5 Ağustos 2023 tarihli BBC News Türkçe sitesi, haberi şöyle veriyordu:
Pakistan’ın eski başbakanı İmran Han, hakkında verilen 3 yıllık hapis cezası sonrası Lahor’daki evinde tutuklanıp, özel bir uçakla İslamabad’a götürüldü.
Eski başbakan hakkında yolsuzluk suçlamaları bulunuyordu. İslamabad’daki bir mahkeme, makamı gereği verilen hediyelerden Han’ın elde ettiği satış gelirini bildirmediğine hükmetti. Kararın açıklandığı mahkeme binası önünde aralarında bazı savcıların da olduğu belirtilen kişiler ‘İmran Han bir hırsız!’ diye bağırıyordu.
Aralarında pahalı saatlerin de olduğu hediyelerin toplam bedelinin 500 bin dolar civarında olduğu iddia ediliyor. Pakistan hükümetinin açıklamasına göre, bu hediyelerden en pahalısı 300 bin dolar değerinde Rolex marka bir saatti. İmran Han ise hakkındaki suçlamayı reddediyor ve saatleri satın aldığını iddia ediyor.
Sosyal medya hesabından bir video mesaj yayınlayan Han, taraftarlarına sükûnet çağrısında bulunurken; hukuki süreçle ilgili soruları yanıtlayan Pakistan Enformasyon Bakanı ise Han’ın gözaltına alınmasının, en geç Ekim ayında yapılması gereken genel seçimlerle ilgisi olmadığını savunuyordu.
2018 yılında başbakanlık görevine gelen Han geçen sene yapılan bir güven oylaması sonucu görevinden alınmış; mayıs ayında ise duruşmaya gelmediği için gözaltına alınmış ancak Yüksek Mahkeme kararıyla serbest bırakılmıştı.
Şimdiki tutuklama sürecinin, Yüksek Mahkeme’nin eski kararına karşın nasıl alındığı henüz belirsizliğini koruyor…
Eski başbakan ve taraftarları bu davaların siyasi amaçla hazırlandığını savunuyor. Han, Rusya ve Çin ile dostane ilişkileri yüzünden muhaliflerle işbirliği yapan ABD’nin siyasi kariyerini bitirmeye çalıştığını iddia ediyor. 1
Euronews Türkçe sitesinden farklı tarihlerdeki birkaç haberi şöyle özetleyebiliriz:
Her ne kadar siyasetten men etme seçim komisyonuna ait bir karar olsa da, hapis cezasının eski başbakanın siyasete dönme çabalarına büyük darbe vuracağı ifade ediliyor.
‘Bunun ülkemize ağır zarar verecek büyük bir tepki getireceğinden korkuyorum’ diyen Han, ‘Eğer birileri bu strateji ile partimin yasaklanabileceğini düşünüyorsa, bu gerçekleşmeyecek’ ifadesini kullanıyor. Öte yandan, önceki tutuklama sonrasında yaşanan protestoların tekrar yaşanmasından endişe ediliyor.
Devrik Başbakan’ın taraftarları, geçen Mayıs ayında hükümet ve askeri yetkililere ve kurumlara yönelik şiddet dolu eylemlere başlamış; olaylar sırasında 200’den fazla polis yaralanmıştı. Nitekim polis, kamu mallarına ve askeri tesislere yapılan saldırılarla bağlantılı onlarca kişinin İmran Han’ın evinde saklandığı için buranın kuşatıldığı açıklamıştı.
Han’ın evinin bulunduğu Pencap Eyaleti’nin Enformasyon Bakanı Amir Mir, basın açıklamasında şunları söylemişti:
‘İstihbarat ve kolluk kuvvetleri, askeri tesislere saldırmakla suçlanan 30 ila 40 kişinin Han’ın evinde saklandığını tespit etti. Bu şüpheli teröristleri teslim etmesi için ev sahibi Han’ı uyarıp 24 saat mühlet veriyoruz. Aksi takdirde polis operasyonu başlatılacaktır.’
