Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en son grup toplantısında yaptığı konuşmasında “gemiyi sağlam limana götürmek yine kaptanın görevidir, gemiyi sağlam limana götüreceğimi herkes bilsin” dedi.
Üstelik geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında seçim sonuçlarından “hoşnutluğunu” belirtmesine gelen tepkilerin ardından, bugün toplantıda “Ülkemize demokrasiye getirecektik, beklediğimizi alamadık. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Arkasından elbette eleştiriler gelecekti, saygıyla karşılıyorum” sözlerini kullanmasın da tanık olduk!
Politikacının, seçmenden gelen “tepkileri” görmezden gelip, yolunu kaldığı yerden sürdürmesi “küçük olsun, ama benim olsun” anlayışını sürdürmesi beklenemez! Öncesinde öyle çok yaşanmıştı ki; her yaşanmışlığın ardından gelen seçimde “bedeli” ödenmişti!
Peki ya şimdi? Artık “her şeyin” düzeleceğine inanabilecek miyiz? Her seçim sonrasında eğilen başların “artık son” olduğunu söyleyebilecek miyiz? Bakalım!
***
Soru şu: Gemi sağlam limana nasıl götürülecek? Belli ki gemi denizin ortasında/ dalgaların arasında…
Eğer daha önceden böyle bir olgunun yaşanabileceği öngörülememiş, “kazanma” çığlığı kara bulutların varlığını kapatmış, kaptanın olmaması durumunda “aynı” işlevi yerine getirecek bilgide/ birikimde/ sorumlulukta biri yetirilememişse geminin sağlam limana çıkarılması olası görülse de, sonu 0oldukça karmaşık! Önyargılı, “şu an bunun yeri/ zamanı değil” biçimli sözleri/ söylemleri unutun artık! Biraz bilgiye/ bilime/ sorumluluğa bakın!
***
Daha önce yine yazmıştım; bugünkü örgütle, bugünkü genel merkez yapısıyla “alınacak “sonuç” bu! Başka bir şey beklemek ya da beklentisi içinde olmak umutlara zarar veriyor! Son, yaşanan seçimde olduğu gibi!
Yüzyıllık bir partinin, örgüt bilincinden ne denli uzak olduğunu anlatmama gerek var mı? Birçok kentte “örgütün başının” kim olduğunu, “neler” yapabildiğini, “neden” yapamadığını konuştuk! Düşünsenize, bilmem kaç bin sandıktan “ıslak imzalı belge” alınamadığı bile söylendi! Bunu genel başkanın açıklaması gerekir aslında, “bu örgütle mi” limana ulaşılacak?
***
Adımların yere sağlam basması gerek! Açık yüreklilikle belirteyim ki, bu söylenenler “pek” gerçekleşecekmiş gibi görülmese de bunun yolu var; bugünden örgütlerinizi harekete geçirirsiniz, yurttaşın örgütlerle barışık olmasını sağlarsınız, yerel sorunlara çözüm bulması için girişimlerde bulunursunuz, yerel yöneticileri bölgenin istencine bırakırsınız…
Ancak, üç/ beşi dışında bunu bugünkü örgütlerle yapmayı hiç denemeyin; limana çıkmaya zaman kalmaz! Savrulmakla kalmaz, herkesi savurursunuz!
130623