1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kim Kazandı, Kim Kaybetti

Kim Kazandı, Kim Kaybetti

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Seçimlerin sonuçları üzerinde daha çok tartışmalar yaşanacak.

Seçimler neden kazanılamadı, neden iktidar değişmedi, kim suçlu…

Sorular da gerekçeler de çok ama yanıt yok, üstüne alan da yok.

*

Seçmenlerin yarısı yıllardır kendini yoksul ve eğitimsiz bırakan sağ siyasete,

Din, iman, Kuran, vatan, millet, bayrak diye oy verdiler,

Ve bu tek adam düzeninin değişmesini istemediler.

CHP ve Millet ittifakının temel iddiası bu düzeni değiştirmekti, değiştiremedi.

Düzenin değişmesini isteyen partilerin üyeleri ve değişim için oy verenler,

Değişimi sağlayamayan partilerin yönetimlerinin değişimini istiyorlar,

Ama yönetimler değişimi istemiyorlar.

En çok söylenen söz,

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.

Bu süreçte sözün doğrusu,

Değişmeyen tek şey yönetimlerdir.

Tartışılan soru da bu,

Tek adam düzenini değiştiremeyen kim?

Seçmen mi, partilerin yönetimleri mi?

*

Düzenin görünen sahibi RTE,

Kendini iktidarda tutan örgütlenmenin de sahibi.

Ne yaparsa yapsın ne söylerse söylesin,

Kendisine inanan ve sahip çıkan bir örgüt yaratmış.

Her seçim sandığının başında 2-3 kişi,

Hangi bölgede seçmenlere baskı ve baskın yapacakları,

Hangi sandıklara itiraz edecekleri baştan belli.

Dinamik örgüt yapısıyla,

Toplumda yaratılan güçlü iktidar algısıyla,

Kamuoyu gündemini yönlendiren politikalarıyla,

Seçimleri kazanan RTE-AKP.

AKP’nin üye sayısı 11 milyon 241 bin 230,

Aldığı oy 27 milyon 834 bin 692.

*

Böylesi bir örgütün karşısında,

Kendi içinde tartışmalar yaşayan bir ittifakla,

Kendi seçmediği milletvekili adaylarını içine sindiremeyen örgütüyle,

Örgütüne değer vermeyen, seçim sonrası yer kapma planlarıyla meşgul yönetimiyle,

Her sorunu hemen çözeceğim yanıtlarıyla,

Seçim kazanmaya çalışan CHP.

CHP’nin üye sayısı 1 milyon 369 bin 430,

Millet ittifakının toplam üyesi 2 milyon 870 bin 761,

Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy 25 milyon 504 bin 552.

*

Devletin gücünü kullanan RTE-AKP parti olarak (19.392.462, yüzde 35) oy kaybetse de,

RTE’ye oy veren seçmen sayısı (27 milyon) değişmiyor.

Siyasi İslam taraftarları dışında oy verenlerin büyük çoğunluğu,

  • Çağdaş koşullarda yaşama,
  • Kültür, sanat ve sosyal yaşama katılma,
  • Ekonomik açıdan daha iyi koşullarda yaşama isteğine ve alışkanlığına sahip değiller.

Var olan yaşam koşullarına şükrediyor ve hiç olmazsa “alnı secdeye varıyor” diye oy veriyorlar.

Değişim diye bir dertleri ve istekleri bulunmuyor.

*

CHP’nin oy desteği ise (13.802.183 yüzde 25,35) 2007 seçimlerinden bu yana yüzde 20-25 bandında ve değişmiyor.

Kılıçdaroğlu’na oy veren 25 milyon 504 bin 552 (yüzde 47,82) seçmenin parti üyeleri dışında kalan büyük bölümü ise,

Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da,

  • Demokrat, Cumhuriyetçi, Sol, Sosyalist özetle yaşama toplumcu bakanlar,
  • Çağdaş bir ülkede insanca yaşamanın,
  • Hak ve özgürlüklere sahip olmanın,
  • Geleceğe güvenle bakabilmenin isteği ve amacıyla,

Bu düzenin değişimi için oy verenler.

Tıpkı Anayasa referandumunda, Adalet yürüyüşünde ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde verilen destek gibi…

CHP yönetiminin görmek istemediği gerçek budur.

Yüzde 48 oy bütünüyle partinin başarısı değildir,

1 milyon 369 bin CHP üyesinin ve diğer parti üyelerinin dışında oy veren,

En az 22 milyon sendika, meslek odası ve dernek üyelerinin ve yurttaşların verdiği destek,

Hep göz ardı edilmektedir ve oy vermeye mecbur olanlar olarak görülmektedir.

*

“Ben her şeyi bilirim,

Oy ver başka bir şeye karışma” mantığıyla,

Toplumun düşünen, üreten, yaşamın içinde olan ve mücadele eden bilgili kesimleri siyasetin dışında tutmak,

Siyaseti yapısı ve politikaları ile kendi kısır döngüsü içine hapsetmektir.

İşin çelişkisi de buradadır.

Sonuçta kaybeden hep Halktır,

Kazanan ise siyasi partiler ve siyasetçilerdir.

Bugüne kadar bir seçim sonrasında,

“Yanlış yaptık, hatalıydık, kaybettik,

Bize umut bağlayan, destek veren yurttaşlarımızdan özür dileriz” diyen

Bir parti yönetimi gördünüz mü?

Öz eleştirisini vererek istifa eden, siyasetin dışına çıkan bir yönetici gördünüz mü?

*

Göz ardı edilen bir diğer kesim ise partinin temel unsuru olan üyeleridir, örgütüdür.

Yurdumuzun en ücra köşesinde de olsa,

Her türlü yokluğa ve olumsuz koşula rağmen partisinin kapısını açık tutmaya çalışan,

Her seçimde sahada olan, partisinin başarısı için,

Zamanını, parasını, emeğini sakınmayan,

Parti üyeleri, örgüt emekçileri…

Tek beklentileri partilerinin iktidar olması,

Tek istekleri görüşlerinin, düşüncelerinin dinlenmesi, dikkate alınması,

Partisinde söz ve karar sahibi olması.

İlçesinde, ilinde, genel merkezinde görev alacak parti yöneticilerini seçmesi,

Belediye meclis üyelerini, başkanlarını, milletvekili adaylarını kendisinin belirlemesi…

Kısacası Parti İçi Demokrasinin işletilmesi.

*

CHP’yi diğer partilerden ayıran iki temel niteliği vardır.

  1. Cumhuriyeti kuran Partidir.
  2. Parti içi demokrasiyi uygulayan Partidir.

CHP her iki niteliğinden de uzaklaşmaktadır.

Kurumsal kimliğini ve yapısını yitirmektedir.

Sonuçta da CHP iktidarına umut bağlayanlar, güvenenler kaybetmektedir,

Halk kaybetmektedir, Türkiye Cumhuriyeti kaybetmektedir.

Bu gidişle CHP, kendisine umut bağlayanları, güvenenleri kaybedecektir.

Sorumluluğun büyüğü parti üyelerinindir, örgütündür.

Bugün yarından erkendir.

Kim Kazandı, Kim Kaybetti

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.