Getting your Trinity Audio player ready... |
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumartesi akşamı Çankaya Köşkü’nde düzenlediği toplantıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki ikinci kabinesini açıkladı.
Buna göre, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu oldu.
Erdoğan tarafından yapılan atama kararları Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
KABİNE İÇİN DİKKAT ÇEKEN YORUM
Yeni bakanlar ve görevleri tartışılmaya devam ederken; Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Erdoğan’ın kabinesine ilişkin dikkat çeken bir yorumda bulundu.
Halk TV canlı yayınında konuşan Terkoğlu, bunun bir kabine değil, Bakanlar Kurulu olduğunu söyleyerek, “Erdoğan bir şekilde Süleyman Soylu, Hulusi Akar gibi, kendi siyasi kimliklerinin içerisine o koltuklarda süreklilik oluşturmuş ve bu sayede bir güç merkezi oluşturmuş kişileri dağıttı” yorumunu yaptı.
Terkoğlu, şöyle konuştu:
“Kabine diye bir şey yok. Çünkü bizim eskiden kabine dediğimiz sistemde, yasamanın içinden çıkan, hatta hatırlayın Meclis’e karşı sorumlu olan, hatta bunu savaş döneminde dahi becerebilmiş, Atatürk onun olağanüstülüğünü simgelemek için ‘Büyük Millet Meclisi’ diyor…
O büyüklüğünü orada da gösterebilmiş bir sistemdi. Meclis’e karşı sorumluydu. Şimdi öyle bir şey yok. Şimdi sadece bakanlar kurulu var ve tek kişiye, Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu. Doğal olarak siz oturduğunuz koltukta tek bir kişiye karşı sorumlu olursanız, doğal olarak bütün ülkeye karşı sorumlu olmuyorsunuz.”
“GÜÇ MERKEZİ OLUŞTURMUŞ KİŞİLERİ DAĞITTI”
“Bu kabineyi nasıl yorumladığımı söyleyeyim; birincisi kabine değil, bakanlar kurulu…” diyen Terkoğlu, “Tam anlamıyla uygun olmuş. Erdoğan bir şekilde, özellikle 15 Temmuz sonrasında, Süleyman Soylu, Hulusi Akar gibi, kendi mesleklerinin içine ya da kendi siyasi kimliklerinin içerisine o koltuklarda süreklilik oluşturmuş ve bu sayede bir güç merkezi oluşturmuş kişileri dağıttı” ifadelerini kullandı.
“KENDİNE SADIK BİR BAKANLAR KURULU…”
Terkoğlu şöyle devam etti:
“TSK demek son 7 yıldır neredeyse Hulusi Akar demekti, Türkiye’de polis-jandarma demek son 7 yıldır neredeyse Süleyman Soylu demekti. Türkiye’nin yarınında olabilecek bu güç merkezini dağıttı. Kendisine son derece sadakat ile bağlı olduğunu düşündüğü bürokratlardan ve siyasetçilerden ve AKP grubundan, kendine sadık bir bakanlar kurulu oluşturdu.”
“ERDOĞAN’IN BİR SORUNU DAHA VAR…”
“Görülüyor ki Erdoğan’ın bir sorunu daha var. Bakanlar Kurulu ile onay alıp vermeye çalışıyor” yorumunu yapan Terkoğlu, “Türkiye’de son seçimler bir şey gösterdi; Erdoğan, birinci turda yüzde 49,5 ikinci turda yüzde 52 oy aldı ama kendi partisi yüzde 35 oy aldı. Yüzde 35, AKP’nin 2002 koşullarına geri dönmesi demek. AKP, 2002’den beri bu yana, 21 yıl süresince en düşük oyu alıyor. Erdoğan ile AKP arasında bir açıklık var. Erdoğan burada kendisine bağlı bir bakanlar kurulu oluşturarak, aslında partisinde yaşadığı siyasi krizi de çözmeye çalışıyor” dedi.
MHP NEREDE?
Cumhur’un küçük ortağı MHP’ye de değinen Terkoğlu, “MHP nerede? Ben mesela Devlet Bahçeli’nin bu kabineden bu kadar memnun olduğunu sanmıyorum. Çünkü biliyorsunuz MHP iktidarın bakanlar kurulunun ya da başka bir şeyin değil… Cumhur İttifakı’nın kilit ortaklarından bir tanesiydi. Erdoğan, Meclis’teki çoğunluğunu ona borçlu” dedi.
Terkoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı kazanmasını ona borçlu ama öte yandan sistem MHP ve Bahçeli’ye şöyle bir şey kuruyordu; ‘Ya bu sistem içinde yer almakla birlikte bu sistemin hiçbir sorumluluğunu almıyordu. Hükümete bakıyordunuz, hiçbir MHP’li yok. Ama öte yandan da MHP’nin kilit olduğu bir sistem. Kilit isimler vardı başta Süleyman Soylu olmak üzere bazı bakanlar da. Bakıyorum onlara… Bunlar gitmişler yerlerine ya Milli Görüş ya da Erdoğan’a sadakati ile bilinen AKP’nin içinden çıkmış ya da sadık bürokratlar gelmiş.”
“Başta Menzil olmak üzere bütün tarikat ve cemaatler devletin içinde var olmak istiyorlar” diyen Terkoğlu, “Bu benim fikrim değil bu arada. Bu kimin fikri? Polis Akademisi’nin hazırladığı raporda bu yazıyor. Diyanet’in hazırladığı raporda bile yazıyor. Bunlar olmak istiyorlar ve iktidar da izin veriyor. Oluyorlar da” sözlerini kullandı.