ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul’u Eğitim Sen Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ikili kameralar karşısına geçti.
‘BİR ÖĞÜN VERİLMESİ ÖNEMLİ’
“Çocuklarımızın açlık sorunu ciddi bir sorun olarak önümüze çıkıyor” diyen Kurul, “Bu yüzden hali hazırda Merkezi Yönetim Bütçesi tartışılırken, kesinlikle çocuklarımıza bir öğün öğle yemeği verecek, bir bütçenin ayrılması son derece önemli.”
LAİK EĞİTİM VURGUSU
Eğitim alanının kamusal olmaktan uzaklaştığını söyleyen Kurul, bu alanın artan özelleştirme ve ticarileştirilmenin bir parçası haline geldiğini aktardı. “Bir dönem yüzde birler değerinde olan özel okullaşma oranını bugün yüzde 9,2’lere ulaşmış durumda” diyen Kurul, şöyle devam etti:
“Eğitim alanı herkese açıktır. Ancak okulların açılmasına iki hafta kala haftalık ders çizelgesinde köklü bir değişikliğin olduğunu gördük. Laik eğitim karşı politikaların çok yaygın bir şekilde uygulamaya geçirildiğini gördük. Bu nedenle kamusal eğitim son derece önemli.”
Okullardaki eğitimin niteliğinin düşük olduğunu söyleyen Kurul, nedenini ise okullardaki ifade özgürlüğü üzerindeki baskından kaynaklı olduğunu söyledi. Kurul, “Her an okullarda yönetici ve öğrenciler şikayetle karşı karşıya kalabilirler. Oysa ortaya bir yenilik çıkacaksa, nitelik artışı gerçekleştireceksek bu ancak özgür ifadenin söz konusu olabildiği demokratik okul ikliminde bu talep hayata geçebilir” dedi.
‘ÖĞRENCİLER ÇEŞMEDEN SU İÇİYOR’
Okullarda temiz suya erişimde büyük sıkıntı yaşandığını söyleyen Kurul, şu açıklamalarda bulundu:
“Okullarımızdaki çeşmelerden su içen öğrenciler, arkadaşının su şişesinden bir yudum su içebilir miyim diye soran öğrenciler var. Üç aylık tatilin sonunda öğrencilerimiz boy atmış olarak gelirdi ancak şimdi öğretmenlerimiz çocukların büyümesinde ciddi sorunların olduğunu söylüyor.”
Kurul, “Milli Eğitim Bakanlığı kendi görevini adeta Diyanet İşleri Başkanlığı’na bırakmış gibi görünüyor. Bu nedenle okullarımızda din görevlileri istemiyoruz. ÇEDES protokolünün mutlaka iptal edilmesini istiyoruz. Çocuklar için büyük tehlike içeriyor. Çocuklarımız okula gelip bu din görevlilerle karşılaşacaklar, ama bir süre sonra bu çocuklar bu görevliler kanalıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gençlik merkezlerine gönderilecekler. Gençlik merkezlerinde ise dinci vakıf, dernekler ve cemaatlerle karışılacaklar. Biz altı yaşında evlendirilen çocuğu biliyoruz. İstismar ile karşı karşıya kalan çocuklarımız var. Çünkü kamusal olmayan her yerde çürüme vardır. O nedenle denetlenebilir eğitim alanı yaratmak çok önemli.”
Karma eğitim ilkesinin ihlali, öğretmenlere önlük giydirme ve toplumun siyasal iktidarın çizgisine getirme konusunda eğitimde aynılaştırma politikasının uygulandığını söyleyen Kurul, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına da dikkat çekti. Sadece ekonomik değil demokratik sorunların da kritik öneme sahip olduğunu belirten Kurul, şöyle konuştu:
“15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerçekleştirilen sivil darbesinin ardından KHK ile ihraç edilen 140 binin üzerinde KH ile ihraç edilen kişiler 7 yıl geçmesine rağmen hala adalete ulaşmış değiller. Sendikamızın üyesi olan bin 602 arkadaşımızın sadece yüzde 34’ü işlerine dönebildi. Diğerleri haksız, hukuksuz, keyfi bir şekilde ihraç edilen arkadaşlarımız gerçek adaleti bekliyorlar.”
‘MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MİLLİ OLMAKTAN ÇIKTI’
Kurul’un ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu söz aldı.
Milli Eğitim Bakanlığının milli olmaktan çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Milli Eğitim Bakanlığı eğer mili ise bakandan bakana eğitim politikası değişmez. Bakandan bakana eğitim politikası değişiyorsa artık o milli olmaktan çıkmıştır. Kendi siyasal ideolojilerine uygun olarak öğrenci yetiştirme için eğer Mili Eğitim Bakanlığı’nı kullanıyorsanız o bakanlık Türkiye’yi çağdaş hedeflere ulaştırmaz yani çağdaşlığı yakalama hedeflerinden uzaklaştırır. Liyakatsizliğin egemen olduğu bir bakanlık milli olmaz. Öğretmenlere önlük göndereceğinize çocuklara bir öğün yemek verin. Çocuk eğer okula aç geliyorsa, öğrenmenle öğrenci arasında bir ilişki kurulamaz. Bunlar geldi hem sütü kestiler hem yemeği kestiler. Valla bunlarda insaf, insanlık yok. Tasarrufu öğrencinin boğazından mı yapacaksınız.”
‘7 MİLYON 662 BİN 807 ÇOCUK MADDİ YOKSULLUK ÇEKİYOR’
Öğretmenlerin bu sorunlar yumağı içinde sorunlar yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 60 kişilik sınıflarda öğrenmen ile öğrenci ilişki kuramayacağın söyledi. Kılıçdaroğlu, “21 yıldır siz hala 57 bin 340 bin dersliği yapamamışsanız, halkın, velilerin, öğrencilerin taleplerine yanıt verememişsiniz demektir” dedi. Sözleşmeli, kadrolu öğretmenlerin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Öğretmen öğretmendir” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Yani öğretmenin sırtından bütçeden tasarruf yapacaksınız. Bu ülkede insanlar gönüllü olarak en çok eğitim için vergi istiyoruz dediklerinde, gönüllü olarak milli eğitime katkıda bulunurlar. 7 Çocuklarımızın yüzde 33,7’si yani 7 milyon 662 bin 807 çocuk maddi yoksulluk çekiyor. Ve bu çocuklar okula aç geliyorlar. Sarayın, Milli Eğitim Bakanı’nın bundan haberi var mı? 21. Yüzyılın Türkiye’sinden bahsediyorum. 60 bin yardımcı yardımcı hizmet personeline ihtiyaç var. Dışarda milyonlarca işsiz var. İnternete erişemeyen 3 milyona aşkın evladımız var.”
Milli Eğitim Bakanlığı ve liyakatli kadrolarının bu sorunları çözmesinin gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Öğretmenlerimizin tamamı bu sorunları biliyor. Nasıl çözüleceğini de biliyorlar ama onlara fırsat verilmiyor. Çünkü siyaset kurumu var olan sorunları çözmek değil, var olan soruları derinleştirmek gibi bir görev üstlenmişler görüyoruz” dedi. (ARTI GERÇEK)
