Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP’de alınan başarısız seçim sonuçları ile bir hareketlilik başladı.
Parti içi demokrasi ve değişim isteyenler, sonuçlardan rahatsız olanlar, alınan başarısızlığı doğal olarak masaya yatırarak, ülkenin aydınlık geleceği için nasıl yeniden umut olabiliriz tartışmasını yapıyor.
Yapmak da zorundadırlar.
Demokrasi adına yapılan bu tartışmaları çok anlamlı ve zorunlu buluyorum. Ancak ayrı ayrı gruplar halinde yapılan örgütlenmelerin kurultaylarda sonuç alamadığını hatırlatmak istiyorum.
Geçmişte yaşadığımız kurultay deneyimlerimizden gördüğümüz üzere farklı gruplar altında örgütlenmelere öncülük yapanlar kendilerini PM koltuğuna taşımaktan başka bir şey düşünmediklerinden defalarca seçim yenilgisi alan mevcut yönetimlerin de işine yarıyor, olabilecek değişimin önünü tıkıyor. O nedenle geçmişte yapılan eksikliklerden dersler çıkararak hareket etmeliyiz.
Açık konuşmak gerekirse, CHP’yi kurtarmadan, ülkeyi kurtarmak bir hayal olur.
ZİRA CHP LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ANA KURUCU UNSURUDUR CHP DE VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DE AYNI TEMEL ÜSTÜNDE YANİ ATATÜRK İLKELERİ ORTAK PAYDASINDA ÖZDEŞLEŞMELİDİR.
O nedenle parti içindeki öncü arkadaşlarımızın farklı gruplar halinde kendilerini taşıtma çabalarından vazgeçerek ülkeyi ivedilikle bu gerici iktidardan kurtarmak için, öncelikle partiyi kurtarmanın gerekli olduğuna inanarak hareket etmelidirler. Bunu yapmanın da yolu ayrışmadan bir araya gelerek, ülkedeki demokratik kitle örgütlerini, aydınları da aralarına alarak bu konuda ortak hareket etmek ile açılır.
Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti mücadelesini kimseyi ayrıştırmadan birlik ve beraberlik içinde ortak akılla vermeliyiz. Aksi durumda geleceğimiz tehlike altındadır.
Cumhuriyet Halk Partisi, içinde yetenekli, namuslu, yurtsever bir ismi “alternatife lider” olarak çıkarabilecek altyapıya da, insan zenginliğine de sahip bir partidir… İlle de elini ateşe uzatmasına, hele ülke elden kayıp giderken Oğuz Kaan Salıcı ve Ekrem İmamoğlu gibi çapsız politikacıların elinde heder olup gitmesine hiç gerek yok…
Hep dağın ön yüzüne bakmaya gerek yok, dağın arak yüzünde Genel Başkan olabilecek yüzlerce yoldaşımızın olduğunu görmek zorundayız. Cumhuriyet Halk Partisini, kişilerin, grupların partisi olmaktan kurtararak halkın partisi konumuna taşımalıyız. Kurtuluşu kişilerde değil, ilkelerde aramak gerekir.
Seçim yenilgisinden sonra partinin yeniden yapılanması için birçok grupların ve partililerin hareket halinde olduğunu görüyoruz… Tüm grupların ve aydınların hep birlikte “partiyi kurtarma inisiyatifi “ oluşturması gerekir… Yıllardır parti içi demokrasi mücadelesi veren ekiplerin, onlar gitsin biz gelelim, partiyi biz yönetelim anlayışlarının yanlış olduğunu kabullensinler… Amaç partiyi ayrıştırmak, küçültmek değil herkesin olduğu demokrasi anlayışını hâkim kılmak gerekir. Parti içinde sesimizi ortaklaştırmamız gerekir.
Medyatik kişilerin parti lideri olsun tartışması iktidar alternatifi olamaz. İktidar olmanın tek yolu var “halka ulaşmak, yaşamı örgütlemekle” olur. Tüm seçim sonuçlarını doğru analiz edecek olursak CHP’nin kırsal kesimlerle bağı neredeyse hiç yok.
Bu nedenle köylere gidilmeli, Atatürk’ün “Milletin efendisi” dediği köylülerle sevgi ve gönül bağları kurulmalı, bölge insanları teşvik edilerek gerekirse finansman, teknoloji ve bilgi desteği sağlanarak köylerin ekonomik ve Sosyo/kültürel alanlarda kalkınması için projeler oluşturarak Köy Enstitülerinin eksikliğini telafi edecek düşünce dernekleri, kalkınma kooperatifleri kurulmasına ön ayak olunmalıdır. Bu konuda da “Kemalizm Asıl Şimdi” kitabının yazarı Ünal Karahasan’ın yaşamı örgütleme çalışmalarından yararlanmak gerekir.
Ülkemizde idealist ve Atatürk ilkelerine bağlı olmakla birlikte siyasete ilgi duymayan çağdaş kafalı aydın insanlarımız mutlaka vardır. İşte o aydınlarla el ele vererek gerek kırsal, gerek kentsel kesimlerde insanları tarikat ve cemaatlerin din istismarından kurtarmak için konferanslar paneller sanatsal faaliyetler kermesler düzenlenmeli kitaplıklar kurulmalıdır.
Bu sadece CHP’nin Atatürk’ün Cumhuriyet halk partisine geri dönmesi değil CHP eliyle ülkenin kalkınması onurunu kazanmak demektir.
Unutmayalım ki “Atatürk dönemi Türkiye’si” tam da bu şekilde inşa edilmişti.