Geçen haziranda koalisyon hükümeti, Han ve eşinin Pakistan’ın önemli emlak zenginlerinden Malik Riaz’dan bir eğitim enstitüsü inşa etmek üzere milyarlarca rupi değerinde arazi aldıklarını iddia etti. Milli Mali Sorumluluk Bürosu (NAB) ise Han hükümetinin Riaz ile yaptığı anlaşma sonucu Milli Hazine’nin 239 milyon dolardan fazla zarara uğradığını açıkladı.
Aralık 2019’da Riaz, ‘kirli para’ ile ilgili soruşturma kapsamında aralarında 239 milyon dolar değerinde mülklerin de bulunduğu mal varlığını Birleşik Krallık Ulusal Suç Ajansı’na teslim etmeyi kabul etti.
Pakistan İçişleri Bakanı Rana Sanaullah İngiliz yetkililerin kara para aklamayla bağlantılı olarak Pakistan’a 239 milyon doları iade ettiğini ancak Han’ın parayı ulusal hazinede tutmak yerine Riaz’a verdiğini bildirmişti.
İmran Han, 9 Mayıs’ta Milli Mali Sorumluluk Bürosu (NAB) tarafından verilen kararla tutuklanmıştı. Söz konusu gelişme, Han’ın üst düzey istihbarat yetkilisini, kendisine yönelik suikast girişiminin arkasında olmakla suçlamasının ardından yaşanmıştı.
Nisan 2022’de hükümetinin güvensizlik oyu alarak düşmesinden bu yana hakkında 150’den fazla dava açılan Han, yolsuzluktan terörizme ve halkı isyana teşvike kadar birçok önemli suçlamalarla karşı karşıya… 2
Devrik başbakanın haberlere de yansıyan kişisel hırsları, ihtirasları ve tarikat-tasavvuf cilalı yolsuzluklarına ilişkin dosyalarını bir yana bırakırsak, onun Asya’da oynanan acımasız jeopolitik devletler oyununun kurbanı olduğunu söylemek mümkün.
Örnek vermek gerekirse; Han Mart 2021’de eline ulaşan gizli bir görüşmenin içeriğini açıkladı.
Buna göre; Amerikalı yetkililer, Pakistanlı bazı muhaliflere, İmran Han‘ın iktidardan indirilmesinden sonra ABD-Pakistan ilişkilerinin düzelip rayına oturacağını telkin ediyorlardı.
Üstelik IMF de 1 milyar doları vermek suretiyle Pakistan‘ın ekonomik krizden çıkmasına yardımcı olacaktı!
Nisan ayında İmran Han hükümeti düşürüldü. Hemen ardından uluslararası kredi kuruluşları, Pakistan’ın iyi yolda olduğunu ve hatta Asya’nın yıldızı olma sürecinde ilerlediğini söyleseler de ABD’den verilen milyarlarca doların yüzde 70’i, daha önce alınan borçların faizine gitti.
Kanada’dan gönderilen dolarlar ise ileri gelen siyasiler arasında paylaşıldı.
Batı medyası “Pakistan uçtu gidiyor!” dese de ülkede sefalet, işsizlik ve yoksulluk giderek artıyor, cari açık hızla büyüyor ve ekonomi küçülüyor. Ülke, yılda 6 milyar doları borç faizi olarak ödüyor.
Gelenektendir; her iktidar değişikliğinde IMF ilgili hükümetle masaya oturur, kredi musluğunu açar. Verilen faizli kredilerin büyük bir kısmı esas olarak iktidardaki siyasilerin ceplerine atılır.
Bu durumda da borçlar; yeni vergiler, harçlar veya başka yollarla halkın sırtına yüklenir.
İmran Han, Batı demokrasilerinin sahteliğine ve ABD’nin verdiği sözleri tutmamasına yönelik sert eleştiriler yöneltti.
