kere daha planlanmış, organize edilmiş bir işçi ve doğa katliamı ile karşı karşıya kaldı. Yüzlerce işçinin çalıştığı Anagold Madenciliğin maden sahasında resmi açıklamalara göre en az 9 işçinin toprak altında kaldığını biliyoruz.”
“Önceki maden katliamların hukuksal süreçleri;
Bu konuda sabıkalı olduğumuzu göstermektedir!” diye haykıran bir vatandaşın sözlerinden sonra Karstarlı konuşmasına şöyle devam etti;
“Daha önce Soma’da, Amasra’da, Sakarya’da ve Türkiye’nin birçok noktasında olduğu gibi tüm uyarılara rağmen yine bir katliam göz göre göre geldi…
Anagold Madenciliğin yüzde 80’i SSR Mining ve yüzde 20’si Çalık Holding’indir ve bu maden şirketi AKP iktidarı döneminde adeta her yıl büyümüş ve kar’ına kar katmıştır.”
Siyanür ile altın aramak bu ülkede yasak mı değil mi?
Karstarlı şöyle devam etti;
24 Haziran 2022’de Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde kullanılan siyanürü taşıyan boru patlamış, siyanür ve sülfürik asit Fırat Nehri üzerinde kurulan İliç Barajı’na akmıştır. Ancak buna rağmen Anagold’un ruhsatı iptal edilmemiş, para cezası ve kısa süreli bir faaliyet durdurma ile yetinilmişti.
Daha sonra ise demokratik kitle örgütlerinin mücadelesine karşı hukuki bir koruma sağlanarak kapasite artışı ile faaliyet izni verilmiş ve şirket, ödediği cezanın 10 katından fazla vergi borcu silinerek ödüllendirilmiştir. Kanadalı şirketin silinen vergi borcu, 2023 bilançolarında tam 7,2 milyon dolar olarak yerini almıştır.”
Kapasite artırımı kararı altında kimin imzası var?
Kim onay verdi kamuoyu bu konuda aydınlatılsın!
Her işçi katliamının ardından olduğu gibi açık gerçekler örtbas edilmeye çalışılmaktadır diyerek tepkisini dile getiren Karstarlı şoyle devam etti;
“Yaşananlar adeta bir kadermiş gibi medya aracılığı ile halka anlatılmaktadır, dönemin çevre ve şehircilik bakanı ise dua etmekle yetinmektedir.
Halbuki yaşanan katliam adeta iktidarın çevre ve işçi düşmanı politiklar ile adım adım hazırladığı bir katliamdır. Bu düzen maden iş kolunda her yıl yeni bir toplu işçi katliamına neden olmaktadır.
(Küre’de -19 (2004), Mustafakemalpaşa’da 19 (2009), Dursunbey’de 17 (2010), Ermenek -18-(2014), 10-(2003), Kozlu’da 8 –(2013), Karadon’da 30 (2010), Şirvan’da -16 (2016), Amasra -42 (2002) )
Meclisimizin verilerine göre AKP’li yıllarda 2062’si maden işçisi olmak üzere enaz 32645 işçi iş cinayetlerine kurban edilmiştir…”
“Sorumlular dan hesap soracağız” diyerek sözlerine devam etti.
“Hukuksuzluk ve gerçek sorumluların ceza almadığı göstermelik dava süreçleri yeni katliamların da önünü açmaktadır. Hatırlatmak isteriz ki Soma maden işçilerinin avukatları olan Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı hala hapisteyken Soma katliamının baş sorumluları Gürkan ailesi gibi sermayedarlar hayatlarına ve ticari faaliyetlerine devam etmektedir.”
İliç’de li maden şirketleri ve sahipleri,
yerli ortakları kimlerdir?
“Erzincan’daki katliamın sorumluları ise şirketin yerli ve yabancı ortakları ile Erzincan Valiliği başta olmak üzere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, izin denetim sürecinde yer alan kamu görevlileri ve uluslararası sermayenin İliç’e yerleşmesine izin veren AKP iktidarıdır. Ortaya çıkan bu felaketin sorumluları yargılanmalıdır. Bu hem bir iş cinayetidir hem de bir doğa katliamıdır. İçerisinde sülfirik asit ve siyanür bulunan ve liç adı verilen bu kirletilmiş toprak, vadiye ve nehre akmıştır.
Bundan sonra her yağan yağmurla birlikte yeraltı sularına dolayısyla içme suyuna ve tarımsal sulama suyuna karışacaktır. Valiliğin menfez kapaklarının kapatıldığı dolayısı ile risk olmadığı açıklaması açıkça halkı aldatma girişimidir, algı yönetimidir. Bu büyüklükteki bir atığın sadece menfez kapakları kapatılarak suya karışmasının önlenmesi mümkün değildir.”
Doğayı kirletip katledenler hesapvermelidir!
“Bu kirlenme aynı zamanda toprakta ve akarsulardaki canlıları da tehdir etmektedir” diyerek sözlerine devam etti Kocaeli İSİG meclisi üyesi Selçuk Karstarlı.
“Ülkemizde madenler işçi ve doğa katliamları ile anılırken İliç’teki katliam ile aynı gün mecliste maden yasası görüşülüyordu.
Bu yeni maden kanunu teklifi işçilerin sağlık ve güvenliği ile doğanın korunmasını esas alan hiçbir değişiklik önermediği gibi, enerji payasası ihtiyaçları için sermayeye yeni kolaylıklar getirmektedir.
Bu katliam dahil olmak üzere yaşanan tüm işçi katliamlarının hesabını sormanın, gerçek sorumluların cezalandırılmasının, bir daha böylesi katliamlarla karşı karşıya kalmamanın yolu tüm emek, demokrasi güçlerinin birlikte kararlı mücadelesidir.”
“Bir kere daha hayatını kaybeden tüm işçilerin ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyor, yaşanan katliamının sorumlularının açığa çıkması için mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyoruz…” dedikten sonra atılan sloganlar eşliğinde konuşmasını sonlandırdı.
Exit mobile version