‘Tarihin en gerici Meclisi’ne karşı çağrı: ‘Saldırıları birlikte püskürtelim’

za1
Getting your Trinity Audio player ready...

14 Mayıs seçimleri kapsamında belirlenen yeni TBMM, 2 Haziran’da yasama dönemine başladı. Seçimlerden önce kadınlara ilişkin tepki çeken sözleriyle gündeme damga vuran isimlerin Cumhur İttifakı sıralarından Meclis’e girmesinin ardından kadınları nasıl bir dönemin beklediği tartışma konusu oldu.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Cumhuriyet TV’ye yaptığı açıklamada, kadın düşmanlarının artık Meclis’te ellerinin daha güçlü olduğuna dikkat çekerek “bizim mücadelemiz de büyüyor. Kadınlar daha çok bir araya gelecek, örgütlenecek, kendi yolumuzu birlikte bulacağız” dedi. 

“SEÇİM DÖNEMİ KADINLARIN HAKLARI PAZARLIK HALİNE GETİRİLDİ”

Yeniden Refah Partisi’nden Konya Milletvekili seçilen Ali Yüksel’in 3 eşinin olduğu iddiasını hatırlatarak söze başlayan  Fidan Ataselim, “Yaşanan tamamen modern haklarımızı daha geriye götürmek üzere bir tür muhafazakarlık, tutuculuk. Genel anlamda bir tür çok eşlilik, tek eşlilik tartışması dahi değildir bu. Medeni Kanun’da kazandığımız modern haklarımız hiç kolay kazandığımız şeyler olmadı kadınların haklarının korunması açısından. Kadınların haklarının ellerinden alınması gibi bir karanlık tabloya doğru götürülmek isteniyoruz. Düşünün ki bir seçim dönemi kadınların haklarının pazarlık haline getirildiği, ‘6284’ü kaldıracağız’ söylemlerinin dile getirildiği bir durumdu ve bu şekilde milletvekili oldular” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUK İSTİSMARINI AKLAMAYA YÖNELİK HAMLELERİNİ BİLİYORUZ”

Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmeyen HÜDA PAR’ın ‘yalnız yaşayan kadınların sahiplendirilmesi’ gibi vaatlerine de tepki gösteren Ataselim, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kadınları erkeklerin malı gibi gören bir zihniyet var ve bu yolla hatta küçücük kız çocuklarının zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyen bir zihniyet var. Kime göre çocuk, neye göre çocuk diye biz söylemiyoruz. HÜDAPAR Genel Başkanı söyledi. Yıllar içerisinde çocuk istismarını aklamaya yönelik nice hamleler yapıldığını biliyoruz. Yıllarca tarikatlar ve cemaatler içerisinde nasıl üstünün örtüldüğünü de görüyoruz. Çocuk istismarı çok yaygın ve bir şekilde normalleştirilmeye çalışılıyor. Kadınlar kimsenin malı değildir, öyle sürekli sahiplenilecek nesne değildir, beyanını dikkate almayacağınız kimseler değildir. Çünkü eşit yurttaşlık haklarımız var. Bir eşitlikten söz edeceksek eğer anayasanın en temel maddesidir, buna karşı kimse hareket edemez. Söylemde bulunurlar mı? Bulunuyorlar. Fakat buna karşı biz de kendi politikamızı ortaya koyup bunu yapamayacak bir örgütlü kuvveti yaratmaya ihtiyacımız var.”

“HER KADIN CİNAYETİNDEN SORUMLULAR”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2023 Mayıs ayındaki verilere göre, 40 kadın cinayeti ve 22 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Cinayetlerin sorumlularını işaret eden Ataselim, “Yakın vakitteki tam seçimin olduğu dönemde, seçimin olduğu ayda bu kadar kadının öldürülüyor olması tesadüf değil. Çünkü Cumhur İttifakı bütün odağa ‘yüce ailemiz’i aldı, ‘LGBTİ+’lar’a bir tür nefret kusma halindeydi. Örneğin cumhurbaşkanı bir televizyon programında ‘kadına yönelik şiddet bizim dönemimizde yok olma noktasına geldi’ demişti. Bunu dediği an, kadın cinayetleri hiç bu kadar olmamıştı. Demek ki kullanılan dil, uygulanan politikalar, işte kadınların hayatını böyle kıskaca alıyor. ‘6284 kaldırılmalı, kadının beyanı dikkate alınmamalı’ dediler, kadınlar daha çok öldürüldü. Bunlar sadece söylem düzeyinde kalan meseleler diye kimse düşünmesin. Doğrudan kadınların hayatını etkiliyor. Görünen o ki sadece üstüne kapatma, normalleştirme değil, kadına şiddeti teşvik edici pozisyondalar. Dolayısıyla her kadın cinayetinden sorumlular” dedi.

“KADINLARIN OYLARININ SANDIĞA YANSIDIĞINDAN ŞÜPHELERİM VAR”

Kadınların en temel yurttaşlık hakkı olan ’oy kullanma’dan dahi bazı bölgelerde faydalanamadığını öne süren Ataselim, “Hatta kadınların kararlarının oy olarak sandığa yansıyıp yansımadığına dair şüphelerim var. Çünkü çeşitli toplu oy kullanılan yerlerde ‘kadınlar kime oy vereceğini bilmez’ diyerek kendi eşlerinin, çocuklarının ya da kardeşlerinin yerine oy kullanan erkekler ortaya çıktı” açıklamasında bulundu.

“SALDIRILARI HEP BERABER PÜSKÜRTMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Kadınların umutlu olması gerektiğinin altını çizen Ataselim, “Geçtiğimiz dönemlerde de yine aynı kesimler çocukların istismarcılarla evlendirilmesi halinde af getirilmesini sağlayacak olan bir öneriyi meclise getirebildiler. Bize direnç katacak olan şey şu: Biz bütün toplumla birlikte, hep birlikte buna karşı çıktık ve bunu durdurabildik. Nafaka hakkını tartışmak istediler, durdurabildik. Anayasa tartışmak istediler, durdurabildik. Fakat şu anda elleri daha güçlü, bizim mücadelemiz de büyüyor. Kadınlar daha çok bir araya gelecek, örgütlenecek, kendi yolumuzu birlikte bulacağız. Bin 500’e yakın kadın arkadaşımız ‘HÜDA-PAR, Yeniden Refah Partili miletvekilleri, bunları söyleyenler meclise dahi girdiyse artık biz de kendi meclisimizde olmalıyız’ diyerek adım attı. Bu gücü bu direnci hep birlikte sağlayacağız. O kolektif mücadeleyi yaratıyor olmak önemli. Artık kadınlar ‘zaten bizim için mücadele eden bir yer var’ diye düşünmemeli. Artık sizin de katılmanız gereken bir zamandayız. Sadece belli sayıda kadın değil, hep beraber olmaya ve bu saldırıları beraber püskürtmeye ihtiyacımız var. Öngörmemiz mümkün ama mecliste nererle karşılaşacağımızı bilemiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Exit mobile version