Ayrıca Çin’in kalkınma modelini beğendiğini de dile getirdi. Bu söylemler, batılı ülkeleri yeterince rahatsız etmiş oldu.
İmran Han; ABD’nin El Kaide ve Taliban’a karşı Afganistan’daki mücadelesini hatalı bulup eleştiriyordu.
Bu yüzden de gerçek ismi yerine “Taliban Han” (Talibanların hükümdarı, Taliban prensi) denilerek karalanıp küçümseniyordu.
Acaba neden?
İmran Han’ın Talibanlar gibi Peştun soyundan gelmesinden mi?
Yoksa ABD karşıtı politikası yüzünden mi?
Pakistan’da Amerikan üssü kurulmasına karşı çıkması üzerine, Amerikan yönetimi İmran Han’ın iktidardan uzaklaştırılmasına karar verdi.
Üstelik de İmran Han hükümetinin düşürülmesi yetmedi, kendisine yönelik başarısız bir suikast (Aralık 2022) girişimi düzenlendi. 3
Gerçekte kimdi İmran Han?
Önce ilgilileri ve meraklıları tarafından bilinenleri sıralayalım:
5 Ekim 1952 Lahor doğumlu olup inşaat mühendisi İkramullah Niyazi ile eşi Şevket Hanım’ın biricik oğlu olarak 5 Ekim 1952’de dünyaya geldi.
Politika ve spor alanında iyi bilinen ve ülkenin en ileri gelen aristokrat/eşraf bir ailesinin evladıdır.
Babası ve annesi, Afganistan ile Pakistan’ın sınır bölgelerine yayılmış geniş Peştun aşiretinin iki farklı kabilesinin mensuplarıdır.
Kabileleri yüzyıllar önce Veziristan eyaletinden göçüp aşiret bölgesi olarak bilinen kuzeybatı yöresine yerleşmiştir.
Han’ın anne tarafından ailesi çok sayıda kriket oyuncusu çıkarmasıyla nam yapmıştır. En ünlüleri Cavid Burki ile Mecid Han’dır.
İmran Han şu nitelikleriyle bilinip tanınır: Pakistanlı siyasetçi, eski kriket oyuncusu, kriket yorumcusu, Bradford Üniversitesi’nin eski rektörü ve hayırsever bir kişi.
Han, annesi Şevket Hanım anısına kurulan Kanser Hastanesi ile Mianvali’de Namal Kolejinin de kurucusudur.
Han 20’nci yüzyılın son yirmi yılında ulusal kriket oyuncusuydu. Spor kariyerinden sonra politikayla ilgilenmeye başladı.
1996 yılında Pakistan Adalet Hareketi’ni (Pakistan Tahrik-i İnsaf) kurdu ve ilk başkanı oldu.
Kasım 2002 yılından Ekim 2007’ye kadar Pakistan parlamentosuna milletvekili seçildi.
2013 yılındaki Pakistan genel seçimlerinde partisi ulusal mecliste 35 sandalye kazandı.
Global Post gazetesi İmran Han’ı 2012’nin dokuz lideri sıralamasında üçüncü olarak gösterdi.
Bir hayır işleri örgütü olan Asia Society tarafından yine 2012 yılında Asya’da Yılın Adamı olarak seçildi.
Pakistan’da 25 Temmuz 2018 tarihinde yapılan genel seçimlerde liderliğini yaptığı Pakistan Adalet Hareketi kazandı.
18 Ağustos 2018 tarihinde Pakistan Başbakanı olarak göreve başladı.
Özel hayatına ilişkin bazı köşe taşları şöyledir:
Magazinsel yanıyla da bilinen bulvar gazetelerinde devrik başbakan İmran Han hakkında çok konuşuldu.
Çapkınlıkları ve evlilikleri dillere pelesenk edildi. Sevgilileri sıradan kadınlar değil ya leydiler ya da konteslerdi.
