Getting your Trinity Audio player ready... |
Bin bir derdi yaşarken bir umutla girdik seçimlere,
Hayal kırıklığı, kırgınlık ve kızgınlıkla döndük evlerimize.
Sonuçta umutlar kaldı bir başka bahara,
Dertlerimizle kaldık baş başa.
Dert deyince Halkın derdi başka,
Siyasetin derdi bambaşka.
Seçimleri kazanan RTE ilk günden açıkladı derdini,
Yerel seçimleri ve İstanbul’u kazanmak.
Ülkede iktidar olamayan ana muhalefetin derdi ise,
Parti içinde iktidarda kim olacak.
*
Ülkenin tek gündemi,
İktidarı değiştiremeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP)
Değişim adına neyin ya da kimlerin değişeceği.
Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Özel mi karmaşası sürerken,
Dilime yapıştı CHP’nin seçim sloganı,
Birleşe Birleşe Kazanacağız.
*
CHP yönetimi seçimleri tek başına kazanamayacağı düşüncesiyle,
Beş sağ siyasi parti ile kurduğu Millet ittifakını,
Örgütüne ve topluma benimsetmek için seçimlerde kullandı bu sloganı.
Seçimlerin sonuçlarına bakınca gördük ki,
- İttifak içindeki partiler sandıklarda birleşememiş,
- Sloganın sahibi CHP örgüt yapısı içinde birleşememiş.
*
Neden birleşemedik, neden kazanamadık diye sorgulamak yerine,
Kişiler üzerinden değişim tartışması yapmak,
- Gerçekleri görmemek,
- Hataların üstünü örtmek,
- CHP’ye olan güveni yok etmek,
- Bu düzenin değirmenine şu taşımak demek olduğunu görmemek demektir.
*
Neden Birleşe Birleşe Kazanılamadı?
Sorunun temel iki yanıtı var.
- CHP sağdan oy alacağım diye siyasi kimliğine ve ilkelerine aykırı bir ittifak kurdu, sağ söylem ve politikaları öne çıkarttı.
- Parti içi demokrasiyi uygulamadı, aday belirlerken örgütüne söz ve karar hakkı tanımadı.
Sonuçta CHP,
- Örgütünde ve gerçek oy tabanı olan emeği ile geçinenlerde, toplumun aydın ve dinamik kesimlerinde heyecanı ve güveni yaratamadı,
- RTE-AKP’nin yokluğa ve yoksulluğa sürüklediği Halka güven veremedi,
- Birleşe birleşe kazanacağız, sadece bir slogan olmaktan öteye geçemedi.
“Kim Kazandı, Kim Kaybetti” başlıklı yazımda vurguladım,
CHP’yi diğer partilerden ayıran iki temel niteliği vardır.
- Cumhuriyeti kuran Partidir.
- Parti içi demokrasiyi uygulayan Partidir.
CHP bu iki niteliğinden de uzaklaşmakta, tüzüğünde yazılı olan “Demokratik Sol” siyasi kimliğini ve kurumsal yapısını yitirmektedir.
Kimliğini yitiren, kendi üyesiyle ve örgütüyle bütünleşemeyen bir partinin Halka güven verme ve iktidar olma şansı yoktur.
*
CHP, kurucu genel başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemiyle,
“Halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk Fırkası (Halk Partisi) adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim” (06.12.1922) düşüncesiyle kurulmuştur.
Bugün tartışılmakta olan değişim, CHP’nin Devrimcilik ilkesinin kendisidir.
Değişim kişilerin değişimi demek değildir,
1923 koşullarında yapılanları aklın ve bilimin öncülüğünde,
Dünyanın değişen koşullarında, ilkelerinden ve kurucu felsefesinden ödün vermeden politikalar üretmek demektir.
Cumhuriyeti kuran CHP’nin ideolojisi,
Ahmet Taner Kışlalı’nın tanımlamasıyla,
“… Kemalizm ne Atatürk’ün bekçiliğidir ne de 1920 koşullarında yapılmış olanların toplamıdır.
Kemalizm, demokratik toplumcu bir öze sahip, sürekli devrimcilik ilkesine dayalı bir çağdaşlaşma ideolojisidir.”
*
CHP, Birleşe Birleşe Kazanmak için;
- İdeolojine ve “Halkçı-Devrimci” kimliğine sahip çıkması,
- “Parti içi demokrasiyi” uygulaması, üyesi ve örgütüyle bütünleşmesi,
- Varlık nedeni olan Halkla ve gerçek tabanıyla buluşması gerekmektedir.
Bugünün koşullarında Değişim,
CHP’nin kendisi olması demektir.