SOLMEDYA – TBMM’de “Kürtçe yemin” girişimi ile tarihe geçen Zana, “Çözüm sürecinin Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan’ın istemesine” karşın engellendiğini dile getirdi. Zana, kimlerin engellediği yönündeki soruya ise yanıt vermedi.
Biraz belleğimizi yenilemekte yarar var. Terör örgütü içinden kimin çözüm sürecini Öcalan’a karşı istemediği konusu herkes gibi bizim için de bir bilinmez.
Erdoğan’a karşın iktidar içinden bir engelleme olması zaten düşünülemez. O dönem Dolmabahçe’de yapılan toplantıya bizzat Erdoğan’ın kendisi tepki göstermişti. “Kabul edilemez” bulmuştu. “Erdoğan’ın çözüm sürecini engelleyecek şekilde yönlendirildiği” kastediliyorsa burası da kapalı. Çünkü muhatap doğrudan Erdoğan… Ancak bir gerçeğin altını çizmek önemli: Açılım sürecini yürüten siyasetçiler şu anda AKP’de aktif değil, bir kısmıyla da yollar ayrılmış durumda…
Bu değerlendirmelerin zamanının yerel seçimler öncesine denk getirilmesi yoruma açık. Zana’nın açıklaması, “Erdoğan istedi ama engellendi” düşüncesini oluşturmak hedefli olabilir. Bu da DEM Parti tabanındaki Erdoğan karşıtlığını yumuşatma girişimi olarak değerlendirilebilir.
Başak Demirtaş, bir gazeteciye, “İstanbul adaylığı için henüz partimizden bize bir öneri gelmedi ama halk ister, partimiz de uygun görürse düşünebiliriz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’te dün yer alan habere göre Demirtaş ile DEM Parti arasında bir iletişim sorunu olduğu açık. Demirtaş davet beklemiş, parti yetkilisi başvuru yapmadı diyor ve ekliyor, “Önceliğimiz başvuru yapanlarda”. Bu da DEM Parti ile Demirtaşların yerel seçimlere yaklaşımlarındaki farklılığın ipucunu veriyor. DEM Parti yetkilileri, doğuda kendi adaylarıyla seçime girmek batıda da işbirliği istiyor. Selahattin Demirtaş ise Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarıyla seçime girilmesinden yana.
ASIL SORUN
Hiç şüphesiz ki “beklenmeyen açıklamalar”ın hedefi yerel seçimler ve siyaset. Erdoğan’ın genel seçimleri kazandığını hissetmesinden sonra “sıra İstanbul’da” demesi yine çıkış noktası. Siyasette yaygın bir kanıya göre Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u kaybetmesi için DEM Parti’nin çok güçlü bir ismi aday göstermesi gerekiyor. Kulislere göre bu isim de Başak Demirtaş’tır.
Demirtaş’ın hukuki mağduriyetini, eşinin adaylığı ile bir arada düşünmek gündeme sokulmuş durumda. Tıpkı genel seçimler öncesinde HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı tartışmaları gibi. Genel seçimlerden önce HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağı veya alınacak kararın ayrıntıları üzerinden siyaset mühendisliği ve siyasal yönlendirme yapılmak istendi. Önümüzdeki günlerdeki gelişmeleri önceden kestirmek zor. Ancak pazarlık mevsimi yine gelmiş gibi…