Bahsi geçen sosyete-aristokrat kadınlar dünyaca ünlü iş adamları ve politikacıların ailelerine mensuptular.
Hâlbuki kendisi, İslam dininin kurallarına göre yaşadığını iddia ediyordu.
İmran Han, 1995 yılında İngiliz sosyetesinin meşhur zenginlerinden Goldscmidt Ailesi’nin kızı aktivist ve yazar Jemima Marcelle Goldsmith ile Paris’te Pakistan düğün geleneğine uygun şekilde evlendi.
Medeni nikâh ise Londra’nın güneybatısındaki Richmond kasabasında, dünya ve İngiliz sosyetesinin kalburüstü kesiminin katılımıyla kıyıldı. 2004’te dostça boşandılar.
İngiliz olan ilk eşinin bir tarafının Musevi olmasından ötürü muhalifler İmran Han’ı “Yahudilerin Adamı” olarak karalayıp suçlamaktaydılar.
2015 başlarında İngiltere’de yaşayan BBC muhabiri Pakistan asıllı Reham Niyar Han ile ilişkisi skandal ve spekülasyonlara konu olunca, İmran Han kendisiyle nikâhlanmak zorunda kaldı.
Reham Han Peştun aşiretinin farklı bir kabilesindendi; Hazara bölgesindeki Hayber Pahtunhava’da yaygın olan Peştuca-Urduca karışımı Hindko lehçesiyle konuşuyordu. Çiftler, dokuz ay sonra boşandılar.
Gazeteci Reham’a göre pek nazlı büyütülmüş olan Han, mikrodalga fırını açamayacak veya sifonu çekemeyecek kadar şımarığın tekiymiş.
Kendisini tümüyle siyasetin zirvesine ulaşmaya adamış olduğundan, eşini ihmal eden duygusuzun biriymiş.
Üstelik evlilik dışı beş çocuğun babasıymış (bu son iddia, Han’ın danışmanları tarafından yalanlandı).
Üçüncü ve şimdilik son evliliği Pakistanlı eşraf ve tarikat temsilcisi muhafazakâr-sofu bir ailenin kızı olan Büşra Bibi ile gerçekleşti.
Nikâh şeriat kurallarına göre kıyıldı ve Büşra Hanım’ın bedeni ile yüzü tesettürlü idi. Nikâhtan sonra yüzünü, sadece ikinci kocası olan İmran Han’a göstermiş oldu.
İmran Han’a kalırsa, nikâhlanmadan çok önce bir şekilde henüz başka bir erkekle evli olan Büşra Hanım’ın açık simasını görüp ona hayran kalmıştı.
İmran Han’ın tarikat rehberi, sofi mürşidi ve akıl hocası da sayılan Büşra Han, ilk evliliğinden olan ikisi oğlan üçü kız beş çocuk annesiydi.
İmran Han, sofi dergâhı Baba Ferid türbesini ziyareti sırasında tanıma fırsatı bulduğu tarikat ileri geleni Maneka ailesi ile Büşra Hanım, zaman içinde kendisine evlenme nasihatinde bulunmuş ancak tarikat çevresinden hiçbir kadını kendisine beğendirememişler.
En sonunda Büşra Hanım, “O halde benimle nikâhlan!” deyince İmran Han bu teklifi kabul etmiş ve ilk eşinden boşanıp kendisiyle evlenmiş.
İmran Han açısından 2015 yılı dönüm noktası sayılır. Pencap’ta sıkça ziyaret ettiği Baba Ferid türbesinde kendisini karşılayıp ağırlayan ailenin adı Maneka olarak bilinir.
Hem bünyesindeki tarikat temsilcileri ve ruhani liderleri hem de siyasileri bünyesinden barındıran ailenin bir mensubu da Büşra Bibi’dir.
