Getting your Trinity Audio player ready...
|
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ‘Manevi danışmanlık’ projesi ile İzmir’de 842 ilkokul, ortaokul ve liseye imam, müezzin, vaiz kuran kursu öğreticisi görevlendirmesi yapıldı. İl Müftülüğü ile yapılan bu uygulamayı değerlendiren Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ise yapılanın bir kadrolaşma çalışması olduğunu ve gericiliği eğitimin içerisine sokmak olduğunu söyledi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında üç yıl önce imzalanan ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ ile İzmir’de, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanmaya başlandı. 2 bin 497 okulun bulunduğu İzmir’in 30 ilçesinde ilk olarak imam hatip mezunu 842 kişinin okula görevlendirme yapıldı. Atama yapılmayan diğer okulların tamamına ise 1 yıl içerisinde atama yapılacağı öğrenildi. 842 okul içerisinde İmam Hatip Lisesi ve Anadolu Liseleri bulunması dikkat çekerken okullara atananlar arasında kadın vaizlerde yer alıyor.
KADROLAŞMA BAŞLADI
Uygulama hakkında Cumhuriyet’e açıklama yapan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Böyle bir atama protokollerde yok ama yapılıyor. Manevi danışmanlık adı altında atanan kişiler için pedagojik formasyon şartı yok. Bu atamalar okul içerisinde ciddi bir karışıklık yaratabilir. Denetimsiz bir mekanizma ve içeriği tanımlanmamış bir uygulama. Ayrıca atanan bu kişiler milli eğitim tarafından denetlenmeyecek. Zaten okullarda pedogojik formasyon almış rehber öğretmen ve psikolojik danışmanlar mevcut. Zaten bütün öğretmenler bu eğitim almıştır. Bu tür uygulamaların örneği Avrupa’da genelde hapishaneler ve yaşlı bakım evlerinde var. Eğitim sisteminin istihdam nitelik ve pedagojik sorunlarına bilimsel yaklaşımlarla çözüm üretmek yerine tanımlanmamış bir dinsel danışmanlık sürecidir. Eğitimde sorun çözmek yerine yeni sorunlar yaratacağı düşüncesindeyiz. Gerici eğitimin okullara pedagojik formasyonu olmayan unsurları sokulması ve istihdam edilmesi olarak okuyoruz. Kadrolaşma çalışması olduğunu ve gericiliği eğitimin içerisine sokmak olduğunu düşünüyorum ve karşı çıkıyoruz. Manevi danışmanlık adı altında dinsel eğitim ve dinsel motiflerin doğrudan öğrencilere aktarılacağı çok açık. Çok büyük yanlış” dedi. Kalafat, bu uygulamaya velilerin tepki gösterdiğini de sözlerine ekledi.
CHP’Lİ YÜCEL: ANAYASAYA AYKIRI
CHP izmir Milletvekili Deniz Yücel, uygulamanın Anayasaya aykırı olduğuna dikkat çekerek, “Tarikatlar güdümünde ülkeyi yönetenler laik eğitim yuvalarımıza kadar sızmayı amaçlıyor! İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) adı altındaki sözüm ona *manevi danışmanlık” protokolü ile İzmir genelindeki okulların 3’te 1’ine denk gelen 842 farklı okulda imam hatip, kuran kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirildi. Okullarda tanımlanmış görevi bulunan rehber öğretmenler varken ve hatta hali hazırda atanmamış binlerce rehber öğretmen atama beklerken, yasalara aykırı olan bu uygulamanın amacının cumhuriyet değerleri ve laiklik ilkesini zayıflatmak olduğu açıktır. Daha geçtiğimiz yıl “tarikat baskısı” nedeniyle üç gencin intiharını unutmadık! Akdeniz Üniversitesi kampüsündeki KYK yurtlarında kalan Halil Gülcan 11 Mayıs’ta, Emre Kandemir 21 Mayıs’ta, Muhammet Kaya ise 10 Haziran’da intihar etti. Bir ay içinde gerçekleşen üç öğrenci intiharı sonrası KYK yurtlarında “manevi danışmanlık” sistemine son verdiniz. Ne oldu, tarikatlar yine baskıyı mı artırdı? Eğitim ve pedagoji biliminden uzak, okul dışından gelecek bu kişilerin velinin izni olmadan öğrenciye yakınlaşması asla ve asla kabul edilemez. Anayasaya aykırı, kutuplaşmayı arttıracak ve laik ve bilimsel eğitim iklimini bozacak bu protokol derhal iptal edilmelidir!