Getting your Trinity Audio player ready... |
Devrimci mücadelenin öncü isimlerinden Tuncay Kurtbaş yoldaş, cezasının infazını tamamlayarak Sağmalcılar Cezaevi’nden tahliye edildi. 30 yıllık tutukluluğunun ardından 29 Mayıs’ta tahliye olan Kurtbaş yoldaş’ı daha önce cezaevinden çıkan Erdoğan Toprak ve Murat Kurtbaş yoldaşlarımız tarafından karşılanarak evine götürüldü.
Tuncay Kurtbaş yoldaş Cezaevi’nden çıktıktan iki gün sonra devrimci yoldaşları Yücel Çiftçi, Burhanettin Yılmaz, Zübeyt Çelik,İmkan Demirci, Rıfat Seyhan, Turan Tatar, Erdoğan Toprak ve Murat Kurtbaş ile Kadıköy’de bir araya gelerek hasret giderdiler.
‘İNANCIMIZ BÜYÜKTÜ’
Klasik yaşam tarzının artık sürdürülemez olduğunu ifade eden Kurtbaş, “Yüzyıllardır zaten bu şekilde yaşamışız ve bir şeyler kazanmamışız. Ülke tarihine bakıldığında zaten hep bu tür şeylerden dolayı kayıplar yaşanmıştır. Ama cezaevinde gördüm ki; gerçeklik yoldaşlıktı ve yoldaşlık inancıydı. Eğer bu olmazsa, zaten zindanda bu kadar yıl kalmak, ayaklarının üstünde durmak mümkün değildi. Bizi ayakta tutan bu inançtı. Umudumuz hep vardı. Mücadeleye inancımız büyüktü. Bu konuda bir şüphemiz yoktu. İlk günden bu yana nasıl inandıysam, bugün de öyleyim. Bu inanç olmazsa, sistemin öğrettiği yaşamın bize bir faydası olmaz. Binlerce yıllık bir yaşamdan sonra gördük ki; gerçeklik yıllardır bize dayatılan değildi ve tarihimiz bu değildi. Bize ilk defa bir yol gösterildi. Ben bu öğrendiklerim ve yaşadıklarım için mutluyum” diye belirtti.
‘YOLDAŞLIK HER ŞEYİN ÜSTÜNDE’
Cezaevi yaşamında her şeyin planlı ve sistemli bir şekilde sürdürüldüğünü belirten Kurtbaş, okuma saatinden, uyku saatine, beslenmeden eğlenme saatine kadar her şeyin paylaşım ve plan içinde olduğunu söyledi. Cezaevinde ayakta kalmanın sırrını “Zaten bu şekilde paylaşım olmazsa insan cezaevinde kalamaz. 24 saat aynı odada birbirini görmeye dayanamaz. Yoldaşlık ruhu, parti bilinci olmasaydı, bu kadar uzun süre insan birbirine katlanamaz. 30 yıl birlikte kaldığım yoldaşım var. Bu yoldaşlık anlayışı sayesinde aramızda sorunlar çıkmadı. Çünkü bu yoldaşlık sevgisi her şeyin üstündeydi. Bizi ayakta tutan da buydu” sözleriyle anlattı.