Büşra Bibi, İmran Han’ın tanıdığı en akıllı ve bilgili kadınlardan biri sayılır. 1987 yılında Pakistan parlamentosunda Benazir Butto kabinesinde bakanlık yapan Gulam Muhammed’in oğlu Havan Maneka ile evliydi.
Sofu kadın, ikinci eşi İmran Han’ın attığı adımları biliyor, karar vermeden önce istihareye yatarak doğruluk veya yanlışlığını söyleyebiliyordu.
Bir keresinde istihareden sonra kocasının başbakan olacağını bile öngörmüştü.
Siyasi görüş ve tutumlarından bazı örnekler vererek İmran Han’ın serüvenini tamamlayalım:
Pakistan-Hindistan arasındaki müzmin çekişme, husumet ve çatışmanın doğal sonucu olarak İmran Han, Hintli siyasetçilerden uzak durmaktadır; başbakan olunca da Hindistan’ın baş rakiplerinden sayılan Çin ile ilişkilerini geliştirmeye bakmıştır.
2010 yılındaki bir röportajında şöyle der:
Hindistan’dan nefret ede ede büyüdüm. Çünkü Hint ordusunun 1947’de insanlarımıza reva gördüğü katliam ve benzeri kıyımları asla unutmadım. Ama çok sonradan gezip dolaştığım Hindistan’ı pek sevdim ve çok sayıda dost edinince de kindarlığım yok oldu.
Hindistan ile Pakistan arasındaki ihtilaflı bölge Keşmir meselesine insani açıdan yaklaşmakta ve taraflar arasında gizli görüşmeler yapılarak sorunun çözülmesini önermektedir.
Pakistan’dan ayrılma (1971) sürecinde Pakistan ordusu ve milislerinin Bangladeş halkına yönelik katliam, mezalim ve vahşi muamelesi yüzünden, ülkesi adına açıkça özür dilenmesini istemiştir.
Ayrıca İmran Han, Afganistan ve Pakistan Taliban Hareketi’nin ABD’ye karşı mücadelesine ve silahlı direnişine sempatiyle bakmaktadır.
Bu nedenle Amerikan İHA ve SİHA’larının sivil-direnişçi ayrımı yapmadan Veziristan bölgesine bomba yağdırmasını protesto için çatışmanın yaşandığı mevzilere gitmek üzere yola düşmüştür.
Gelmesi halinde kendisini öldüreceklerine dair Taliban direnişçilerinin tehditlerine rağmen İmran Han, Ekim 2012’de hareketin askeri komutanıyla irtibat sağlayıp gerçek maksadını anlatmış; bu kez Talibancılar kendisine müsaade edip koruma ekibi bile vermişlerdi.
Taliban 2012’de Kabil’i alıp iktidara geçince, İmran Han kendilerini kutlamış; uluslararası camianın yeni hükümeti tanıması çağrısında bulunmuştu.
Bu türden davranışları nedeniyle de kendisine, “Taliban Han” lakabı takılmıştı.
İmran Han, ülkesindeki Taliban meselesi ile Veziristan’a kümelenmiş cihatçılar sorununun çözümü için şunu önermişti:
Pakistan ordusu bölgeden çekilmeli ve Aşiret Bölgelerinin Federal İdaresi de (Federally Administered Tribal Areas-FATA) yöredeki sorunları hükümetle birlikte planlayarak çözmelidir.
2014 yılında “Pakistan Taliban’ı”, ülkenin farklı yerlerinde yaşayan İsmaili (bir Alevi kolu) cemaati ile çok tanrılı Kalaş halkına karşı silah kullanınca, İmran Han bunun İslami bir davranış olmadığı ve kimsenin zorla Müslüman yapılamayacağı yolunda açıklamada bulundu.
Sind bölgesinde Hindu kızları zorla Müslümanlaştıran İslamcılara karşı da benzer tavır sergileyip bu tür olayları açıkça kınadı.
2016 yılında Suudi Arabistan’ın Şii mezhepli Şeyh Nımr’a ölüm cezası vermesi üzerine bozulup gerginleşen İran ile Suudi ilişkilerini düzeltmek maksadıyla bölgeye gitmişti.
Öte yandan Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesi sırasında Pakistan, kendisinden istenen askeri yardım gönderilmesini kabul etmedi.
İmran Han siyasetten çekileceğini de açıklamıştı.
Taktik miydi yoksa gerçekten pes mi etmişti?
Bunu bilemeyiz ama şu tespiti yapabiliriz:
İmran Han, uluslararasında muteber sayılan yaygın iletişim ağının bir sonucu olarak karar merkezlerinin dikkatini çekti.
Onların teşviki ve yol göstermesiyle siyaset sahnesine çıktı. Başlangıçta Pakistan ordusuyla arasını iyi tutması ve sırtını nüfuz sahibi tarikat temsilcisi köklü Maneka ailesine dayayıp dini açıdan meşruluk kazanması sayesinde başbakanlık makamına oturdu.
İktidardan devrilmesinin başlıca nedenleri ise şunlardı:
ABD ordusunun ve bilhassa istihbarat teşkilatı CIA’nın, bölge ve dünya ülkelerinin korkulu rüyası haline gelmiş olan Taliban ile Kaide’nin mevzilenip mesken tuttuğu Pakistan’ın Veziristan bölgesini SİHA ve füzelerle bombalayıp altüst etmesine karşı çıktı; Amerikan yönetiminin Afganistan’daki savaşına itiraz etti ve izlenen taktikleri açıkça eleştirdi.
Üstelik de jeopolitik mevzilenmede Çin ile Rusya’nın yanında yer aldı. Mesela Çin rejiminin kalkınma modelinin batılı demokrasiler ve yönetim tarzlarından daha iyi olduğunu söyledi.
Ukrayna savaşında Rusya’yı kınamadı ve Putin aleyhinde ambargo/yaptırım kararı alan batılı ülkelere katılmadı; ya çekimser kaldı yahut Rusya’ya zımnen hak verdi.
Ülke içindeki yapısal reformlarla diğer başarısızlıkları ordunun çıkarlarına ters düşünce, askerler ile İmran Han’ın arası giderek açıldı.
Geriye kalıyor Han ile yakın çevresinin usulsüzlük ve yolsuzluklara bulaşması meselesi. Doğru olduğunu varsayarak soralım:
Pakistan’da başta en tepedekiler olmak üzere askeri ve sivil bürokrasiden bu işe bulaşmayan mı var?
Mesela: Panama Belgeleri denen büyük mali/kayıt dışı para skandalının ortaya çıkmasından sonra, eski başbakanlardan muhafazakâr ve İslamcı eğilimi ağır basan Navaz Şerif’in üç oğlunun denizaşırı kayıt dışı şirketlerle offshore bağlantıları deşifre olmamış mıdır?
Aralık 2007’de katledilen eski Başbakan Benazir Butto’nun eşi Sindli bir toprak ağası olan Asıf Ali Zerdari, eşinin konumunu istismar ederek rüşvet ve komisyon almasıyla ünlenmemiş ve bu yüzden de kendisi için “Bay yüzde 10” deyimi kullanılmamış mıdır?
Kaynakça:
1. https://www.bbc.com/turkce/articles/c03029jz5p7o.
2. https://tr.euronews.com/2023/05/11/; https://tr.euronews.com/2023/05/17/; https://tr.euronews.com/2023/08/05/
3. https://www.odatv4.com/dunya/pakistanin-eski-basbakani-han-tutuklandi-12062976, 9 Mayıs 2023.
4. عمران خان… باكستاني مدلل, El Mecele dergisi, 26 Eylül 2023.
5. Wikipedia İngilizce ansiklopedisi, Imran Khan maddesi.